Hayır efendim yapamazsınız
Bundan yaklaşık yirmi beş yıl önce. Bu diyarlardan çok uzak bir yer düşünün.
Uçakla yaklaşık on beş saatlik bir yoldan sonra varıyorsunuz. Boğucu bir sıcak sizi karşılıyor. Sıcak bir karşılama yani. Etrafta alıştığınız diyarları, İstanbul’u Ankara’yı hatırlatacak hiç bir şey yok. Kelimenin tam anlamıyla yabancı bir diyar yani. Havası yabancı, suyu yabancı, toprağı yabancı. İnsanı çok yabancı. Türkiye’ye dair hiç bir bilgisi yok. Muhtemelen varlığından bile bi haber. O denli uzak. Ruhen ve zihnen.
Kader, yaptığınız seçimler, yapmadığınız seçimler sizi buralara ‘savurmuş.’ Size göre taviz, başkasına göre gereklilik size uymadığı için bu tanımadığınız, bilmediğiniz, belki de evet belki de hiç ama hiç gelip de yaşayacağınızı düşünmediğiniz bir yer şimdi size ‘yuva’ oluyor. Yuva ki ne yuva.... Kızlarınızın tahsili, başörtülü tahsili için hicret ettiğiniz bu diyar eviniz oluyor.
Rabb arzı, tamamını, istisnasız her bucağını bir mescit, bir rızık mekanı yaratıp kullarının hizmetine verdiğine göre iç huzuru ile bu yeni diyarı benimsiyorsunuz... La şarkiyya la garbiyya İslamiyya mottosu çerçevesinde ulus-devletliğinizden sıyrılmışçasına inandıklarınız doğrultusunda yaşıyorsunuz...
Bu çok yabancı, mimarisi, dini, dili kültürü, herşeyi yabancı bu yerlerde sizi şaşırtan, memnuniyetle şaşırtan bir gerçeği de öğreniyorsunuz. Alış verişinizi yaptığınız büyük markete gittiğinizde. ‘Burada içki satılmaz.’ Allah Allah, Müslüman bir ülkede değilsiniz. Teksas’ın hani bizde kovboyların diyarı olarak tanınan Teksas’ın Dallasındasınız. Dallas metropolitanının içinde Richardson şehrindesiniz. Ve burada içki satışı yasak. Onların tabiri ile ‘dry zone’ yani kuru kuşak. Civarda Müslüman yok. Yalnızsınız. Etnik olarak beyaz Amerikalıların arasındasınız. Refah seviyesi oldukça yüksek bir bölge. Ama burada içki satışı yok! Peki, neden diye soruyorsunuz. Kim var bunun arkasında diye merak ediyorsunuz. Toplumsal talep diyorlar. ‘Bu bölgenin insanları, burada yaşayanlar böyle istediği için içki satışı yok.’ Hıristiyan Amerikalıların, dindar veya değil, bu insanların talebi şehir yönetimi tarafından da kabul görüyor ve içki satışı yasaklanıyor.
Çünkü ABD’liler alkolün kötülüklerini biliyorlar. Bire bir yaşıyorlar, çocuklarını alkollü sürücülerin cinayetlerine kurban ediyorlar ve çözümü alkolden caydırmakta buluyorlar. Bunun için de satışını yasaklıyorlar.
Şimdi gelelim oralardan buralara Teksas’tan çok uzaklara. İstanbul’a. İstanbul’un otoyollarına çıkan küçük kavşaklarda yeşillendirilmiş adacıklar vardır, oralarda bile içki içen içene. İlk gördüğümde yadırgamıştım, Allah Allah bu yasak değil mi, nasıl oluyor da izin veriyorlar demiştim. Amerika’da mesela bir parkta içki içemez kimse. Yasaktır çünkü. Toplumsal huzuru bozar çünkü. Bakıyorum Türkiye bambaşka bir dünyada! Şimdi ortalığı velveleye veriyorlar. Eyüp’te festival varmış. Festivalin sponsoru bir alkol firmasıymış. Eyüp’te gelip içecek çılgınca eğleneceklermiş. Son dakikada Eyüp belediyesi içki satışını durdurmuş. Hevesleri kursaklarında kalmış. Ne gösterilerden bir şey anlamışlar ne sergilerden. Ağzına mikrofon dayatılanlar mızlanıyorlar ‘her halde sadece Türkiye’de böyle bir şey olur.’ İçki ile kendilerine bir şey katacaklarına inanan. Sonradan görme batıcılar! ve de cahiller! Bilmeden konuşanlar! Ne kendilerini ne dünyayı bilenler. Zır cahiller! Taklitçi şamatacılar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.