Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Torun sahibi dul kızlar

Torun sahibi dul kızlar

Bu memlekette kim helal yiyor, kim haram yiyor bir türlü anlayamadım gitti.

Müslümanı, gayrimüslimi, iyisi, kötüsü, cahili, okumuşu, hırlısı, hırsızı, dolandırıcısı, kapkaçcısı, rüşvetçisi, velhasıl her sınıftan hiç kimse harama bulaştığını kabullenmez.


Mutlak bir gerekçeleri vardır ve herkesten daha namuslu, daha inançlıdırlar.


İyi güzel de memleketteki bu kadar vurgun, gasp, soygun, cinayet, kavga, kargaşa, terör ve kaos yer altından mı fışkırıyor yoksa gökyüzünden mi yağıyor-


“Ben yalan söylemem”, “Ben haram yemem, çoluğuma çocuğuma da yedirmem”, “Kul hakkından korkarım”, “Haksız yere devletin kuruşuna tenezzül etmem, bir sürü dul ve yetimin hakkı var çünkü.”


Biliyor musunuz söze böyle başlayanlardan veya ikide bir bu ifadeleri kullananlardan hep korkar ve kaçarım.


•


SSK’nın kuruluş tarihi 1946, yeni adı SGK ismini alışı ise 2006.


İki isim taşıyan bu kurum, mevcut hükümete kadar hiç kâr etmedi, yeni yeni belini doğrultmaya çalışıyor.


Devletin kurumları içerisinde en çok vurgun yiyen de SSK’dır.


Bırakın soygunların çeşitlerini, sadece “hasta, doktor ve eczacı” üçgenindeki ilaç sahtekârlıkları bile bu kurumu mahvetmiştir.


Neyse bir soruyla yazının başlığına geçelim.


“Ülkemizde ne kadar gerçekte evli ama kağıt üzerinde dul kadın vardır?”


Bu soruya geçmeden önce SGK denetmenlerinin dikkatleri sonucu paravan şirketlerle binlerce kişinin emekli edildiğini ve olaya el konulduğunu duyuralım.


Şimdi bu işe bulaşan ve emekli olanların hepsine tek tek sorsanız, hepsi de masum ve iyi insanlardır değil mi? Geçelim.


•


Torun sahibi hatta torununun çocuğunu gören dul kızlara gelince.


Elbet söyleyeceklerimi SGK’nın yetkilileri çok iyi biliyor ve üzerinde çalışma yapıyorlardır ama sona geldiklerini sanmıyorum.


Bugün SGK’dan baba veya koca maaşı yiyen milyonu aşkın dul kadın var.


“Hak ederek” maaş alanlar hariç, bunların bir çoğu; zengin, ev bark ve torun torba sahibi kişiler. Ve bu sebeple anlaşmalı boşanmalar had safhada.


Kadının babası ölüyor, maaş devlete kalmasın diye hemen anlaşmalı boşanıyor ve babasının maaşına konarak; “evli ama dul” modunda, çatır çatır o parayı yiyor.


Mesela böyleleriyle konuştuğunuzda; sizden, benden ve herkesten daha dürüsüt kesiliyorlar.


Bu işin o kadar çok üçkağıdı var ki, şeytanın bile pes dediği bir mesele. Bu sebeple devlet bu yolsuzluğun altından yıllardır kalkamıyor.


Torun sahibi dul kızlar ve onlara yardımcı olanlar, devletin ve milletin hakkını gaspettikleri bir tarafa, maaşını aldıkları masum insanlara ihaneti nasıl kabulleniyorlar acaba?


Gerçi ne demiş atalarımız; “Haramın girdiği yerden akıl çıkar, vicdan çöker; geriye sadece hırs, tamah ve huzursuzluk kalır.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi