Üsküdar Beşiktaş
Müslüman; içi ve dışı temiz insan olarak tarif edilir ve ilave edilir.
- Oruç ayı, bu temizliğin bütün yıl içerisinde yaşanması adına bir başlangıçtır.
Demek ki Müslüman, doğumundan ölümüne kadar içi ve dışı temiz olarak yaşamakla mükelleftir ve bu ödevini yerine getirmek mecburiyetindedir.
Müslüman olduğunu iddia eden ben, kendime bu pencereden baktığımda gördüm ki, ele avuca gelir bir tarafım yok.
Bu duygu ve düşünceler içerisinde dışım temiz ama içimde fırtınalar eserken, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının iftarına gidiyordum.
........................
Bilirsiniz Üsküdar için Kâbe Toprağı denilir ve Harem-i Şerifin sınırının Üsküdardan başladığı söylenir.
Üsküdara indiğimde Ramazan-ı Şerifin havası insanlar üzerinde hissediliyordu. Buradaki insanlara Ramazan uğramış dedirten bir hal vardı.
İskeleden küçük gemiye binip Beşiktaşa geçtim. Beşiktaş iskelesine iner inmez kendimi başka bir dünyaya ışınlanmış gibi buldum.
Cidden çok şaşırdım. Çünkü günlerdir oruçlu insanlarla beraber olup; Ramazan ve oruç konuşup, birden orucun hiç uğramadığı kalabalıklara karışınca haliyle bir hoş oldum.
Neyse ki, kendimi yukarıda yazdığım Ramazan ve Müslümanın tarifiyle epeyce meşgul ettiğim için şaşırsam da gayet normal karşıladım.
.........................
Oruç tutanları da tutmayanları da Allah yarattı. İnsanoğlundan başlayarak, bitkilerden hayvanlara kadar tüm kainata hayat veren de Allah.
O zaman Allahın hayat verdiği bir insana, diğer bir başka hayat sahibi insanın; Benim gibi düşünecek ve benim gibi inanacaksın deme hakkı yoktur.
Kuran-ı Kerimin ifadesiyle; Her insan zerre yaptığı iyiliğin de kötülüğün de hesabını verecektir.
Dolayısıyla kişi önce kendi hesabını düşünmeli ve başkasına hesap sormamalı.
Yine bu düşüncelerle iftar mekânına vardığımda, Üsküdardaki Oruçlu insanlar atmosferine girmiş oldum.
İftar programının hitamında davetlilere; Bizi Biz Yapan Değerler konulu bir belgesel gösterildi.
Belgeselde toplumun her kesiminden hemen herkese yer verilmiş ve her insan, inandığı değerler çerçevesinde sözünü söyledi.
Sonuçta ortak görüş şuydu: Yaratılanı hoş gör yaratandan ötürü. Bu mesajla çıktım iftar salonundan.
.............................
İstanbulun semalarını yatsı ezanları süslerken Barbaros Bulvarında bulunan ünlü Yıldız Camiinin önünden geçiyordum.
Değerleri öncelemek gerekiyordu, şimdiye kadar önünden defalarca geçtiğim ama içine hiç girmediğim ünlü Yıldız Camiine girdim.
Meğer küçük ama muhteşem bir camiymiş. İçeri girince nefsime dedim ki;
- Be adam, kendi iradesiyle oruç tutan veya tutmayanları göreceğine, iradene sahip çıkıp da şimdiye kadar şu camiyi ziyaret etseydin ya. Geçelim.
Söz uzamasın artık ve Yıldız Camii hakkında kısa bilgi vereyim.
Yıldız Camii, Beşiktaş Barbaros Bulvarı üzerindedir. II. Abdülhamid tarafından, 1885 yılında inşa edilmiştir ve diğer bir adı da Hamidiye Camiidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.