Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Üsküdar Beşiktaş

Üsküdar Beşiktaş

“Müslüman; içi ve dışı temiz insan” olarak tarif edilir ve ilave edilir.


- “Oruç ayı, bu temizliğin bütün yıl içerisinde yaşanması adına bir başlangıçtır.”
Demek ki Müslüman, doğumundan ölümüne kadar “içi ve dışı temiz” olarak yaşamakla mükelleftir ve bu ödevini yerine getirmek mecburiyetindedir.
Müslüman olduğunu iddia eden ben, kendime bu pencereden baktığımda gördüm ki, ele avuca gelir bir tarafım yok.
Bu duygu ve düşünceler içerisinde dışım temiz ama içimde fırtınalar eserken, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın iftarına gidiyordum.
........................
Bilirsiniz Üsküdar için “Kâbe Toprağı” denilir ve Harem-i Şerif’in sınırının Üsküdar’dan başladığı söylenir.
Üsküdar’a indiğimde Ramazan-ı Şerif’in havası insanlar üzerinde hissediliyordu. “Buradaki insanlara Ramazan uğramış” dedirten bir hal vardı.
İskeleden küçük gemiye binip Beşiktaş’a geçtim. Beşiktaş iskelesine iner inmez kendimi başka bir dünyaya ışınlanmış gibi buldum.
Cidden çok şaşırdım. Çünkü günlerdir oruçlu insanlarla beraber olup; Ramazan ve oruç konuşup, birden orucun hiç uğramadığı kalabalıklara karışınca haliyle bir hoş oldum.
Neyse ki, kendimi yukarıda yazdığım Ramazan ve Müslüman’ın tarifiyle epeyce meşgul ettiğim için şaşırsam da gayet normal karşıladım.
.........................
Oruç tutanları da tutmayanları da Allah yarattı. İnsanoğlundan başlayarak, bitkilerden hayvanlara kadar tüm kainata hayat veren de Allah.
O zaman Allah’ın “hayat” verdiği bir insana, diğer bir başka hayat sahibi insanın; “Benim gibi düşünecek ve benim gibi inanacaksın” deme hakkı yoktur.
Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle; “Her insan zerre yaptığı iyiliğin de kötülüğün de hesabını verecektir.”
Dolayısıyla kişi önce kendi hesabını düşünmeli ve başkasına hesap sormamalı.
Yine bu düşüncelerle iftar mekânına vardığımda, Üsküdar’daki “Oruçlu insanlar” atmosferine girmiş oldum.
İftar programının hitamında davetlilere; “Bizi Biz Yapan Değerler” konulu bir belgesel gösterildi.
Belgeselde toplumun her kesiminden hemen herkese yer verilmiş ve her insan, inandığı değerler çerçevesinde sözünü söyledi.
Sonuçta ortak görüş şuydu: “Yaratılanı hoş gör yaratandan ötürü.” Bu mesajla çıktım iftar salonundan.
.............................
İstanbul’un semalarını yatsı ezanları süslerken Barbaros Bulvarı’nda bulunan ünlü Yıldız Camii’nin önünden geçiyordum.
“Değerleri” öncelemek gerekiyordu, şimdiye kadar önünden defalarca geçtiğim ama içine hiç girmediğim ünlü Yıldız Camii’ne girdim.
Meğer küçük ama muhteşem bir camiymiş. İçeri girince nefsime dedim ki;
- “Be adam, kendi iradesiyle oruç tutan veya tutmayanları göreceğine, iradene sahip çıkıp da şimdiye kadar şu camiyi ziyaret etseydin ya.” Geçelim.
Söz uzamasın artık ve Yıldız Camii hakkında kısa bilgi vereyim.
Yıldız Camii, Beşiktaş Barbaros Bulvarı üzerindedir. II. Abdülhamid tarafından, 1885 yılında inşa edilmiştir ve diğer bir adı da Hamidiye Camii’dir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi