Resul Tosun

Resul Tosun

Bu yol Hz. Ali'nin yolu olamaz

Bu yol Hz. Ali'nin yolu olamaz

Politikacılar çeşitli nedenlerle yanlış kararlar alıp uygulayabilirler. Yanlış olduğunu bile bile uygularlar. Çünkü çıkarları o uygulamadadır.

Tarih bu kötü, çirkin ve acımasız uygulamaların örnekleriyle doludur.

Ve bu uygulamanın dinle diyanetle alakası yoktur. Tamamıyla çıkar eksenlidir.

Bir bakarsınız gelişen bir devlet kendisine rakip olur korkusuyla bir başka devlet tarafından yerle bir edilir. Bir bakarasınız çalışkan dürüst bir insan kendisini aşacağı korkusuyla bir başka devlet adamı tarafından sürgüne gönderilir ve hatta idam edilir.

En temiz zannettiğiniz devletin tarih kitabını okuyunuz sayısız benzer örnekler göreceksiniz.

Bu uygulamanın günümüzde en bariz örneğine Suriye konusunda şahit oluyoruz.

Maalesef komşumuz İran bu örneğin ta kendisi oluyor.

Arap baharı başladığında Tunus, Libya ve Mısır'daki halk hareketlerini destekleyerek, diktatörlere karşı halkın dirilişi ve hatta İran İslam devriminin uzantısı olarak değerlendirdi.

Ne zaman ki Suriye halkı da başındaki diktatörden kurtulmak istedi İran'ın tavrı birden bire değişti. Halkına karşı katliam uygulayan kendi şehirlerini ağır silahlarla harabeye çeviren diktatörün yanında yer aldı.

Suriye halkını Siyonizm'in oyununa gelmekle itham ederek on binlerce insanın katledilmesine yüz binlerce insanın evini barkını terk etmeye mecbur bırakılmasına ve koca bir ülkenin kaosa sürüklenmesine destek verdi, hâlâ veriyor.

Öyle bir tenakuz ki sırıtıyor. Aynı olaylar Bahreyn'de de devam ediyor. Bahreyn yönetimi henüz onlarca insanı katletmiş şehirleri topa tutmuş değil ama İran Bahreyn'de yönetimi diktatör olarak niteliyor ve muhalefeti destekliyor. Öte yandan yirmi binden fazla insanı katleden, şehirleri harabeye çeviren kendi halkını göçe zorlayan Suriye'de ise İran maalesef diktatörü destekliyor ve muhalefeti Siyonizm'in tuzağına düşmekle itham ediyor.

İran politikacıları gerçeğin ne olduğunu da bal gibi biliyorlar ama politikacılar için öncelikli olan menfaatlerdir. Menfaatlerini korumak isteyen politikacılar bu taktikleri tarih boyunca hep uygulaya gelmişler bugün de uygulamaktadırlar.

İran'ın gayri insani ve gayri ahlaki çıkar eksenli bu politikasını tasvip etmek mümkün değil. Ama söylediğim gibi politikacılar bunu hep yaparlar. Politikacıları bu bağlamda tasvip etmemekle beraber anlarız, çünkü politikacıdırlar, yanış da olsa devletlerinin politikasını savunurlar. Ama sivil toplum örgütleri, özgür insanlar, dini ve ahlaki değerlere önem veren basın mensupları, kanaat önderleri ve din adamları yanlışlara karşı gerçeği haykırmak durumundadırlar.

Hele de yanlışı görenler Müslüman iseler devlet ricalini uyarmalıdırlar. Çünkü Hz. Peygamber "Din nasihattir." hadisinde yöneticilere karşı da nasihat edilmesi gerektiğini açıklamıştır. Nasihat Türkçemizdeki anlamıyla büyüğün küçüğe öğüt vermesinden ibaret değildir. Nasihat samimi olarak bağlanmak ve ikaz etmek anlamlarını taşır. Çünkü aynı hadiste Allah'a nasihat söz konusudur. Haşa Allah'a nasihat ona öğüt vermek değildir, ihlaslı biçimde bağlı olarak itaat etmektir. Yöneticilere nasihat ise onlara samimi olarak bağlı olduğunu ihsas ettirerek yanlışlarını ikaz etmektir.

Bütün bunları yazmamın sebebi sanal alemde dolaşan bir video kaydı. Arap basınını takip edenler mutlaka görmüşlerdir. Başında sarığı, sırtında cübbesi İranlı bir molla bir tv programında Suriye olayını değerlendiriyor ve Suriye ordusunun halka yaptığı katliamı övüyor. Kendisinin de bir dini adamı olarak kahraman Suriye ordusuyla omuz omuza bu temizlik harekatında yer almak istediğini açıklıyor ve Suriye yönetiminin halka uyguladığı zulmü bir dini temizlik harekatı olarak niteliyor. (http://www.almesryoon. com/permalink/18563.html) Suriye yönetiminin dini temizliğinin ne anlama geldiğini izah etmeme gerek yok.

Politikacıların tavırları anlaşılabilir ama politikacıları da ikaz etmesi (nasihat) gereken kanaat önderlerinin bu denli fanatik açıklamalar yapmaları anlaşılmak bir yana kahrediyor insanı.

Hele de bu açıklamayı mazlumların hamisi Hz. Ali'ye bağlı olduğunu iddia eden bir din adamı yapıyorsa o daha da fena.

Bu yol Hz. Ali'nin ve ehl-i beytin yolu değil, olamaz, olsa olsa Yezid'in yolu olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi