Darbecilik bulaşıcı mıdır?
Ülkemiz, darbeci yetiştiren sistemi değiştirmeden, düzeltmeden ve ıslâh etmeden gerçek anlamda hür ve demokrat bir ülke olamayacak. Elbette bu bilinmeyen bir tesbit değil. Ancak bilindiği halde köklü çözüm ve çareler üretmek yerine geçici tedbirlerin tercih edilmesini anlamak da mümkün değil.
Silivride devam eden Ergenekon dâvâsında ifade veren genelkurmay eski başkanlarından emekli Orgeneral Hilmi Özkök, darbe iddia ve belgeleriyle ilgili sorular üzerine Hayır, öyle bir şey olmadı demedi. Elbette Evet, şu isimler darbe yapmak istedi de demedi, (zaten öyle bir şey demesi de beklenmiyordu) ama ortada bir duman olduğunu inkâr etmedi. Ateş olmayan yerden duman çıkmayacağı da belli olduğuna göre ve geçmişte de birden çok fiilî darbe yaşandığına göre son yıllarda da bu yönde niyetler, planlar ve çalışmalar olduğu artık inkâr edilemez.
Ajansların haber bültenlerine yansıdığı kadarıyla Orgeneral Özkökmeselâşöyle demiş:
*(Balyoz Plan semineri) Bu seminer icra edilmiş, fakat en tehlikeli senaryo amacını biraz aşkın şekilde oynanmış. Siyasî kişiler ve siyasî olaylar, gerçekmiş gibi oynanmış. Ben de Kara Kuvvetleri Komutanına incelettim.
*(Muhtıra) Ordu komutanlarının katıldığı toplantıda, Kara Kuvvetleri Komutanı (...) tarafından bir teklif olarak değil, bir hareket tarzı olarak ifade edildi.
*Bana 2004 yılının bahar aylarında bir vasıtayla bir CD geldi. Bunun içindeki sunumlar Ayışığı ve Yakamoz olduğu iddia edilen sunumlardı. Dezenformasyon da olabilirdi, doğru da olabilirdi.
*Ayışığı ve Yakamoz meşrû bir belge olmadığından işlem yapmadım.
*Benim görüşlerim ile astlarım arasında ayrışmalar oldu, bu çok normal.
*Evet orada böyle bir söz (muhtıra) söylendi, muhtemel hareket tarzlarından biriydi. (AA, 2 ve 3 Ağustos 2012)
Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkökün beyanları elbette önemlidir. Bazı yorumcular bu beyanların tutuklular lehine yorumlanacağını söylese de çoğunluk aksi kanaatte. Lehte yorumlanacağını söylemek çok iyimser bir bakış açısı. Aslında Orgeneral Özkökün bu kadarını söylemiş olması bile önemlidir. Sözün tamamı herkese söylenmez, işin ehli olan leb denildiğinde ne ifade edilmek istendiğini anlar. Dolayısıyla bu beyanlardan darbe planları olmamış şeklinde yorumlanması kolay değil.
Ergenekon dâvâsı başladığından beri söylenen bir söz var: Bu kadar önemli makamlarda bulunan kişiler böyle kabahatler işler mi! Elbette işlememeleri beklenir, ama darbe yapıp milletin seçtiği siyasetçileri iktidardan uzaklaştıranlar bunu bir kabahat olarak görmüyorlar ki. Onlara sorulsa Uçuruma yuvarlanan ülkeyi kurtardık diyecekler.
Asıl mesele de burada. Askerî eğitim sistemi, darbeleri hoş gören anlayışta insanlar yetiştiriyor. Bunun en önemli şahidi, yakın tarihimizdir. Meselâ, 12 Eylül 1980de darbe yapan ekip siyasetçileri şöyle suçlamıştı: Tencereyi pislettiler!
Siyasetçilerin yaptığı her işi kötü ve tencereyi pisletmek olarak gören anlayış, maalesef darbe yapma hakkını da kendisinde görüyor. Darbelerin ve darbeciliğin sona ermesi için mutlak surette eğitim sistemi yeniden ve ciddî olarak ele alınmalıdır. Sadece askerî eğitimin ele alınması da yetmez. Çünkü sivil eğitim aldığı halde zaman zaman kraldan daha fazla kralcı, zihnen askerî eğitim almış insanları aratan kişilere rastlamak da mümkün.
Darbe dönemlerinin sona ermesi ve ülkemizin gerçek anlamda hür ve demokrat olması yolunda doğru adımların atılması gerekir. Türkiyeyi idare edenler AB üyeliği yolunda atılması icap eden adımları atmayarak neye hizmet ettiklerinin farkında mı? Bulaşıcı hastalık halini alan darbeci anlayıştan kurtulmak için biraz daha gayret, biraz daha cesaret...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.