Türkiye bu yarayı daha fazla taşıyamaz
PKK terörü derken işi büyüttüler.
Barzani bölgenin önemli adamı, Beşar Esed yönetiminin geride bırakacağı enkaz Kürt Federasyonu açısından düşündürücü... Dikkatler hep bu federasyon noktasında birleşiyor.
Nasıl olacak bu iş?
Suriye olayı, bir diktatörün yıkılması şeklinde hava estirse de, akabinde, Osmanlı coğrafyasında yeni bölünmeleri beraberinde getirecek bir tablo ile karşı karşıyayız.
Siyonist patronlar öyle istiyor.
Yeni simalar, yeni kadrolar, yeni yönetimler...
Bu aşamada Suriye’deki diktatör kalsa da, gitse de sonuçta ucu bize dokunacak.
Bizi de ya Alevicilikten, ya da Kürtçülükten karıştıracaklar. Şu anda bile bazı Alevi kuruluşları stratejiyi belirlemiş durumda. Cemevi olayı görüldüğü kadar masum değildir...
Diğer anlamsız istekleri de koyun bir kenara...
Kürtçülüğün de, Aleviciliğin de başını İslam karşıtı güçler çekiyor...
Şii- Sünni ayrımını İslamiyet tasvip etmediği halde gündemde sıcak tutulmasının nedeni İslam karşıtı güçlerdir. Beşinci kol: Davud’un kalkanı...
Suriye göründüğü gibi olmayacak... Daha verimli pazarlara kavuşması için başta Çin, ardından Rusya sipere yatmış fırsat bekliyor. Irak, ABD’nin işgalinden kurtulmuş görünse de bu bir göstermeliktir, ABD müttefikleri ile aynen Irak’ta duruyor...
Etrafımız, yüzü maskeli gavur tuzakları ile çembere alınmış.
Süperler Ortadoğu’nun yer altı kaynaklarını bölüşmekte anlaştılar.
PKK terörü bu anlaşmayı diri tutmanın bir versiyonu...
O yüzden her iki süper kesim(doğu-batı) PKK’yı destekliyor.
Açıkça ifade etmek gerekiyorsa, Osmanlı coğrafyasını bir sefer daha ciğerlerinden hançerlemek isteyenler iş başında. Asıl hedef, petrol damarları üzerinde kurulması kararlaştırılan Kürt ırkına dayalı Federe Kürt Devletidir. Kukla devlet...
Ama yer altı zenginliklerini hiçbir zaman kullanamayacak fakir bir halk.
Batının tarihi zihniyeti: Müslüman halk köle, Hıristiyan alemi efendi.
Manzaraya bakıldığında görülen o ki, sanki Şırnak’ın, Hakkari’nin yolları sahipsiz, karakolları kimsesiz. Termal adını koydukları kameralar da sanki derin uykuda...
Teröristlerin yollara serbestçe mayın döşemeleri, karakolların yakınına kadar sızmaları gerçekten düşündürücü. Bu yolları uydudan izlemenin bir yolu yok mu?
PKK’ya uyuşturucu yetiştiren köyler güvenlik güçlerine çok mu uzaklıkta?
Köylerde yıllarca kenevir yetiştiriliyor kimselerin haberi olmuyor...
Bunca uçak, bunca tank, bunca mühimmat, bunca askere rağmen eldeki bilanço oldukça ağır.
Şimdi de Çukurca ilçesine bağlı Karataş ile Geçimli jandarma karakolları gece baskınına uğrayarak ilk anda 6 asker ile 2 korucunun şehit edilmesinı, 15 askerin yaralanmasını gel de anlat...
Nasıl geldiler, nasıl vurdular, nasıl kayboldular?..
Yetkililer bu sorunun cevabını vermeleri lazım.
Olayın hem bu tarafını sorgulayalım, hem de hâlâ bu bölgedeki karakollara acemi asker gönderiliyorsa bu yanlıştan artık dönelim. Teröristler acemi değil, aksine MOSSAD ajanları tarafından eğitilmiş, buna karşılık askerlerimiz acemi ise vay halimize...
İşin garibi, dağlarda silahlı çatışmalar, meclisin çatısı altında destekçileri...
Galiba bu kargaları gözümüzü oysun diye biz besliyoruz.
Devletbaba, kendisine silah çekene maaş da veriyor, altına bir de özel şoförlü araç tahsis ediyor, milletvekili dokunulmazlığı ayrıcalığından istifade ettiriyor. O da bunun hakkını vermiyor değil, veriyor(!), bakıyorsunuz kırmızı plakalı meclisin aracı teröristlerin arasında...
O araçtan milletvekilleri iniyor amirin yakasına yapışıyor, ağır küfürler yağdırıyor...
Olsun, adam yine milletvekili, yine terörün destekçisi, teşvikçisi...
Sayın Başbakan, terörü destekleyen devletleri bildiğini açıklamış olsa da asıl tehlike yönetime sızan tuzu kurular, ekmek elden su gölden.
Gemi asıl buradan su alıyor...
PKK’nın en önemli ayağı içerde, içimizde...
Halkı kandırmaya, devlete karşı kışkırtmaya bu kesim görevli.
Bu ayak kırılmadan, ne termal kameralar çalışır, ne yollar mayından temizlenir...
Yaralar, acılar kanayarak uzar gider...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.