Cemal Nar

Cemal Nar

Müslümanlar “Müslüman” mı?

Müslümanlar “Müslüman” mı?

“Daha sayalım mı?” demiştik.

Adam “ben Müslümanım” diyor. Ama gençlerin namaz kılması, kadınların örtünmesi, imam hatip okullarının ve Kur’an Kurslarının çoğalması ülke için en büyük sorunudur diyor. “Bu sorunu halletmeden bunalımdan çıkış yok” diyor.

“Başı kapalı olanlara okullar ve devlet daireleri yasalansın” diyor. “Üniversitede başını örtsün diyelim ama ya bu mezun olunca ne yapacak? İşsiz mi kalacak? Hayır! Kamuda görev alacak. Orda başını açacak mı? hayır! al sana sorun” diyor.

Bir Türlü “yahu dinin emri ise, ona kimse karışamaz. Din ve vicdan özgürlüğü bunu gerektirir” diyemiyor.

Peki bu adam tesettür ayetleri inkar mı ediyor?

Eğer öyle ise, ayeti inkar insanı kafir eder.

Yok, inkar etmiyor ama aşağılıyor, kötülüyor, çirkin görüyorsa, bu da insanı dinden çıkarır, kafir eder.

Bu da değilse, peki ne?

Bu Müslüman Müslümanlığa neden karşı çıkıyor?

Neden?
Yok, İslam’da böyle bir emir yoktur” diyorsa, bu da affedilmez bir cehalettir. Derhal araştırıp öğrenmesi gerekir.

Mesela sorsun Diyanete. Diyanet tesettürün farz olduğunun daha baştan fetvasını vermiştir.

Şimdi soralım, bilmiyordun öğrendin. Fikrinden vaz geçtin mi?

Hayır!

Neden?

!...

Hiç kaçamak yok. Bu Allah Teala’nın emri ise, ki öyledir, inkarı küfürdür.

Bbunu beğenmemek, çirkin görmek, çağdışı bulmak, öyle yapanları sevmemek de küfürdür. Peki bu küfrü hiç aldırış etmeden devam ettirmek neyin alametidir?

Yukarıda verilen bilgiler ışığında bunun hükmü nedir?

Örnekleri çoğaltabilirsiniz.

Adam içki yasağını beğenmiyor, kumar yasağını beğenmiyor, zinayı suç saymıyor. “Bunlar İslam’ın kesin emridir” denildiğinde “hangi çağda yaşıyoruz” diyor. Bu ne manaya gelir?

Sokakta yürüyen kızın gösterdiği yerler, Necip Fazıl’ın deyimiyle “kefen bezine mahrem”. “Sen de Müslümansın, yazıktır sana, bu güzel yüzler cehennemde yanmasın” denildiğinde cevap aynı: “hangi çağda yaşıyoruz?!..”

Bu inkar mıdır, çirkin görme midir, aşağılama mıdır, gıcık kapma mıdır?

Bunlardan hangisi olursa olsun, imanı götürdüğü açıktır.

Namaz işten kaytarmaya sebepmiş. Oruç verimi düşürüyormuş. Hac, paraları Araplara yedirmek oluyormuş…

“Faiz haram” diyecek olursun, “Faizsiz ekonomi olmaz” cevabı cebinde hazırdır hemen.

“Dörde kadar gerekirse evlenebilir erkekler” dersen, dünyayı başına yıkarlar. Hatta soru hazırdır: “Kadın da dörde kadar evlensin mi? Bu inkar mıdır, çirkin görme midir, veya nedir?

Kadının mirasta erkeğe göre yarım alması, zulüm imiş. Peki, -haşa- bu zulmü kim koymuş? Allah Teala zalim mi oluyor buna göre?

Zaten İslam devleti, hilafet hiç tartışılmaz oldu. Sanki laiklik ve demokrasi iman şartı…

Adam gavur gördü mü sevinçten dört köşe, sakallı, sarıklı bir Müslüman gördü mü, suratı bir karış… Mahkeme duvarı gibi…

İslam birliği gericilik, Avrupa birliği ilericilik…

Bir yere birisi tayin olsa koşa koşa gidip hanımına bakmalar…” acaba başı örtülü mü?” diye…

Dindarların adı “mürteci, gerici, yobaz, tutucu, dinci, aşırı dinci, kökten dinci, fundamantalist, tarikatçı, örümcek kafalı, çember sakallı, sofu, molla, takunyalı, öcü…” ve daha neler neler….

Din dışı yaşadı mı çağdaş, ilerici, aydın, uygar…

Bütün bunların muhatabı sıkıştı mı “ben de Müslümanım” diyor.

Ciddi misin?

Müslüman olmak neyi ifade ediyor, bunu biliyor musun?

Gelelim şu laikliğe.

Ama gelecek yazıda olmaz mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi