Aygün ne demişti?
PKKyı da eleştiren bir noktadan bakmalıyız. Türkiyedeki aydınlar uzun süredir, PKKnın kuyruğuna takılmış durumdalar. Eleştiri yapmıyorlar, sadece devlete, hükümete çağrı yapıyorlar. PKK da yapsa, Uluderede Türk savaş uçakları da yapsa, şiddeti her zaman reddetmeliyiz. Çok vicdansız buluyorum, devlet bir şey yaptığında yerden yere vuruyorlar, örgüt, bir sürü kişiyi, sorgusuz sualsiz kurşuna diziyor, tek bir kelam etmiyorlar. Bir sivili öldürmenin gerekçesi olabilir mi? Türk gençleri yönünden bakan da yok, sanki onları bir ana doğurmadı. Şiddete bir girdiniz mi, şiddet sizi mahveder, örgütü de askeri de mahveder.
Bu sözleri kim söylüyor?
Kaçırılan Yeni CHPnin Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün...
Alevîliği ayrı bir din gibi göstermiş ve ağır tenkit etmiştim Hüseyin Aygünü ama yukarıdaki sözlerine hak vermemem de mümkün değildir.
***
PKKnın, zenginlerimizin kesesinden mide şişiren basın-yayın organlarındaki uzantıları şimdi cıyak cıyak bağırıyorlar, Bizi hedef gösteriyorlar! diye... Bunlar PKK ile hükûmetin masaya oturması ve PKKnın istediği her şeyi vermesi gerektiğini yazıp çizenlerdir.
Her zaman dört ayak üstüne düşen PKKnın basın-yayın organlarındaki adamları Hüseyin Aygünün şu sözleri karşısında ne diyecekler:
Bu yaz boyunca, Dersimde beş kişiyi kurşuna dizdi örgüt. Örgütün, o bölgede siyaset yapan bütün figürlere uyguladığı şiddet var, Diyarbakırda ve Dersimde. Aydın vicdanı bunları da kınamayı, sorumlu olmayı gerektirir. Ama ben, Türk aydınlarından hiç böyle bir şey görmüyorum... Orayı tamamen örgüte terk etmişler, örgüt istediğini yapıyor. Biz Dersimde resmen, PKK terörü altında bir seçim kampanyası yürüttük, BDP terörü altında. Ama aydınlar hiç bunları gündemine almıyor, bunları da tartışmak, eleştirmek lazım. Tek yönlü eleştiri aydın vicdanına uygun değil. Yani tehdit ettiler bütün güçleri, burası bizimdir, hiç kimse giremez, adaylar ajandır deyip yoğun bir şekilde propaganda yaptılar. PKKlılar, köylere indi, halkı tehdit ettiler, bu sandıklardan, BDPnin bağımsız adayına oy çıkacak diye. Diyarbakırda da AKPlileri tehdit ettiler. Oysa BDP Ankarada siyaset yapıyor. Biri, BDPlileri tehdit etse hepimiz karşı çıkarız. Ama orada PKK resmen terör estiriyor.
Hüseyin Aygün, KCK tutuklamalarını PKKdan ayrı tutmuş ve tenkit etmişti. Onu kaçıran PKK, KCK elamanlarından aldığı istihbaratla yolunu kesti hâlbuki...
Bir milletvekili kaçırıldıysa bu hükûmetin kusurudur.
Hükûmet bir çerçeve çizmelidir. PKKyı tüketmek istiyorsa, her şeyiyle üzerine gitmelidir. Bir taraftan PKK açılımı, bir tarafta mücadele olmaz!
Hüseyin Aygünün yukarıda söylediklerini, biz yıllardır söylüyoruz. BDP denen partinin varlığı bile abes... Normal şartlar altında böyle parti olmaz.
Ha KCK, ha BDP... KCKlılar içeride, BDPliler serbest! Bunun mantığını izah edemezsiniz.
Aslında, Hüseyin Aygünün konuşmaları bile suç duyurusudur.
BDPliler, PKK yandaşlığı yapanlar, Kandil ağzıyla siyasî çözüm raporları hazırlayanlar ve rapor hazırlatmak için para dağıtanlar mercek altına alınmalıdır. Bütün yazdıkları ve söyledikleri kanunlara aykırı olması bir tarafa insanımızın yüreğini yakmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.