Mevla bizi affede
Bugün mübarek Ramazan ayının son günü. Yarın bayram. Milli ya da dini açıdan önemi olan ve kutlanan günlere bayram dendiği gibi pek çok sevinmeye de bayram etmek deniyor.
Yarın idrak edeceğimiz Ramazan bayramı bu iki manayı da içeriyor.
Kutsallığına diyecek sözümüz olamaz. Tüm müminlerin ortak bayramıdır Ramazan bayramı.
Sevinme konusuna gelince, bu bayramın hem sevinci hem de üzüntüyü bize birlikte yaşatan bir bayram olacağı kesin.
Bi defa dinimizin beş temel mükellefiyetinden birini tamamlayan müminlerin gönlüne düşen zevk, keyif ve huzurun vereceği sevinç var. Bu sevinç gönül dünyamızda yaşayacağımız bir sevinç. Ruh dünyamızda tadacağımız bir sevinç.
İman halaveti.
Bu sevinç belki müminin yüz hatlarına yansımayabilir. Bu sevinç belki müminin sevinç gözyaşları olarak iç dünyasına da akabilir. Bence en önemli sevinç ve mutluluk ruh dünyamızda yaşayacağımız bu sevinç ve mutluluktur. Bu mutluluğu tatmak mümine özgüven ve güç verir. Bu özgüven ve güç olmadan yüzümüze yansıyan gülücüklerin bayram sevincinden ziyade sahte gülücük olduğunu düşünüyorum.
Bir diğer sevinç, eğer bayram, ailemiz, yakınlarımız, komşularımız ve dostlarımızla bizi bir araya getirebilirse, o vakit yaşayacağımız sevinçtir. İnsanın sevdikleriyle bir araya gelmesi hiç şüphesiz sevinçlere sevinç katar. Sevdiklerimizle bir araya gelmek mutlu eder bizleri. Bayram bu itibarla da sevinç günüdür.
Tabii bayramı tatil sayıp evimizden uzaklaşarak sahillere kapağı atarsak da bu sevinci yaşamamız mümkün değil.
Bayramda yaşayacağımız hüzne gelince, hüznümüzün sevincimizi bastıracağı bir süreçten geçiyoruz.
Orucu Müslüman olduğumuz için tuttuk. Müslüman ümmetin bir parçası olarak mümin kardeşlerinin acısına da ortak olmak durumundadır. Ümmet bir beden gibidir. Bedenin her hangi bir yerindeki ağrı ve sızı nasıl bedenin bütünün ilgilendiriyorsa, ümmetin bugün maruz kaldığı acılar da tabiatıyla bütün ümmeti ilgilendirir.
Burma'nın Arakan bölgesinde Müslümanların maruz kaldığı durum tv ekranlarına yansıdıkça bayram sevinci kursağımızda kalmıyor mu?
Irak'ta her gün birkaç patlamada onlarca müminin hayata veda etmesi bayram sevincimizi boğazımıza tıkamıyor mu?
Filistin'de bir buçuk milyon mümin açık hava hapishanesinde yaşarken ve her an tepesine bir İsrail bombası düşebileceği duygusuyla hayatını idame ettirirken bayram sevincimize gölge düşmüyor mu?
Suriye müminlerinin maruz kaldığı saldırılar, katliamlar, sürgünler, göçler, kamp hayatı bize güle eğlene bayram yapma sevinci yaşatır mı?
Ya kendi memleketimizdeki terör belasının şehid ettiği vatan evlatlarının ana baba ve yakınları yas tutarken biz doya doya bayram sevincini yaşayabilir miyiz?
Doya doya olmasa da bir günlüğüne de olsa yarın bayram.
Bayramınız bayram olsun.
Mevlâ bizi afvede/Gör ne güzel ıyd olur/Cürm ü hatalar gide/Bayram o bayram olur
Ganîler(zenginler) ede kerem/Ref' ola derd-i verem/Sahî(cömert) ola muhterem/Bayram o bayram olur. (Muhammed Lütfi Efendi)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.