Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Virüs

Virüs

Silivri tutuklusuna hâkim soruyor: “Darbe plânları bilgisayarında ne arıyordu?”


Cevap: “Virüs, hâkim bey, virüsle gönderdiler.”


Soruyor: “Bilgisayarından darbe dosyası çıktı, ne diyorsun?”


“Virüs, efendim...”


Virüs...


Oda Tv. yöneticileri de “virüs” deyip durdular, ancak Tübitak noktayı koydu: “Virüs filan yok.”


Orada olmayabilir, ama Türkiye’nin her alanında bol miktarda virüs var!


Vaktiyle virüs bankaların kasasına bile girmiş, içini boşaltmıştı!


Milletin kılık kıyafetine bulaşan virüsler de az değil hani...


Kızılay gönüllüsü olarak CarrefourSA’ya giden başörtülü üniversite öğrencisi Elif Demirci de virüs mağduru oldu:


“Giremezsin!” dediler.


“Neden ki?”


“Çünkü başın kapalı...”


28 Şubat sürecinde üniversite kapılarında aynı muamele yapılırdı:


“Ya aç, ya git!”


Alın size bir virüs daha!


Üniversiteyi bitirdi, alışveriş merkezlerine girdi...


Başörtülü görür görmez bulaşıyor!


“Aç!..”


Sana ne?


Ne giyeceğime sen mi karar vereceksin?


Ne hakla?


Yaşam tarzıma nasıl karışırsın?


Virüs bu, anlamaz ki, ille de bulaşır.


Bu durumda, Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek’in hazırladığı 11 maddelik “Teröre Karşı Ulusal Mutabakat” metnine bir madde daha eklemek lâzım:


“Virüsler yok edilecek!”


Çünkü Türkiye virüslerden çok çekti.


•


Sakla samanı


Biliyorsunuz, böyle bir atasözümüz var:


“Sakla samanı, gelir zamanı.”


Bursa’nın Gedelek Köyü’nde yaşayan bir vatandaş, bu atasözünü yanlış anlamış olmalı ki, samanlığa yüz bin lira saklamış...


Çocuklar da çakmakla oynarken, samanlık tutuşmuş...


Samanlıkla birlikte yüz bin lira da kül olmuş.


Bundan bir atasözü çıkar mı, çıkar...


Saklama paranı samanlığa, yanarsa düşersin darlığa...


•


Twitter ve ben


“Twitter’de var mısın?” diye soranlara cevap: Yokum...


Kırk yıllık arkadaşım Haluk Bey’in (İmamoğlu) ısrarıyla bir ara girmiştim. Gerekçesi de mantıklıydı: “Cumhurbaşkanı bile kullanıyor” demişti.


Sosyal iletişim ağı ile bu ülkede ciddi hiçbir işin yapılamayacağına inanan bendeniz, ikna oldum...


Aldım adresi. Ciddi şeyler yazmaya başladım. Bir ay içinde beş bin takipçim oldu, ama baktım bana göre değil. Millet “sosyal iletişim” adına geyik çeviriyor. Kapattım gitti.


Merak edenlere duyurulur.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi