Oturduğum muhitte bir kamu bankasının ismiyle açılan ilköğretim okulu var.

Bu yıl alınan bir kararla imam hatip ortaokuluna dönüştürüldü.

Yeni uygulamayla ilgili, çoğunuzun duyduğu endişeleri ben de taşıyordum.

Acaba, ilköğretimde mevcut öğrenciler ne olacak?

Yeni kaydedilen öğrenciler nereye yerleştirilecek?

İhtiyaçtan fazla müracaat olursa sınıflar yetecek mi?

Yetmezse ikili öğretime mi geçilecek?

Okulun öğretmenlerinden kimler kalacak, kimler gidecek?

Cevap bekleyen daha bir yığın soru…

Bu düşüncelerle okulu ziyarete gittim.

Tatmin edici cevap alabilir miyim diye girdiğim okuldan, kafam iyice karışık olarak çıktım.

Zira, neyin nasıl olacağı konusunda okul idaresinde bile hala belirsizlikler bulunuyordu.

***

Bahsini ettiğim okul, toplam 18 dershanelik mütevazı bir okul.

Bunun 12 dershanesi geçen yıldan devam edecek ilköğretim öğrencileri içinmiş.

Kalan 6 dershanesi ise, bu yıl kaydolacak imam hatip ortaokulu öğrencilerine ayrılmış.

Her dershanede 30 öğrenci okuyacağını varsaydığınızda yeni kayıt toplamı 180 öğrenci eder.

Zaten, yeni kayıtlar için bu okula ayrılan kontenjan da o kadarmış.

Kayıtların bitmesine daha çok zaman olmasına rağmen, şu anda imam hatip ortaokuluna başvuran öğrenci sayısı ise 600’e dayanmış.

Kayıt sonuna kadar bu sayının daha da artması bekleniyor.

Çünkü, ben ziyarete gittiğimde bile hala kayıt için gelen veliler vardı.

Müdürün ifadesine göre, bu kadar öğrenciyi bu okulun istihdam etmesi mümkün değil!

Ama, Milli Eğitim Müdürlüğü bütün öğrencilerin kaydedilmesini istemiş, yetkililer “kimseyi boş çevirmeyin” demişler!

***

Okul idaresi, ne yapacağını bilmeden kayıt yapmaya devam ediyor!

İyi de, “işte hendek, işte deve” misali bu kadar öğrenci okula sığmayacağına göre, fazladan kaydedilen bu öğrenciler ne olacak?

Bu düşünülmüyor mu?

Düşünülüyorsa eğer, ne olacağı konusunda neden bilgi verilmiyor?

Okul bahçelerine çadırlar mı kurulacak?!

Yoksa prefabrik okullar mı yapılacak?!

İkili öğretime mi geçilecek?

Öğretmenler tedirgin, veliler tedirgin, öğrenciler tedirgin!..

Bakanlıkça bunların bir an evvel netleştirilmesi ve kamuoyuna bilgi verilmesi gerek.

***

Kafa karışıklığına sebep olan bir diğer husus da şu:

Mevcut ilköğretim öğrencileri ile imam hatip ortaokulu öğrencileri aynı binada öğretim görmüş olacaklar.

Oysa, 4+4+4 sisteminde ilkokullar ile ortaokullar, sözde ayrı binalarda öğretim göreceklerdi.

İşin daha da garibi, sözünü ettiğim okulda anaokulunun da bulunuyor olması.

Bu durumda, 5 yaşındaki çocukla 14 yaşındaki çocuk aynı mekanı paylaşmış olacaklar!

Hani bu durum pedagojik, psikolojik ve sosyolojik açıdan sakınca teşkil ediyordu!?

Şayet bir okul, imam hatip ortaokulu olarak hizmet görecekse doğru olan sadece bu okul öğrencilerinin burada öğrenim görmesidir.

Değilse, imam hatip ortaokulu öğrencilerinin zaruret var diye ilköğretim öğrencileriyle anasınıfındaki küçüklerin arasına sokulması pek uygun olmasa gerek!

Devlet güçlü ise, bu öğrencilere bina da bulur, yeni binalar da yapar!

Bu dediklerimiz elbette ki, sadece imam hatip ortaokulları için değil, diğer meslek ortaokulları için de geçerlidir.

***

Yeni sistem, eğitimde bir “devrim” olarak sunuldu.

Umarız, yapılan hatalarla bu büyük bir “fiyasko”ya dönüşmez.

Çünkü, dünyanın en zor işi; insan yetiştirmektir.

Bu da; plan ve program ister, dikkat ister, uzmanlık ister, sabır ister, gayret ister…

www.twitter.com/parlakturk