Ey Müslümanlar Neredesiniz?
Müslümanlar Müslümanlar Müslümanlar!.. Allah bizden birlik olmamızı istiyor, Peygamber bizden birlik olmamızı istiyor, akıl ve hikmet birlik olmamızı istiyor.
Biz ise birlik ve beraberlik içinde değiliz. Bu yüzden de, toplam nüfusumuz bir buçuk milyar olduğu halde çeşitli esaretler, zilletler ve karanlıklar içinde ezilip çiğneniyoruz.
Siz bugünkü hürriyetimizi gerçek ve tam bir hürriyet mi sanıyorsunuz?
Hürriyet ikiye ayrılır: Şer'î ve şeytanî hürriyet...
Bütün Müslümanlar Ümmet birliği ve şemsiyesi altında bulunmadıkça onlar için gerçek hürriyet, izzet ve haysiyet yoktur.
Ümmet birliğini, şer'î hürriyeti kimler istemez? Düşmanlarımız istemez. Onlar bizim paramparça olmamızı, başsız ve teşkilatsız kalmamızı, anarşi ve kaos içinde yaşmamızı ister.
Daha kimler istemez? Münafıklar, fâsıklar, fâcirler, din ve mukaddesat tâcirleri istemez. Niçin istemezler? Müslümanlar bir Ümmet çatısı altında, bir İmam-ı Kebir'e veya bir Emîrü'l-mü'minîn'e biatli ve itaatli halde bulunsalar hiçbir soytarı ve dolandırıcı din ve mukaddesat sömürüsü yapamaz.
Reformcular birlik, Ümmet ve İmamet istemez.
Dinde yenilik ve değişim isteyenler istemez.
Hiç BOP'çular Ümmet birliği ister mi? Onlar Müslümanları büsbütün parçalamak istiyor. Irak'ı üçe bölmediler mi? Suriye'yi dörde bölmek için çalışmıyorlar mı?
Fazlurrahmancılar hiç Ümmet birliği ve İmam-ı Kebir riyaseti ister mi?
Ümmet birliği ve İmamet olursa onun bir Ulema ve Fukaha Şûrası, bir Fetva Meclisi olur ve bid'atlere, sapıklıklara izin vermez.
Ümmet ve İmamet demek Müslüman halkın doğru bilgilendirilmesi, uyarılması, aydınlatılması demektir. Hiç münafıklar böyle bir şey ister mi?
Ümmet ve İmamet olunca yolsuzluklara, soygunlara, talanlara, gulüllere, kara paralara paydos denecektir.
Ümmet ve İmamet demek, birtakım adamlara "Nereden buldun?" sorusunu yöneltmek demektir.
Üçe yapılabilecek bir işin, niçin dokuza yapıldığını sormak demektir.
Allahın, Resulünün, Kur'anın, Sünnetin, Şeriatin ve Ahlak-ı İslamiyenin ışığında kurulacak ve işleyecek bir Ümmet ve İmamet; adalet, güven, doğruluk dürüstlük, nasafet, iffet demektir. Birileri bu değerlerin hayata hakim olmasını hiç ister mi?
Ümmet ve İmamet teşkilatı olsa hiç önüne gelen şeyhliğini, mürşitliğini, gavslığını, kutupluğunu ilan edebilir mi?
Hiç önüne gelen icazetsiz, re'y ve heva ile tefsir yazıp köşeyi dönebilir mi?
Ümmet ve İmamet olsa, öncelikle fakirlerin ve miskinlerin hakkı olan zekatlar; Kur'ana, Sünnete, fıkha, Şeriata aykırı olarak toplanabilir mi?
Ümmet ve Şeriat olsa hiç birtakım zilliler şeytanî kıyafetlerle ortalıkta dolaşabilir mi?
Seher vakitlerinde leşler gibi uyuyan, güneş doğduktan nice vakit sonra ucuz İslamcılık edebiyatı yapan tatlısu Müslümanları hiç Ümmet ve İmamet ister mi?
İslam'da kader yoktur diye bas bas bağıran şu adam hiç Ümmet ve İmamet ister mi?
Ümmet ve İmamet hesap sorar, kokuşmaya izin vermez, rüşvet alanın da verenin da canına okur... Ümmet ve İmamet yasal, vergili, korumalı, hijyenik (!) seks ticaretine izin vermez... Ümmet ve İmamet, terörün gölgesinde, tozu dumanı içinde beyaz ticareti, silah kaçakçılığı yaptırtmaz...
Binaenaleyh Ümmet ve İmamet teşkilatı ne kafirlerin, ne de münafıkların işine gelir.
Kimlerin işine gelir? Gerçek Müslümanların, ihlaslı Müslümanların, dosdoğru Müslümanların, şuurlu Müslümanların, samimî ve uyanık Müslümanların...
Ah böyle Müslümanlar!.. Nerdesiniz? Zuhur edin artık.
* (İkinci yazı)
Diyarbakır'da Büyük Kilise Açılıyor
HAÇLILARI, misyonerleri, bilhassa Ermenileri çok mutlu eden gelişmeler yaşanıyor... Diyarbakır'daki Surp Giragos kilisesi Türkiye devletinin lütufkâr izniyle restore edildi. Restorasyon masraflarının yüzde yetmişini bir Ermeni vakfı, geriye kalan kısmını Diyarbakır belediyesi karşıladı. Önümüzdeki 10 eylülde Kanadalı piyanist Raffi Bedrosyan açılış münasebetiyle bir konser verecek, kilisede büyük bir âyin yapılacakmış. Törenlere yurt içinden ve dünyadan büyük katılım olacağı söyleniyor.
97 yıldan beri kapalı bulunan ve sıralara oturacak cemaat kapasitesi 1400 kişi olan kilisenin çanı Moskova'da döktürülmüş, bin zahmetle Diyarbakır'a getirilip yerine takılmış. Bundan sonra Diyarbakır'da Ezan seslerine çan sesleri karışacak. Bu da Diyalogçuları elbette çok memnun edecektir.
Diyarbakırda Ermeni nüfus var mıdır? Resmen yoktur ama bir miktar (ne kadar?) Kripto Ermeninin yaşadığı biliniyor.
Yurdumuzda eski kiliseler restore edilir, yenileri yapılırken İslam medreseleri ve tasavvuf tekkeleri hâlâ kapalı ve yasak...
Ermeniler kiliselerinin restore edilmesi için çalışıp çırpınırken Sünnî Müslümanlar medreselerin ve tekkelerin açılması için çalışıyor mu? Bu suale evet cevabını vermek mümkün değil.