Bütün Kıssalar Bizi Anlatır 1
Bazı kardeşlerimiz diyor ki:
Hocam, yazınızda İmtihandan geçmeyenler için su-i zanna gerek yoktur ama kimse kusura bakmasın, yiğitliklerine de itibar yoktur. Sözümüzü inkar edenler Bakara Suresinden "Talut ve Calut" kıssasını bir okusunlar. Diyorsunuz. Mealden onu bulup okumak kolay. Ama biz sizin bakış açınızdan okumak istiyoruz.
Ne diyeyim ki? Benim yanımda sevgili okuyucularım çok değerlidir. Hatırları kalmasın diye iki yazı halinde kısaca arz edelim inşallah.
Bilindiği gibi Allah (cc), Kuran-ı Kerimi biz inanan kullarına yol gösterici kılavuz kitap olarak indirmiştir. Kuran-ı Kerimde iman, ibadet, hukuk, ahlak, cihad gibi konular işlenir. Kuranın üslubu bunları kuru bilgiler halinde değil, misallerle anlatmaktır. Geçmişte yaşayan insanların kıssaları anlatılarak onların hallerinden dersler çıkarmamız da bu misallerin başında gelir.
Malum, tarihi olaylar günümüze ışık tutar, geleceğimiz için ders ve ibretler verir. Bu yüzden Kuranda anlatılan Talut ve Calut olayı bunlardan birisidir. Bu olay tam da günümüzde yaşanan fitneler karşısında müminlerin geçirdiği iman zafiyetini anlatmaktadır. İmanı zayıf olanlar yolda elenerek kaybolup giderken, az bir topluluk olan gerçekten iman eden ve cihad eden seçkin gruplar zaferi kazanırlar
.
İşte Bakara Suresinden o ayet-i kerimelerin mealleri:
2/246. Musadan sonra Ben-i İsrailden ileri gelen kimseleri görmedin mi? Kendilerine gönderilmiş bir peygambere
- Bize bir hükümdar gönder ki (onun komutasında) Allah yolunda savaşalım demişlerdi.
- Ya size savaş yazılır da savaşmazsanız? dedi.
- Yurtlarımızdan çıkarılmış çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz halde Allah yolunda neden savaşmayalım. dediler.
Kendilerine savaş yazılınca içlerinden pek azı hariç geri dönüp kaçtılar. Allah zalimleri iyi bilir.
2/247. Peygamberleri onlara:
- Bilin ki Allah, Talutu size hükümdar olarak gönderdi. Dedi. Bunun üzerine
- Biz hükümdarlığa da layık olduğumuz halde, kendisine servet ve zenginlik yönünden geniş imkanlar verilmemişken , o bize nasıl hükümdar olur? Dediler.
- Allah sizin üzerinize onu seçti. İlimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediğine verir. Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir. dedi.
2/248. Peygamberleri onlara; onun hükümdarlığının alameti Tabutun size gelmesidir. Meleklerin taşıdığı o tabutun içinde Rabbinizden size bir ferahlık ve sükunet, Musa ve Harun hanedanlarının bıraktıklarından bir bakiye kalıntı vardır., dedi.
2/249. Talut askerlerle beraber ( cihad için) ayrılınca,
-Biliniz ki Allah sizi bir ırmakla imtihan edecek. Kim ondan içerse benden değildir. Eliyle bir avuç içen müstesna kim ondan içmezse bendendir, dedi.
İçlerinden pek azı müstesna hepsi ırmaktan içtiler. Talut ve iman edenler beraberce ırmağı geçince :
- bugün bizim Caluta ve askerlerine karşı koyacak hiçbir gücümüz yoktur, dediler.
Allahın huzuruna varacaklarına inananlar,
- nice az topluluk Allahın izniyle çok topluluğu yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir, dediler.
2/250. Onlar (Tâluta itaat eden müminler) Câlut ile askerlerine karşı (savaşmak için) meydana çıktılar ve dediler ki;
- Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve (kalplerimizi cihada karşı kuvvetlendirerek) ayaklarımızı sabit kıl ve kafir kavme karşı bize yardım et.
2/251. Onları Allahın izniyle hemen bozguna uğrattılar. Davut (as) Câlutu öldürdü. Allah Ona (Davud as) mülk ve hikmeti verdi. Ve Ona dilediğinden tam manasıyla öğretti. Allahın, insanların bazısını bazısıyla önlemeseydi, elbette yeryüzü fesada uğrardı. Fakat Allah alemlere lütufkardır.
Görüldüğü gibi İsrailoğulları düştükleri sıkıntılardan kurtulmak için peygamberlerinden hükümdar tayin etmesini ve onunla beraber savaşmak istediler. Böylece çıkarıldıkları evlerine ve evlatlarına kavuşmak istiyorlardı. Ama peygamberleri onların Vefa, sadakat ve cihada isteksizlik noktasındaki kusurlarını geçmişteki tecrübelerle bildiği için ya savaşmazsanız diye uyardı. Ama onlar, bu durumda savaşmaktan başka kurtuluş olmadığını ifade ederek evlerimizden ve çocuklarımızdan uzaklaştırıldığımıza göre niçin Allah için savaşmayalım? dediler.
Ama gerisi malum
O malumdan bir parçayı da gelecek yazıda görelim inşallah.