Kurândan korkmak, peygamberden ürkmek
Hatırlanacağı üzere yeni eğitim sisteminin ikinci 4lük döneminde (yani 5, 6, 7 ve 8. sınıflarda) Hz. Muhammedin (asm) Hayatı ve Kurân-ı Kerim dersleri de okutulacak. Millet ekseriyeti bu derslerin okutulacak olmasından memnunken, bazıları da rahatsızlıklarını dile getiriyorlar.
Haddizatında Hz. Muhammedin (asm) Hayatı ve Kurân-ı Kerim derslerinin okutulacak olmasından hiç kimsenin rahatsız olmaması icap eder, ama bilmediği şeye düşman olmak da insanların maruz kaldığı hastalıklardan biridir. Fıtrat dini olan İslâmdan, Kurân-ı Kerimden ve ona elçilik yapan Kâinatın Efendisi Hz. Muhammedden (asm) ancak gerçeklerin farkına varamayan, Hz. Muhammedi (asm) ve insanlığa getirdiği Nuru bilmeyenler ya da yanlış bilenler rahatsızlık duyar. Bu bakımdan, Hz. Muhammedin (asm) Hayatı ve Kurân-ı Kerim derslerinin çocuklarımıza okutulacak olmasından rahatsızlık duyanlara kızmıyor, sadece hakikatlere gönüllerini açması için duâ ediyoruz.
Bu ve benzeri derslerin okutulacak olması çok iyi, ancak derslerin muhtevası ve öğrenciye nasıl sunulacağı da çok önemli. Çok güzel ve faydalı dersler, ehil olmayan eğitimcilerin elinde zararlı hâle gelebilir. Bu bakımdan ehil kişilerin bu konuya ciddiyetle eğilmesi gerekir. Yetkililer, Ders programlarını hazırladık, kitapları bastık, bundan sonrası bizim işimiz değil diyemez. Temelde İslâmı, Kurân-ı Kerimi ve Peygamberimizi (asm) sevdirmeyi temel alması gereken bu dersler, başka maksatlara âlet edilmemeli...
Bir eğitim sendikası mensubu, 4+4+4 sisteminde okutulacak olan bu derslerle ilgili hazırlanan kitapçıkları incelemiş ve kendisine göre değerlendirmeler yapmış. Ancak bu değerlendirmelerde hiç isabet yok. Aksine çok yanlış değerlendirmelerde bulunmuş. Eğitim sendikası mensubu olan yönetici, Hz. Muhammedin (asm) Hayatı dersi için, Sosyal derslerde öğretilecek konuların peygamber üzerinden verilmesinin (...) ayrımcılığa neden olduğunu ileri sürmüş.
Okul öncesi eğitim sınıfları daha geniş, masaları, oturma grupları daha farklıdır. Özellikle sosyo ekonomik düzeyi düşük yerlerde sınıfların kalabalık olacağını hesaba katarsak müfredattaki oyunlar oynanamaz. Ayrıca ilkokul öğretmenleri ile ana okulu öğretmenlerinin formasyonları farklı. Bu müfredatı hali hazırdaki öğretmenler nasıl uygulayacak. Onlara hiçbir hizmet içi eğitim verilmedi ki zaten bu kadar önemli bir mesele bu eğitimle de halledilemez gibi haklı eleştirileri de dillendiren uzmanımız, iş Hz. Muhammedin (asm) Hayatı ve Kurân-ı Kerim derslerine gelince ölçüyü şaşırıyor.
Uzmana göre diğer derslerde verilebilecek bilgiler niçin Hz. Muhammedin (asm) Hayatı dersinde bir peygamber örnek gösterilerek veriliyormuş? Niçin verilmesin? İslâm, zaten fıtrat/yaratılış dini değil mi? Ortak insanî değerler İslâmın kapsama alanında değil mi? Değil diyenler, Doğru İslâmiyet ve İslâmiyete lâyık doğruluktan haberdar değil demektir.
Eğitim sendikası yöneticisi, tesettür rahatsızlığını da dillendirip şöyle demiş: Kız çocuklarının başını örttüğü, 70 kişinin aynı anda Arapça Kurânı okuduğu bir okulda, diğer çocuklar da kendilerini mahalle baskısı ile bu dersi seçmek zorunda hissedecek.
Ne yani, başı açık olmak doğuştan hak(!) da, başı örtülü olmak/tesettürü tercih etmek başkalarının lütfuna, ihsanına, iznine mi bağlı? Başı açık 70 öğrenci mahalle baskısı yapmış olmuyor da, başı kapalı olanlar mı mahalle baskısı yapıyor?
Kimilerinin kulağına hoş gelse de bu korku haklı ve doğru bir korku değildir. Baskı ile bir yere gidilecek olsaydı, 80 yıldır yapılan baskılar bir netice verirdi. Dolayısıyla İslâm, Kurân konusunda hiç kimse baskı yapmaz, yapmamalı. Sadece doğru örnek olur ve insanlara gerçekler anlatılır, kalpler fethedilmeye çalışılır.
Kurândan korkmak, Peygamberden (asm) ürkmek hiç kimseye, hele hele eğitimcilere yakışmıyor; vesselâm...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.