Afyon Valisine yönelik nefret söylemi!
İdrak yollarında ideolojik buzlanma olduğundan, bir kısım kafalarda ciddi bir algı kayması yaşanıyor! Bu yüzden algı, idrak yolundaki olağan seyrinde hâkimiyetini kaybediyor! Ya divane aklıyla güzergâhı ıskalayıp, olmadık bir yere bodoslama tosluyor ya da büsbütün takla atıp devriliyor. İdrak engellilerin durumu ise bundan çok daha vahim! Bu kafalar, olgulara ilişkin bir ideolojik iz vehmettiği vakit, akıl tutulması yaşıyor! Kafa üç buçuk atıyor ve bir kaşık suda tufan kopartarak şarampole uçuyor! Ama başkaları halka ve olaylara karşı yaklaşık bir tutum izlediğinde yaftayı yapıştırıyor nefret söylemi!
Yeni Akit yine hedef gösterdi! replikleri bunun en sık yaşanan örneği! Kendilerinde olunca ifade özgürlüğü, ötekinde olunca nefret söylemi!
Söylediklerimin daha açık anlaşılabilmesi için pazar günkü gazete manşetlerine bir de nefret söylemi üzerinden bakın! Günlerdir Vali ve Genelkurmay Başkanına yönelik Ortacağdaki barbar toplumlardakine benzer bir linç kampanyası yürütülüyor! Afyon Valisi İrfan Balkanlıoğlu ve Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özele yönelik organize bir nefret söylemi ve hedef gösterme söz konusu! Halk apaçık, bu iki isime karşı kin ve düşmanlığa tahrik ediliyor!
Peki, Afyon Valisi ve Genelkurmay Başkanına yönelik bir hedef gösterme ve nefret söylemi söz konusu olduğu halde, nefret söylemi karşıtlarından çıt çıkmaması sizce bir çifte standart değil mi? Tersinden düşünün... Yandaş diye yaftalanan medya bu dili kullansaydı direkt olarak halkı kin ve düşmanlığa tahrik ediyorlar diye suç duyurusunda bulunmaz mıydınız?
Durun, örneklerle izah edeyim!
Yeni Akit, Yeni Şafak, Milli Gazete, Yeni Asya vs. gibi gazetelerin, bir Genelkurmay Başkanı ve Vali için benzer başlıklar attığını düşünün!
Sonra da, bir gazeteciden alıntıladığım sosyal medya cümlelerini tersinden okuyun! Bunun aynısı, kendi ideolojik çizgilerinden bir valiye karşı yapılsa, şeriatçılar işbaşında, işte nefret söylemi diye ortalığı ayağa kaldırmazlar mıydı söyleyin?
İşte köktenci bir köşe yazarının twitter diyaloğunu birlikte inceleyelim! Bakalım bu öfkenin temelinde Valinin yas ihlâli mi var, içki yasağı kini mi?
Bu vali, Afyonda içkiyi yasaklayan vali!
Çağdaş dünyada içki yasağı diye bir şey yok. Yasak koyarsanız, içki tüketimi artar. (Burada komik, ama hem yasağı eleştiriyor hem de içki tüketimi artar endişesi taşıyor.)
Valinin içki yasağı koymak gibi bir yetkisi yok. Olamaz da. Hiçbir yönetici özgürlükleri kısıtlayamaz. Bu Anayasaya aykırıdır.
(Hey gidi... Biz başörtülülerin okula alınmadığı, namaz kılanların, oruç tutanların dinci diye fişlenerek ordudan kovulduğu zamanlar böyle bir eleştiri getirseydik nasıl da darbe tamtamcılığı yapardınız!)
İçkiye yasak koymaya kalkan zihniyet, milletin yüreğinin yandığı gün kalkar hediye gösterisi yapar!
(Demek ki, Afyon Valisine yönelik bu nefret söyleminizin, halkı ona karşı kin ve düşmanlığa tahrik etmenizin nedeni yas ihlali değil, içki yasağı kini!)
Afyon Valisi İrfan Bey, böylece devletin valisi olmak yerine, Başbakan Erdoğanın Valisi olduğunu kanıtlıyor.(Burada da KKnınkini andıran, düşük profilli bir iktidar muhalefeti...) Bu yol bizi uygarlığa değil, Ortadoğuya sürükler.
(Uygarlık kavramını da kadehe döktün ya! Ben sana ne diyeyim?)
Türkiye, bu anlayışlarla İslâmî fanatizme doğru hızla yuvarlanan bir ülke görünümü veriyor
(İslâmî fanatizmin tam karşısında İslâm karşıtı fanatizm var! Yani terazinin bir kefesinde sen, diğer kefesinde onlar!)
Bu olayı eleştirenlerde samimiyetin zerresi olsaydı da biz de objektif eleştirilerine yorum getirseydik keşke! Ama bakın, bu örgütlü hedef göstermenin temelinde yas ihlâli falan yok! Bunun nedeni bal gibi bir ideolojik öfke!
Bizim mahallede valiye aynı dille kafa tutan şirinler de malum Bremen Mızıkacılarıyla bir olup bu linçe ortak olmasalardı keşke... Öteki mahalle ne der? diye tırsmayıp onlar kadar samimiyetle sahip çıkabilselerdi dünya görüşlerine!