Yorum haberden ileri ve öncelikli
İşte size dış politikada önemli gelişmelere işaret eden küçük bazı haberler. Bu haberlerin doğruluğu veya yanlışlığı önemli değil. Aksine bunlardan önümüzdeki döneme ilişkin siz de sonuçlar çıkarabilirsiniz. Kurgu, motivasyon, niyet, teşebbüs ve yönlendirme hepsi iç içe!.. Tesadüfi bir sıra ile kaydediyorum. O bakımdan sıra önemli değil. İsterseniz dilediğiniz takdim tehiri siz de yapabilirsiniz!
Önce en basit ve alelâdesinden başlayalım:
Beşar Esed yönetiminin bir numaralı müttefiki İran, Suriyeye seçkin askeri birlikler sevketmiş. İngiliz Telegraph gazetesi, batılı istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberinde, dinî lider Hamaneye bağlı Kudüs Gücü kuvvetlerinin Suriyeye ulaşmasından sonra mücadelenin sertleştiğini ve ülkede Esed hâkimiyetinin daha bir artış kaydettiğini belirtiyor. Telegrapha konuşan batılı istihbarat kaynakları, son bir aydır Suriye ordusunun daha etkili hale gelmesini İranın desteğine bağlıyorlar. (Taraf, 8 Eylül 2012)
Tarafın haberini, Tarafa ters yönden paralel bir habercilik sürdüren Aydınlıkın, İsrail kaynaklarını kullanarak verdiği haberle devam ettirelim:
İsrail istihbaratına yakın Debka internet sitesi, Suriyedeki muhaliflere ait iki tugayın komutasının Türk subaylar tarafından üstlenildiğini iddia etmiş. Buna göre Türkiye sınırı yakınlarında İdlib kentindeki Özgürlük Tugayı ile Halepin kuzeyindeki El-Bab semtinde bulunan Tevhid Tugayının komutası Gaziantepte görevli Türk subayları tarafından yürütülüyormuş. Daha önce de batılı gazeteler Tevhid Tugaylarının El-Kaideci güçlerden oluştuğunu kaydetmişlerdi (N.T.). Aydınlık bu arada İsrail istihbaratının (Debka), Türkiyenin Suriyeye fiilen dış müdahalede bulunduğu görüşünü nakletmekten de geri kalmıyor. (Aydınlık, 8 Eylül 2012)
İlgili iki haberin diğer gazetelerde de yer aldığını düşünürseniz, dünya Suriye sorununu nasıl algılayacaktır? Sanıldığı gibi Suriyedeki sorun bir iç sorun değil!.. Aksine orada Türkiye ve İran arası bir savaş söz konusu değil midir? Daha doğrusu da İsrail ve Batılı ülkeler, Suriye krizini bu yöne doğru kaydırmaya çalışmış olmuyorlar mı? Öyleyse İran ve Türkiye kamuoylarına Allah basiret versin, basiretlerini artırsın demekten başka bir şey gelmiyor hatırımıza.
Konuyu değiştirelim: Alın size uzun zamandır sesi çıkmayan ya da Apo gibi kenara itildiği iddia edilen Murat Karayılanla ilgili bir haber!.. Bu haber de Taraftan!..
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, Şemdinlide yol kesen PKKlılarla kucaklaşan BDPli milletvekillerini Türkiye gerçeğini göz önünde bulundurmamakla suçladı.
BDPli vekillerle kucaklaşan birim komutanının görevden alındığını da açıklayan M. Karayılan, Biz o birimin davranışını yerinde görmedik. Onun için, sanırım ilgili makamlar, o birimin komutanını görevden almışlardır. Yine hemen hepsi için bir rapor isteme süreci başlatılmıştır diye konuştu. (Taraf, 8 Eylül 2012)
Karayılan bu açıklamasını ANFye yapmış.
Fakat burda kalmayalım ve gene PKKya dönük bir gelişme ile sürdürelim takibimizi.
Biliyorsunuz Diyarbakır merkezli bir grup, terörün sona ermesine yönelik yeni bir teşebbüs peşinde. Önce Diyarbakır, sonra İstanbulda sivil toplum kuruluşları ile görüşüyorlar. Maksat da CHPnin AK Partiye önerdiği gibi bir Âkil Adamlar grubu oluşturmak. AK Partiden Galip Ensarioğlu teşebbüsü desteklerken, CHPli eski Hariciyeci Faruk Loğoğlu: Başına buyruk, havaya ateş açar gibi bir hareket demiş... Ayrıca eklemiş: Bu girişimle ilgimiz yoktur.
Fakat burda önemli olan, Aydınlıkın yaptığı bir işgüzarlık oluyor. İlgili toplantılardan haber almış gibi yaparak, toplantıya katılan heyetlere âkil adam(!) listeleri telkin etmeye çalışıyor!.. Bir merkezden dikte ettirildiği anlaşılan isimleri buraya kaydetmeyi gereksiz buluyoruz.
İşte bir haber daha:
Şu günlerde Diyarbakırda Kürdistan İslâm Konferansı adlı bir toplantı yapılıyor. Dinî alanda temayüz etmiş 150 civarında kişi katılıyor. Katılımcılar bölge ülkelerinden ve Türkiyeden!.. İşin enteresan tarafı da toplantıyı BDPnin düzenlemesi!..
Diğer bazı gazetelerde de vardı. Fakat Aydınlıkın haberi daha tafsilâtlı. Ayrıca Aydınlıkın sürekli bu tür haberlere dikkat kesildiği, onları tekrar tekrar şerhetmekten ve Türkiyeyi köşeye sıkışmış göstermekten haz duyduğu meydanda!.. İşte o haberin başlığı: İsraille gizli görüşmeler başladı. Haberin kaynağı da gene İsrail istihbarat sitesi Debka. Bir de Mısırda yayınlanan Şarkul Evsat gazetesi!.. Demek ki haberin herhangi bir batı ve ABD gazetesinden değil de, Mısır gibi bir ülkeden dünyaya duyurulması tercih edilmiş gözüküyor. (Aydınlık, 8 Eylül 2012)
ABDnin Pakistan için geliştirdiği bir özür metni, Türkiyeye öneriliyor. Hem de kim tarafından? İsrail Savunma Bakanı Libermann olmasın mı bu kişi!.. Dahası da var. Aydınlık ertesi günkü yayınında konuyu sürdürüyor: Bakü, Türkiye ile İsrail arasında arabulucu. Hayret!.. Azerbaycan gazetesinden aktarılan haberin kaynağı da gene İsrail olmasın mı? Yani Aydınlıkın İsrail kaynaklarına aboneliği gibi bir sonuç çıkmıyor mu buradan?
Size son bir haber daha!.. Türkiyenin Washington Büyükelçiliğinde, Musevilerin İspanyadan göçü hakkında bir belgesel yayınlanmış. (Takvim, 8 Eylül 2012)
Bilhassa son iki habere ilişkin özel bir değerlendirme gerekmektedir. Tabii fırsat bulursak!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.