Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

“Ben” “Biz” olmadıkça

“Ben” “Biz” olmadıkça

Ünlü bir atasözümüz vardır;


-“Kendi gözünün önündeki saban okunu görmez, başkasının gözündeki saman çöpünü görür” diye.


Bu söz; “benciller,” “bilmediğini bilmeyenler” ve “bildiğiyle amel etmeyenler” için kullanılır.


Meramımı anlatmak adına bir örnek vereyim.


Hemen her seviyeden 100 akıl sahibi bulmuşlar. En zekisinden en zeki olmayanına kadar. Bunların akıllarını almış ve karşılarına dizmişler.


Bir müddet sonra demişler ki; “Bakınız karşınızda birbirinden farklı 100 akıl var. Şimdi herkes koşsun ve en beğendiği aklı alsın.”


Yüz kişi bir anda başlamış koşmaya ve herkes istediği bir akla sahip çıkmış. Tahmin edeceğiniz gibi herkes kendi aklını çok beğenmiş ve almış.


¥


Bizim toplumumuzda görünen veya görünmeyen, göründüğü halde; “Nedir bu halimiz,” demediğimiz büyük bir hastalığımız, tedavisi imkânsızlaşan bir yaramız var.


Bu hastalığımızın adı; “Bencillik.” Dünyada acaba bizden daha çok “bilen bencil” bir toplum var mıdır? Çünkü dili dönen herkes çok biliyor ülkemizde.


Ve herkes “Ben” diyor. “Ben” denilen hiçbir ortamda; ne huzur, ne barış, ne kardeşlik, ne adalet aranmaz ve bulunmaz.


Anlaşmanın, kaynaşmanın ve paylaşmanın yegane yolu, “muhabbet ve merhamet dilini” kullanıp; “Ben”den “Bize” geçebilmektir.


Muhabbet ve merhamet dili; devletin tepesinden, dağ başındaki çobana kadar herkesin kullanması gereken bir dildir. Ve bu dile en yatkın toplum da biziz üstelik.


¥


Afyon hadisesi sebebiyle televizyonlar başta olmak üzere sokaktaki vatandaşa kadar herkes bir şey söylemeye devam ediyor.


İki gün boyunca hem sokaktaki vatandaşları hem de televizyon haberlerini (bütün sabrımı zorlayarak) izlemeye gayret ettim.


Her seferinde “vay bee” demekten kendimi alamadım. Ahkâm kesenlerin bütün söyledikleri, dillerindeydi ve gırtlaklarından aşağı geçmiyordu.


“Ben bilirim ve ben doğru söylerim” hastalığı, öyle sarıp sarmalamış ki hepimizi, doğrusu feleğim şaştı.


Sanki “Ben” değil de “Biz” oluversek, bir yanlarımız düşecekmiş ve alçalacakmışız gibi geliyor.


“Allah isteyip dileyen herkesi bu afetten korusun” diyerek, “Biz” olabilmek için muhabbet insanı Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin söylediklerini paylaşayım.


¥


“Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor:


‘Din kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibâret bile olsa, hiçbir iyiliği küçümseme.’


Allah Rasûlü (sav) Efendimiz de âlemleri aydınlatan nur çehresiyle insanların yanından yavaşça ve tebessüm ederek geçerdi.


Ashâbının gönüllerini hoş etmek için onların sözlerini dikkatle dinlerdi. Onlara inci dişleri görülecek şekilde gülümserdi.


Ashâb-ı kirâm da kendisine uyarak sohbetinde yalnız tebessüm ile iktifa ederdi.


Rabbimiz, cümlemizi yaratılan her şeye şefkat, merhamet ve tebessümle yaklaşabilen, ince ruhlu, kâmil mü’minlerden eylesin.


Kalplerimizden iman muhabbetini, yüzlerimizden İslam’ın güler yüzünü eksik etmesin!” Amin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi