Ülkemizin başarısından rahatsız olanlar
Devletini ve milletini seven, sahiplenen, ülkesi ve milleti için vatandaşlık görevlerini yerine getiren her namuslu insanın söylediği bir şey var. Derler ki;
“Türkiye ne zaman adam gibi iktidara kavuşsa, ne zaman dünya ile yarışmaya başlasa, ne zaman kalkınma hızımız artsa, ne zaman halk yarınından edişe etmese ve geleceğe güvenle baksa, mutlaka ortaya felaket tellalları çıkar ve iyi gidişe engel olmaya kalkarlar.”
ülkemiz ve milletimiz için sağlıklı düşünebilen her yurttaşımızın genel kanaati böyledir ve böyle inanır. Peki, bu gidişten kimler rahatsız olmaktadır? Tereciye tere satmanın bir anlamı yok. Hepimiz pekala bilmekteyiz kimler ve hangi kesimler olduğunu.
En başta CHP ve onun dümen suyuna giden MHP ile diğer sol kanatta bulunup, halkımızdan ve ülkemizden kesintisiz nefret eden varlıklar. Bunların her birinin tek tek arzusu; memleketimiz ve insanımız üzerinde; “sorgusuz, sualsiz ve sorumsuzca, at koşturmaları ve bu toprakları bir devlet gibi görmeyip, babalarının çiftliği gibi görmeleridir.”
Bunların hangi birinde devleti ve milleti yönetecek ciddiyet ve birikim görülmektedir Allah aşkına? CHP’de mi? MHP’de mi? Siyasi bir çatı altında bulunmayıp da malûm partilerden destek alarak, Ergenekon ve benzeri örgütlerin başında bulunanlarda mı? Yönetecek olsalardı halk AK Parti'ye ikinci defa vize vermek yerine bunlara vermez miydi?..
Yani bunlar çok akıllıdır da toplum mu akılsızdır. Bunlar her şeyi çok iyi biliyor da milletimiz bunları anlayamıyor mu? Bunlar çok zeki ve bilgili de halk cahil ve bilgisiz mi? Neden kendilerini milletten bir fert yerine koyup da “empati” yapma zahmetine girmeden, ülkede ve millet üzerinde her türlü terörü estirmeye kalkarlar?..
Yurdumuzun neresine giderseniz gidin, “namuslu ve dürüst” kimlerle konuşursanız konuşun, bu sözleri onlardan da duyarsınız. Bunlar kendisi sokağa inip konuşamazlar ama hiç olmazsa adamlarını sokağa salsalar da “Millet ne düşünüyor?” diye sorsalar, o zaman, devlete ve millete karşı nasıl cephe aldıklarını göreceklerdir.
Bırakalım yurtiçini bir tarafa, yurtdışında da aynı şeyler söyleniyor. Geçenlerde Müsiad eski Başkanı ömer Bolat’la görüşmüştüm. 12. Müsiad Uluslararası Fuarı için çeşitli temaslarda bulunmak üzere bazı ülkelere gidip geldiğini söyledi ve izlenimlerini şöyle anlattı.
“Mısır’da işadamlarıyla yaptığımız bir toplantıda; AK Parti davası da gündeme geldi ve Mısırlı işadamları, Türkiye’nin Ortadoğu’da, Asya’da ve Avrupa’da lider olmasına ramak kala, kapatma davasını anlayamadıklarını, Türkiye’nin ‘ağabey’ rolünü oynamasından bu kadar niye rahatsız olunduğunu çözemediklerini söylediler.”
ömer Bolat daha sonra İspanya’ya ekonomiyle ilgili bir başka toplantıya katılmış. İspanya’da yapılan iş konseyine, Türkiye’den de AK Parti, CHP, DSP ve MHP’den vekiller gitmiş. İspanya adına konuşan yetkili kişi, konuşma sırasında şunları söylemiş:
“Türkiye, bulunduğu coğrafyada ve uzak komşuları üzerinde tesirli olmaya başlamışken, AK Parti kapatma davası, buralardan ve dünyanın diğer ülkelerinden hiç şık görünmüyor. Eğer ülkenizi tanımak ve gücünüzü görmek istiyorsanız, yurtdışına çıkmanız ve gittiğiniz ülkelerin liderleriyle, bakanlarıyla, milletvekilleriyle görüşmeniz yeterli olacaktır. AK Parti kapatma davası ‘laikliğe’ bağlanıyor ama kapatmanın laiklikle bir ilgisi olmadığını biz İspanya’dan biliyoruz.”
Bu konuşmalardan sonra kahve arası verilmiş. Tabiî sadece İspanyalı yetkili böyle söylememiş, diğer yabancı konuşmacılar da buna benzer sözler sarf etmişler ama CHP, MHP ve DSP’li vekiller ilk arada; “Size ne ulan bizim ülkede olup bitenlerden” diye kahramanca (!) toplantıyı terk etmişler. Oysa oraya parlamentoyu temsil etmek üzere gitmişlermiş.
Sonuç olarak, AK Parti kapatılır ya da kapatılmaz, hukukun ne buyuracağını bilemeyiz; fakat Türkiye artık dünya ülkeleriyle yarışına devam edecektir. Ne Ergenekon ve benzeri oluşumlar, ne CHP, ne de CHP zihniyetinden türeyen diğer örgütler ve oluşumlar, halkımızın ülkesine sahip çıkışını engelleyemeyecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.