Bizim İslam coğrafyası için bir hayalimiz var
1977de kurulan ve 1 Haziran 1978de Ankarada faaliyetlerine başlayan İslam Ülkeleri İstatistik Ekonomik Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)nin araştırma, eğitim ve teknik işbirliği organı. SESRIC, üyeleri hakkında sosyo-ekonomik istatistik verileri topluyor, işliyor ve yaygınlaştırıyor. Bunun yanında, kurum, üye ülkeler arasında işbirliğini geliştirecek projeler üretiyor ve ihtiyaç olan sahalarda bazı eğitim programları düzenliyor. İİT toplantıları için de gerekli sosyo-ekonomik veri ve raporları hazırlayan SESRIC, bu rapor ve çalışmaları sitesinden yayınlıyor. (www.sesric.org) İslam coğrafyası ile ilgilenen herkesin istifade edeceği bilgiler var sitede.
Dr. Savaş Alpay başkanlığındaki SESRICın yeni binası S.Arabistan, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiyenin katkılarıyla 8 Eylülde Ankarada açıldı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacanın açılıştaki konuşmasından bazı bölümlerini önemine binaen buradan nakletmek istiyorum:
SESRIC, İslam İşbirliği Teşkilatının bir yan kuruluşu ve uğraştığı konular, üzerinde çalıştığı konular aslında son derece önemli konular. Doğru karar verebilmek için, doğru politikalar uygulayabilmek için sıhhatli verilere sahip olmak lazım. Doğru istatistiklere sahip olmak lazım. İşte SESRIC, İslam İşbirliği Teşkilatına üye 57 ülkeden bir istatistik standardı, bir veri standardı sağlamak ve bunların düzgün bir şekilde periyodik bir şekilde yayınlanmasını sağlamak gibi önemli bir misyona sahip. Tabii bu SESRICın görev tanımını sınırlayan bir konu değil. Aynı zamanda ekonomik ve sosyal araştırmalar. Şu anda İslam İşbirliği Teşkilatına üye olan pek çok ülkede önemli dönüşümler yaşanıyor. Kuzey Afrikada, Ortadoğuda, bazı ülkelerde ciddi siyasi dönüşüm süreçleri söz konusu. İşte bu siyasi dönüşüm sürecinin sağlıklı bir ekonomik dönüşüm süreciyle de desteklenmesi lazım. Bunun kuvvetli bir sosyal ayağının da mutlaka olması lazım. İşte bu noktada ben SESRICe büyük bir görev düştüğünü düşünüyorum. Teknik eğitim SESRICın yine ayrı bir görev sahası ki bugüne kadar çok sayıda ülkeden SESRICin programlarına katılmak üzere gelenler oldu, katılanlar oldu ve teknik eğitim son derece önemli bir fonksiyonu olmaya devam etmeli SESRIC.
Bizim tüm bu coğrafya için, tüm bu İslam coğrafyası için bir hayalimiz var ve aynı zamanda da bir hedefimiz var. Biz istiyoruz ki İslam İşbirliği Teşkilatına üye ülkeler arasında ürünler, mallar serbestçe hareket edebilsin. İnsanlar serbestçe hareket edebilsin. Sermaye serbestçe hareket edebilsin, enerji serbestçe hareket etsin aksın. Bir bakıma sınırlar yavaş yavaş anlamını yitirsin. Arnavutluktan yola çıkan bir insan, Suudi Arabistana kadar, Bahreyne kadar fazla sınır kontrollerine tabi olmadan ulaşabilsin. Kuveytten yola çıkan bir insan, Fasa kadar rahatça yolculuğunu yapabilsin. Ülkeden ülkeye geçişler kolaylaşsın, ticaret artsın.
Üzülerek söylüyorum ki, Ortadoğu ve Kuzey Afrika, bölge içi ticaretin dünyada en düşük olduğu bölge. Yani, şöyle dünyaya bölge bölge baktığımızda, bir Güneydoğu Asyaya bakalım, bir Latin Amerikaya bakalım, bir Kuzey Amerikaya bakalım, bir Avrupaya bakalım, bir de Kuzey Afrika ve Ortadoğuya bakalım. Bölge içi ticaretin toplam ekonomik büyüklüğe göre minimum olduğu bir bölge bu bölge maalesef. Bu, ticaretin artmasından, insanların seyahatinin artmasından, sermayenin daha rahat hareket etmesinden herkes kazanacaktır, bir kazan-kazan sonucu olacaktır. İşte biz bunun için yoğun çaba gösteriyoruz. Her yıl pek çok ülkeyle vizeleri kaldırma anlaşması imzalıyoruz, her yıl pek çok ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzalıyoruz, rahatça hareket olsun ve hep beraber kazanalım diye. Aslında İslam İşbirliği Teşkilatının o kardeşlik ruhunun belki gereği de bu.
İslam coğrafyasına ilişkin hayallerin gerçekleştirilmesi elbette temennilerle olacak bir şey değil. Sağlıklı planlamaların isabetli analizlerle desteklenmesi ve bunların istikrarlı ve kararlı politikalarla fiiliyata aksettirilmesi lazım. SESRIC bu anlamda önemli bir çalışma daha gerçekleştirdi ve İslam ülkelerinin SWOT analizini yaptı. İslam ülkelerinin güçlü ve zayıf yanlarını, karşı karşıya olduğu tehditleri ve fırsatları ilmi bir çalışmayla ortaya koydu. Bu analizi de bir dahaki yazıda değerlendirelim inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.