Darbe alışkanlığı nasıl kırılır?
Balyozculara verilen cezaları yüksek bulanlar kadar, düşük bulanlar da var... Peki, cezaları kim takdir edecek? Elbette mahkeme...
Etmiş işte: O zaman herkese düşen Yargıtay aşamasını beklemek değil mi?
Türkiyede işler doğal seyrinde gitmiyor. Böyle durumlarda herkes duygularıyla hareket ediyor ve gönlünden geçeni söylüyor.
Yerleşik olmayan demokrasilerde kurallar bir tarafa konur ve her kafadan bir ses çıkmaya başar. Sonuçta ortam kakafoniye (kulağı tırmalayan uygunsuz seslerin peş peşe çıkması) döner. Nasılsa kimsenin sırtında yumurta küfesi yok.
Hiç olmazsa gerekçeli kararı bekleyin. Hayır! İlle de kafalarına eseni söyleyecekler.
¥
Ortada bir darbe teşebbüsü var mı, var... Ses bantları, görüntüler, bilgisayar kayıtları, görgü şahitleri... Hepsi tamam. Bu durumda Mahkeme şunları da dinlemeliydi denmez. Karar mahkeme heyetine aittir: Mevcut delilleri yeterli bulmuşsa, kararını verir.
Adamlar o kadar pervasız, kendilerini o kadar dokunulamaz, yargılanamaz (Türkiyenin yakın tarihine bakıldığında haklılar, çünkü bu zamana kadar kimseye dokunulamamış, hiçbir ordu mensubu araştırılamamış, soruşturulamamış, hiçbir generale, gözünün üstünde kaşın var denememiş) sanıyorlar ki, darbe toplantılarını filme bile çekmişler. Bunlar ortaya çıkınca da vay benim köse sakalım! oluyorlar.
Temel, polislerin gözlerinin önünde birini bıçaklayıp öldürmüş. Suçüstü yapmışlar. Avukatımı isterim diye tutturmuş. Yahu demişler, her şey ortada, avukatın ne yapacak?
Ha ben da oni merak edeyrum demiş.
¥
Kimse darbe filan yok diyemiyor, teşebbüs aşamasında kaldı, cezalar ağır diyorlar, Yargıtayı sıcağı sıcağına etkilemeye çalışıyorlar.
Mahkemeyi de etkilemeye çalışmışlardı zaten. Bu kararlar büyük baskı altında verildi. Bu yüzden kararlar, Türkiyede hâkimler var dedirtecek kadar önemli...
Aba altından sopa göstermelere, gizli-açık tehditlere, garip garip eylemlere pabuç bırakmadılar.
Bu yüzden bu tarihi bir karardır ve Türkiyenin sivilleşmesi açısından son derece önemlidir. Sivilleşme derken, sivil paşaları da dikkate almak gerekiyor. Meğer ülkemizde askerden çok askerci (militarist) varmış...
Sıra darbenin sivil ayaklarının deşifre edilmesinde ve hesap sorulmasında sanırım. Sadece darbeci askerleri ayıklamakla, Türkiye, darbe tehdidinden kurtulmuş olmaz... Sözde Sivil Toplum Kuruluşları (STK), sendikalar, medya, iş dünyası da soruşturulmalı...
Türkiye topyekün bir arınmayı çoktan hak etti.
¥
Ceza yiyenleri ve ailelerini anlayabiliyorum. Failler başarısızlığın kızgınlığı içinde konuşurken, aileler ayrılık acısıyla konuşuyor...
Fakat MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeliyi anlayamıyorum: Bir taraftan PKKlılarla sarmaş-dolaş poz veren BDPlilere ateş püskürürken, öteki taraftan Balyoz Planı davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Korgeneral Engin Alanı ziyarete gidiyor: Bir hükümlüyü...
Diyeceksiniz ki, Alan MHP İstanbul Milletvekili...
Mahkümiyet alabileceğini bile bile neden seçtirdiler? diye sorarlar o zaman.
Gerçek şu ki, MHPyi darbe imiş, darbe plânları imiş, hiç ilgilendirmiyor. Zaten darbe geleneğinden geliyor. MHPnin kurucusu rahmetli Türkeş eski bir albaydı: Menderesi idama götüren 27 Mayıs (1960) darbesinin mimarlarındandı...
O kadar ki, genel başkanlığının ilk yıllarında, 27 Mayıs ihtilâlının gür erkek sesi diye takdim edilirdi. Hiçbir itirazı da olmazdı.
Milletin oylarıyla iktidar olmuş siyasi kadronun silahsız insanlarını silah zoruyla alaşağı edip yerlerine oturmak ne kadar erkeklik bilinmez, ama MHPnin darbecilerle öteden beri arasının iyi olduğunu herkes bilir: Bizden olsun da varsın darbeci olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.