Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Muhammedi daveti

Muhammedi daveti

Bir toplumu ya da kişiyi, bilek gücü ile alt edememişseniz, farklı yollar dener ve bir şekilde yıldırmaya çalışırsız. Bunlardan en ağırı, birey ya da toplumun onuru sayılan, kutsallarına saldırmak, bu konuda karalama kampanyaları yapmak, bu insanların değerlerini gözden düşürmeye çalışmaktır.

Geçmişte Selman Rüşti, ardından karikatürler, Afganistan'da Amerikan askerlerinin kutsal kitabımızı yakmaları, Mescid-i Aksa'nın avlusunda danslı gösteri planları ve derken şimdi bir Kıpti Yahudi Amerikan Neocon yapımı olan film, artık bu rezilliği sergileyenlerin kullandığı birer araç olmuştur. Batılı cenahlar bunun bir fikir özgürlüğü olduğunu ifade etseler de, yapılan karalama kampanyaları, düşünce inanç ve eleştiri zeminini çoktan aşmıştır. Çünkü, özgürlük hiçbir zaman bir başkasının sınırlarını ihlal edemez, kutsallarına sövemez ve bunu meşru göremez. Ama batıda hep nedense aşağılama, kin, nefret, tahrik ve alaycı bir uslup kullanırlar ve bu beyanları sürekli İslam topluluklarına karşı gösterime sunarlar. Bunu da fikir özgürlüğü diye sahiplenirler. Kendilerinde zerre miktarı insanlık onuru ve ahlak kalmış olsaydı bir toplumun özünden bildiği değerlerin aşağılanamayacağını da kestirebilirlerdi.

Kur'an'da Cenabı Hak Peygamberi aracılığıyla İslam dışı unsurlara hiçbir şekilde alaycı, aşağılayıcı tavırla yaklaşılmamasını ifade eder. Fakat, akli ve fikri delillerle vaaz edilmesini ve bu insanlara dinin tebliğinin yapılmasını tavsiyede bulunur. İslam Müslümanlar için huzur ve barışın kaynağıdır ve bu toplumlar aynı zamanda kendilerini onunla bütünleşmiş görürler. O yüzden bu konudaki hassasiyetleri büyüktür. Ancak son yıllarda yapılan karalama kampanyaları ağırlıklı olarak provakatif niyetlerle hazırlanıyor ve özellikle 11 Eylül ve sonrasında oluşturulmaya çalışılan İslimfobia algısını güçlendirmeye hizmet ediyor.

İslama ve Hazreti Peygambere yapılan hakaretlere karşı Müslümanlar elbette kayıtsız kalamazlar ve tepkilerini ortaya koymalıdırlar da. Ancak bu konuda yapılabilecek en etkili şey, Efendimizin örnek şahsiyetini, sünnetlerini ve İslamın özünü anlatmak ve Kurani kavramlara sarılarak tebliğini yapmak olmalıdır. Bu konuda küresel bilgi akışı ekseninde de kendimizi çok iyi temsil etmeliyiz. Özellikle Batılı toplumlarında yaşayan Müslümanlara büyük sorumluluklar düşüyor. İşgallerin, katliamların hedefi olan İslam coğrafyası, tepkilerini şanına yaraşır şekilde ortaya koymalı ve uluslar arası camialarda islamın tebliğ ve tanıtımını yapmalıdırlar. Hepimizin bildiği bir gerçek var ki, Batılılar ne yaparlarsa yapsınlar islamın gönülleri kuşatan o sesini ve çağrısını bastıramayacaklardır. Çünkü bu bizim değil Allah'ın mesajıdır...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Fatma Tuncer Arşivi