Bu kongre BAŞKAN çıkarmalı
Bazı yorumlarda şu cümleye çok sık rastlıyorum; Pazar günü yapılacak kongre Erdoğanın Cumhurbaşkanlığı yolunda siyasi son adımı olacak...
Sevgili dostlar, bu yoruma katılmadığım gibi bir noktanın da altını net olarak çizmek istiyorum; Erdoğan gibi, son 100 yılda ikinci kez gördüğümüz güçlü liderlik özelliği olan bir ismin Cumhurbaşkanı olması ülke adına yeterli değil. Erdoğan, bu toprakların ve tarihin verdiği görevin hakkını verecek şekilde BAŞKAN olmalı! Bu toprakların hakkını vermek detayı çok önemli. Fatih, Romanın duvarlarını vura vura yıktığında Roma 1100 yıl burada Dünya düzenine hükmetmişti. Osmanlı 700 seneye yakın Dünya Denklemini buradan şekillendirdi... Geriye doğru gidersek, Osmanlıdan önce de bu bölgeye hakim olan bu topraklar merkez olmak üzere periferisini yönetti ve Dünya Düzeni ile Denklemine sözünü geçirdi. Kısacası; burada her zaman BAŞKAN vardı! Bu topraklar üzerinde yaşayanlar yani bizlerin ataları güçlü liderlerin peşinde hayatlarını verdiler ve tarihe geçen büyük başarılar elde edildi. Ne zaman liderler güçlerini kaybetmeye başladılar, bu topraklarda her zaman yerleşik düzen ortaya çıktı, güçlendi ve halkın aleyhine gelişmeye başladı...
Sevgili dostlar, kongreye giderken ve özellikle TÜSİAD başta olmak üzere yerleşik düzen ve unsurlarının Erdoğan başkan olmamalı savaşını başlatmalarını izlerken, bir vatandaş olarak bu süreç Cumhurbaşkanlığı ile bitecek diye ciddi şekilde kaygılanıyorum. Yerleşik Düzenin isteği olan var olan yapı devam etsin söylemine karşı gerçeği gören her vatandaşın sahip çıkması gereken Başkan olmalı tezini açmak ve detaylandırmak istiyorum.
İşte daha önce de bazılarını paylaştığım gerekçelerim;
1- Faiz bataklığı kurutuldu. Üç ayda yüzde 50 net faiz verdiğimiz günlerden bugünlere gelmek baslı başına bir inceleme konusu. Bu sadece ekonomik bir başarı değil, finansal Ergenekonun yok edilme yolunda olduğunun göstergesi
2- Bu topraklarda devlet var algılaması yeniden tesis edildi ve Türk vatandaşları devletin istediği anda herkesten, her kurumdan, her şirketten, her zümreden güçlü olabildiğini örnekleriyle yaşayarak gördü.
3- Dokunulamaz denen herkese, her kendini adam sanana dokunuldu ve herkes şunu gördü; EN GÜÇLÜ İRADE DEVLET!
4- Türkiyede belli bir dönem hâkim olan medya grubu, devlet bizim kontrolümüzde algılaması yaratmış ve manipüle ettiği koalisyon hükümetleri ile sapla-samanı birbirine karıştırmıştı. Özellikle 2007 sonrası Türkiye, IMF boyunduruğundan kurtulunca her şey yerine oturdu! Medya işini yapmaya, hükümetler kendi alanlarında yoluna devam etmeye başladı.
5- TÜSİADın oyuncağı olan Devlet modeli çöktü, yerine herkese yerini bildiren güçlü yapı geldi.
6- Yerli savunma endüstrisi ayağa kaldırıldı ve yangın söndürme planı dahi dışa bağımlı olan silahlı güçlerimizin ihtiyaçları, yerli üretimle karşılanmaya başladı. 2007ye kadar bizim görünen F-16larımızın uçuş kartları dahi İsrail kontrolündeydi. Türkiye kendi silahını ürettiği gibi dünya pazarına en çok ihracat yapan 8. üretici oldu!
7- İsrail ve yurtiçi uzantılarına one minute dendi! Türkiye, Ortadoğu ve Orta Asyada liderliğini ilan ederken, yeni dünya düzeni eşliğinde emperyal-genleşen Türkiye modeli hayata geçirildi. Bugün ağır saldırı altında olmamız bu modelin kurulamadığı anlamına gelmez! Bir kurt peşinde 100 köpek dolanmadıkça KURT olamaz!
8- Türk sermaye ve finans piyasalarında oynanan oyunlara dur denirken, yerleşik düzenin çarkları kırıldı. 2007 öncesi özellikle 2001-2003 arasında Türkiyede hükümetler finansal manipülasyonlar ile düşürülebilir durumdayken, bu yapı tamamen ortadan kaldırıldı. İçeride yerleşik düzenin kullandığı mafya, terör örgütü, hücre yapılanması gibi unsurlara emniyet ve asker tarafından büyük darbe vuruldu. Bu darbenin vurulmasının arkasında yatan tek gerçek Başbakan Erdoğanın dimdik sonuna kadar arkalarında durmasıydı.
9- Türkiyenin petrol şirketlerinin tekelinde olan karayolları politikası, tamamen değiştirildi ve duble yollarla adeta bir mucize yaratılırken, demiryollarında Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki ivme yakalandı. Yabancı petrol şirketleri 50 sene Türkiyeye demiryolu yaptırmadılar gerçeği kırıldı ve yeni bir GERÇEK tesis edildi.
10- 2007 sonrasında Rumların önünde eğilmezsen, bu iş olmaz diyen Avrupa Birliğine yol verildi ve istedikleri hiçbir taviz verilmezken, adeta varmış gibi yapılarak ipe un serildi. Çok doğru bir adımdı. Menderes asıldıktan sonra ilk defa bir Başbakan Menderesin asılmasıyla elinden düşen bayrağı aldı ve Şangay diyebildi!
11- EN ÖNEMLİSİ KANIMIZI EMEN YERLEŞİK DÜZEN yıkılma yoluna girdi ve 1923ten bugüne en ağır darbeyi aldı!
Sevgili dostlar, Recep Tayyip Erdoğan, Türkiyenin içerideki-dışarıdaki yerleşiklerinden, sülüklerinden, pisliklerinden tam arınması adına BAŞKAN olmalı... Bu kongre Cumhurbaşkanlığı gibi sembolik bir makamın değil Türkiyenin önünü açan BAŞKANın yolunu açmalı...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.