Haddini Bil!
Herkes haddini bilmeli. Bendeniz de bilmeliyim. Bu fakir kimdir? Yaşını başını almış âciz bir yazarım. Hem yazarım, hem okurum. Maddî imkânım yoktur. Bu devirde bir insanın değeri para ve hava ile ölçülüyor. Param ve havam olmadığına göre haddimi bilmem şarttır. Ateş olsam cirmim kadar yer yakarım.
Siyasî muhalif değilim ama muhalifim. Yalakalık, yağcılık, meddahlık, dalkavukluk yapmam.
Muhalefette aşırıya gitmem. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak...
Siyasetten hoşlanmam. Evimde, duvarda "Euzü billahi mineşşeytan vessiyâse" levhası asılıdır.
"Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır" düsturunu bilirim ama isim vererek, hedef göstererek çatmam. Durumum buna müsait değildir. Gücüm buna yetişmez. Kaş yaparken göz çıkartmak istemem.
Devlet ve hükümet büyüklerinden randevu alıp huzurlarına çıkmam. Vakitleri kısıtlıdır, halk ve ülke için yapacakları hizmetleri aksatmaktan korkarım.
Geçimim, yayınevinden her hafta gönderiler para ile düşük emekli maaşımdır. Yayınevinin kazancına haram bulaştığını sanmam. Banka hesabım, çek defterim, kredi kartım yoktur. Emekli maaşı konusunda bendenizi üzen husus şudur: Bu maaş bütçeden çıkıyor. Bütçeye de devletin resmî vesikalarıyla yapılan yasal fuhşun KDV'si ve gelir vergisi katılıyor.
Bazı haksızlıklara daha fazla isyan edemediğim, mazlumların haklarını koruyamadığım için müteessirim. Bunlar tek başına olmaz. Yeterli sayıda Müslümanın elbirliği, söz birliği yaparak protesto etmesi gerekir.
Sessiz sadasız, karınca kaderince...
Bazıları kendilerini çok övmemi istiyor. Bunu yapamam. Çok övmekten geçtim, az da övemem. Bol paraları ve imkanları var, birini tutsunlar övdürsünler. Benim işim mi yok?
"İkinci yazı"
Takdir Ettiğim İslam Büyüğünün 22 Sıfatı
1. İtikadı (inancı) Kur'ana, Sünnete uygundur ve sahihtir. Ehl-i Sünnet dairesi içindedir. İtikatta, fıkıhta, ahlakta kendisinde bozukluk ve çarpıklık yoktur
2. İlimde ve tasavvufta, ucu Resullerin Seyyidine (Salat ve selam olsun ona) ulaşan sahih ve kopuksuz bir icazete sahiptir.
3. Beş vakit namazı dosdoğru kılar.
4. Zekat konusunda Kur'anın, Sünnetin, Şeriatın ve fıkhın hükümlerine uyar. Kendisi veya hizmetleri için zekat toplamaz. Fukara-i müslimînin, mesâkîn-i müslimînin ve diğer hak sahiplerinin haklarını asla gasb etmez.
5. Zaruriyat-ı diniyeye aykırı, muhalif, ters hiçbir inanca, görüşe, sahip değildir.
6. Ümmet birliğini kabul eder, hizip ve fırka asabiyetine, militanlığına, holiganlığına, fanatizmine yol açacak hiçbir sözü, davranışı yoktur.
7. Dünya konusunda hafifü'l-hazdır, ihtiyacından ve yeterli miktardan fazla malı, mülkü, parası yoktur
8. Riyasete doğrudan doğruya veya dolaylı olarak talip olmaz, kendisinde hubb-i riyaset bulunmaz.
9. Küfre, nifaka ödün vermez.
10. Emanetlere hıyanet etmez, ehil ve layık olmayan kimselere makam, mevki, memuriyet, iş, hizmet vermez ve verdirmez.
11. İhlas ve taqva kalptedir ama onda, bu iki temel hasletin alametleri ve nurları bulunur ve ehl-i basiret bunları görür.
12. Âdil ve insaflıdır.
13. İzzet-i nefsini ayak altına alır ama izzet-i islamiyeyi başının üzerinde tutar.
14. Mü'minleri, beni tutan mü'minler ile beni tutmayan mü'minler olarak ikiye ayırmaz.
15. Zamanın İmam'ına biatli ve itaatlidir.
16. Kâfirleri dost ve velî edinmez.
17. Şeytanî siyaset yapmaz.
18. Kendisini seven mü'minleri kardeş bilir. Kendisine itiraz eden mü'minleri has kardeş bilir.
19. Dünya büyüklerinin, zalimlerin, sapıkların huzurlarına çıkmaz ve onları övmez.
20. Farz olduğunun inkârı kişiyi küfre götüren tesettür-i nisvana taraftardır ve kendisini sevenlere bu konuda emr-i mâruf ve nehy-i münker yapar.
21. Kendisine kötülük yapan Müslümanlara iyilik yapar, Kur'anın emri gereğince kötülüğü iyilikle def' eder.
22. Nefsine önem vermez, nefsini kötüler, nefsini aklamaz. Nefsinin ve şahsının reklamını yapmaz, yaptırmaz. Nefsine değil, Kur'ana Sünnete Şeriata ve ahlak-ı islamiyeye uygun hizmete önem verir.
"Üçüncü yazı"
Yedi Yıldızlıda Dehşetli Kavga
Vak'a (bu satırları kaleme aldığım tarihten) bir hafta önce cereyan etmiştir. Ülkemizin güneyinde turistik bir bölgedeki yedi yıldızlı lüks mü lüks, ihtişamlı mı ihtişamlı, çok yaldızlı ve yıldızlı bir otel. Oteli Azerbaycanlı bir dolar milyarderi yaptırtmış. Bu zat gelir, yer içer ve garsona (sıkı durunuz) on bin dolar bahşiş bırakır. Garson bahşiş defterini açınca gözlerine inanamaz, tam on bin dolar, bir servet. Bunu, otelin kuralı gereğinde bahşiş kutusunun içine atması gerekmektedir. Küçük bir kısmını kutuya, geri kalanını cebine atar. Diğer garsonlar bu numarayı fark ederler ve geri kalanını da kutuya at derler. Atmaz, bunun üzerine dehşetli bir çıngar çıkar. Masalar devrilir, kıymetli porselenler, kristaller kırılır, ortalık savaş meydanına döner, korkunç bir tahribat, zarar ziyan olur. On bin dolar bahşiş, garsonların kavgası, kırılan tabak çanak, kavga gürültü yargıya intikal etmiş bulunmaktadır.
Bendenize inanmayan çıkarsa /on bin dolar bahşiş/ kelimeleriyle internetten arayabilir.
Bu yedi yıldızlı otele Müslüman sosyete de gitmektedir.
Döndükten sonra "Geçen hafta Filan yedi yıldızlı oteldeydik de falan feşmekan..." edebiyatı yapılır tabiî...
Hava atmak için: Otelde yediğimiz soslu mercan balığı pek ahım şahım değildi...
Başı Vakkolu sosyetik Müslüman hanım, kurşun kalem gibi ince ve uzun topuklu ayakkabılarıyla zar zor yürüyerek Yedi Yıldızlı Otelde ahular gibi salınır.
Yedi Yıldızlı İslamcılar.
Orada yemekler pek lükstür, bir kısmı yenir, bir kısmı yenmez, çöpe atılır.
Tabakları sıyırmak İslam'da sünnettir ama yedi yıldızlıda böyle yapmak ayıptır.
Gökte Yedi Yıldız ararken nice turfa müneccim,
Gaflet ile önündeki kuyuyu görmez içine yuvarlanır...
Kuyu çok derindir... Buradan içine düşen ötede kendini Cehennem gibi bir yerde bulur.