Medresetüzzehraya can suyu
Türkiyenin çözmesi gereken problemlerinin en başında eğitimin geldiği her halde inkâr edilemez. Okul öncesi ve okul sonrası da dahil olmak üzere bütün eğitim sistemi ciddî arızalarla karşı karşıya. Zaten öyle olmasa eğitimin yılı ve muhtevasını tartışır mıydık?
Mecburî eğitim yılının 12ye çıkarılması ve bazı seçmeli dersler dolayısıyla daha çok üniversite öncesi eğitimi tartışıyoruz, ama belki de en başta üniversitelerdeki eğitimi tartışmalıyız. Çünkü üniversite öncesi eğitimin kalitesi, biraz da üniversitelerde verilen eğitime bağlı olarak artabilir. Öğretmenlerimiz dört başı mamur olabilse, ilkokuldan başlayarak eğitim sistemi düzelmez mi? Yanlış anlaşılmasın, eğitim sisteminin hatalarını öğretmenlerimize yüklüyor değiliz. Çünkü, gerçekte onlar da bu sistemin mağdurudur.
Vanda düzenlenen Medresettüzzehra Sempozyumunda konuşan Van Valisi Münir Karaloğlu da, ihmal edilen bir eğitim modeline, bir üniversite teklifine dikkat çekmiş. Malum, Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri bir asır önce o günkü idarecilere Vanda bir üniversite kurulmasını teklif etmiş. Gerçi idareciler bu teklifi haklı bulmuşlar, ama çeşitli sebeplerle bu proje hayata geçme imkânı bulamamış. Üstad Bediüzzaman, böyle bir üniversiteyi teklif ederken Mısırdaki El-Ezher üniversitesini misal göstermiş ve merkezi Vanda kurulacak bu üniversitenin (çevre illerde de şubeleri olmak şartıyla) çok dilli eğitim vermesi gerektiğini de hatırlatmış. [Bediüzzamanın ifadesiyle: Fünun-u cedideyi, ulûm-u medaris ile mezc ve derc; ve lisân-ı Arabî vâcip, Kürdî câiz, Türkî lâzım kılmak. Münâzarât, İfâde-i Merâm ve Uzunca Bir Mâzeret, s. 127]
Vali Münir Karaloğlu, sempozyumda yaptığı konuşmada bu önemli projeye işaret etmiş ve şöyle konuşmuş: Türkiye yitik hazinesini kaybettiği yerde arıyor. Medeniyetimizin üzerinde yükseldiği bütün değerleri can kulağıyla dinliyor. Bize, biraz önce seslenen Bediüzzamana kemiklerini misafir eden topraktan, o toprağın kapıcısı olan Van Kalesinin yanı başından, ey büyük mütefekkir seni duyduk diyoruz. Bir asır sonra bugün, Bediüzzamanın ferasetini keşfediyoruz ve saygın üniversitelerden gelen bilim adamları Bediüzzamanın eğitim modelini deşifre etmeye çalışıyor. Bir asır sonra bugün Asyanın ve Kafkasyanın adalet, kardeşlik ve kalkınma şifrelerini barındıran Medresetüzzehra Üniversitesine can suyu vermeye çalışıyoruz.
Bediüzzamanın, zindanlarda, sürgünlerde, hastalık ve acılar içerisinde kaleme aldığı Risale-i Nur eserleriyle manevî Medresetüzzehrayı kurup geliştirdiğini anlatan Karaloğlu, şunları da söylemiş: Ayakkabıcı, çantacı, bakırcı, esnaf, işçi ve köylülerden hocalar, önderler yetiştirdi. Said Nursînin bu topraklardaki kardeşliğin bekası için projelendirdiği Medresetüzzehra artık kurulmalıdır. Bediüzzamanın eğitim modeli, tüm İslâm coğrafyasında en üst düzeyde tartışılmalı. Van Kalesi, büyük medeniyetlere şahitlik etmiş bu mezar taşı, Türkiyedeki bütün insanlığa kardeşlik, birlik ve muhabbet mesajları üreten bir merkez haline gelmeli. (AA, 12 Ekim 2012)
Risale-i Nurun manevî bir üniversite olarak insanlığa iman hizmeti verdiği herkesin görmesi gereken bir gerçek. Ancak bu üniversitenin olması, Medresetüzzezehra Üniversitesinin kurulmasına da mani değil. Elbette önemli olan isimler değil. İsmi başka da olsa bu mânâyı gerçekleştirmek için bir ya da birkaç üniversite artık kurulmalı. Tabiî ki bu üniversitelerde okutulacak derslerin, Bediüzzamanın tarif ettiği şekilde anlatılması ilk şart olmalı.
Van Valisi Münir Karaloğlunun Bir asır sonra bugün, Bediüzzamanın ferasetini keşfediyoruz ve Bediüzzamanın eğitim modeli, tüm İslâm coğrafyasında en üst düzeyde tartışılmalı tesbiti de gözden uzak tutulmamalı. Çünkü bu modele, bu metoda sadece Türkiyenin değil İslâm ülkelerinin de ihtiyacı vardır.
Bu gerçekleri dile getirdiği için Van Valisi Karaloğluna da teşekkür ediyoruz. Gerçekleri gören ve dile getiren cesur yöneticilerimizın sayısının artması temennisiyle...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.