Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

İskenderun

İskenderun

Büyüğünü bilen Allah’ını bilir,Yalandır bu dünya böyle kalır,Gıdamız tükenir Azrail gelir,Tatlı can tenden ayrılır hocam.


İskenderun türküsünün bu sözleri Aşık Telli Osman’a ait.

Yazıya bu türkünün sözleriyle başlamamın sebebi; İskenderun’da “Büyüğünü bilen Allah’ını bilir” sözüne uyan gençlerle buluşmamdır.

İskenderun Akdeniz bölgesinin, ülkemizin, Ortadoğu ve Avrupa’nın can damarı ve can simidi “sanayi devi bir ilçemizdir.”

Hatay’dan sonra “ezan, çan ve hazan”ın kardeşçe yaşandığı bir şehrimizdir.

Bu şehrin en başarılı sivil toplum kuruluşu ise MÜSİAD Hatay Şubesi’dir. Üye sayısının çokluğu İskenderun’da olduğu için derneğin merkezi buradadır.

Şubenin bünyesinde bir de Genç MÜSİAD’lılar kurulu vardır ki, Maaşallah birer pırlanta gençlerden oluşmakta.

İşte bu gençlerin daveti üzerine şube müdürü Ali Yeşilova’nın organizesinde hafta sonu İskenderun’daydım. “Ahilik İlkelerinde Bedel Dili” konulu bir konuşma yaptım.

Gençlerden bir kısmının aileleri seminerdeydi ve babaları ile tanışma fırsatı buldum. İşte bu tanışmamdır ki, yukarıdaki türkü sözlerini yazmama sebep oldu.

“Büyüğünü bilen Allah’ını bilir” sözüne uyan gençleri görünce coştum ve ülkemin geleceğine dair güçlü umutlarım büyüdü.

İskenderun’daki en büyük işletmeden en küçük işletmeye kadar hemen bütün kuruluşlar, aile şirketlerinden oluşmakta ve aile büyüklerinin direktörlüğünde gençlerin yönetiminde işler tıkır tıkır yürümekte.

¥

MÜSİAD şube başkanı Tosyalı Holding’in yönetim kurulu üyesi, Mehmet Fatih Tosyalı. Genç MÜSİAD’ın başkanı ise Vedat Ergünbaş.

Büyüklerle gençlerin; “Büyüğünü bilen Allah’ını bilir” felsefesinde muhteşem uyumunu gördüm ve yaşadım.

Bu çerçevede “Babalar ve Oğulların” küçük dükkânlardan büyük fabrikalara nasıl geldiklerine dair başarı hikâyelerini dinledim.

Ahilik ilkelerinde beden dilini anlattığım ve dünkü yazımda da yer verdiğim, “Aynı Çorbaya Kaşık Sallama” hikâyesinin yaşandığına şahit oldum.

Genç iş adamları Vedat Ergünbaş, Abdülkadir İnan ve Yusuf Arslan ile daha ismini sayamadığım onlarca gencin yüzünde, gözünde ve beden dillerindeki heyecan ve enerji, tüm şeytani engellere rağmen büyüyen Türkiye’nin öncü kuvvetleri gibiydi.

Gençlerde bu azmi ve gücü görünce “bekar” olanlara kitabın ortasından net bir tavsiyede bulundum ve dedim ki;

- “Aslanlarım eğer evlenecekseniz, evleneceğiniz hanımefendiden ziyade oturup önce annesiyle anlaşın ve deyin ki;

- “Kızınızla evlenmek isterim ama eğer evlendikten sonra; ‘biz kızımızı yanımızda isteriz’ diye beni memleketimden, anamdan, babamdan ve işimden etmek gibi bir niyetiniz ve düşünceniz olursa, şimdiden Allah yolunuzu açık etsin.”

Hepsi de şaşırdı tabi söylediklerime. Sonrasında söze devam ettim;

“Bugün ülkemizdeki insan kaybına ve iş kaybına en büyük sebep; maalesef evlilikler sonucu kız tarafının oğlan tarafına vurduğu sektelerdir. Yani evleneceğiniz hanım, sizi kendi ailenize bağlamalı, kendi ailesinin yanına çekmemeli.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi