Habibi Neccar Hazretleri
Ezan, Çan ve Hazan. Tarihinin ne zaman başladığı bilinmeyen şehir.
Antakyada isteyen ve dileyen bu üç sesi de duyar. Ezanı duyan ezanı duyduğu, çanı duyan çanı duyduğu, hazanı duyan da hazanı duyduğu yere gider.
Yalnız Antakyada öyle bir yer vardır ki, ezanı duyanlarla çanı duyanlar aynı yerde buluşurlar. İşte burası, Uzun Çarşının üstünde bulunan Habib-i Neccar Camiidir.
Caminin içerisindeki Habib-i Neccar Hz.lerinin kabri ile Hz. İsa Aleyhisselamın havarilerinin kabirleri aynı yerdedir ve aynı kapıdan girilip çıkılır.
Müslümanlar ve Hıristiyanlar asırlardır burasını ziyaret ederler. Müslümanlar ile Hıristiyanların ortak ziyaretgâhıdır. Esasında hoşgörünün başlangıç noktasıdır.
Habib-i Neccar Hz.leri ismini taşıyan caminin avlusunda, Habib-i Neccar ile Hz. İsa Aleyhisselamın havarilerinden; Yahya, Yunus ve Şemun-ı Sefanın mezarlarının bulunduğu, hem İslam kaynakları hem Hırisityan kaynaklarında mevcuttur.
Ayrıca biz Müslümanlar için en önemli taraflarından birisi de şudur:
Caminin Anadoluda yapılan ilk cami olmasıdır ve İslamın Anadoluya buradan yayıldığı bilinmektedir. Habib-i Neccar Camiinin yapılış hikâyesi şöyle:
Hz. Ömerin halifeliği döneminde 636 yılında İslam orduları şehri fetheder. Habib-i Neccar Hz.leri başta olmak üzere Hz. İsa Aleyhisselamın havarilerinin mezarları tespit edildikten sonra onların ve fethin hatırına cami ve türbe inşa edilir.
Bu sebeple bugünkü ya da Osmanlı sınırları içerisinde, Habib-i Neccar Camii, ilk yapılan cami olarak kabul edilir.
969 yılına kadar cami olarak ibadete açık olan ve içinde külliyesi de bulunan bina, Hıristiyanlar şehri ele geçirince kiliseye çevrilir.
1084 yılında Süleyman Şah şehri fetheder ve tekrar cami olarak ibadete açılır. 1096 Haçlı seferleri sırasında yeniden kiliseye dönüştürülür.
1268 yılında Memluklu sultanı kabirlere dokunmadan tekrar camiye çevirir ve o tarihten itibaren Habib-i Neccar Camii olarak Müslümanlara, türbesiyle de hem Müslüman hem de Hıristiyanlara hizmet eder.
Yalnız Hatayın birinci deprem kuşağında olması hasebiyle cami 1853 senesindeki büyük depremde tamamen yıkılır.
Bugünkü mimari durumu, eski haline özen gösterilerek 1857 yılında yeniden yapılır. Bu arada şu ayrıntıyı da paylaşmalı.
Dünyanın en eski kilisesi Antakyadadır. Antakya St. Pierre Kilisesi, buradadır ve Hıristiyan kelimesi ilk defa bu coğrafyadan dünya dillerine yayılır.
Yılın hemen her mevsiminde turist çeken Hatay bölgesi, bu inanç mozayiği sebebiyle çok hareketlidir ve inanç turizmine ev sahipliği yapmaktadır.
Habib-i Neccar Hz.leri ve Hz. İsa Aleyhisselam havarilerinin kaynaklarda anlatılan hikâyesini yazmak için yerim bitti. İnşaallah yarına kaydedeyim.
Künefesi başta olmak üzere, Türk mutfağı, Arap mutfağı ve Akdeniz mutfağıyla, herhalde Antakya bir yemek ambarıdır.
Hayırlı bayramlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.