Ahmet Varol

Ahmet Varol

Baas’ın Bayram Numaraları

Baas’ın Bayram Numaraları

Suriye’de Kurban bayramı münasebetiyle ateşkes sağlanması için BM temsilcisi el-Ahder el-İbrahimi’nin girişimi direnişçiler tarafından itibar görmedi. Çünkü geçmişte yine BM ve Arap Birliği’nin Suriye özel temsilcisi Kofi Annan’ın ateşkes girişimlerinden alınan sonuçlar güven verici olmamıştı. Baas’ın kabul ettiği ateşkes oyunlarıyla, halkı yanıltmak ve geçici rahatlamayı şiddetli bir saldırı, böylece psikolojik yıpratma operasyonuna zemin oluşturmak için taktik oynadığı görülmüştü. Eğer ki direnişin ateşkes konusunda Baas diktasına güvenini tamamen ortadan kaldıran kötü tecrübeleri olmasaydı tahmin ediyoruz bayram günlerinde Suriye halkının biraz rahat nefes almasını, silahların susmasını o da isterdi. Zaten diktanın katillerinin bayrama doğru şiddetin trendini artırmaları ateşkes konusunda güven verici olmayacaklarını gösterdi.


Katil Beşşar’ın göstermelik bayram affı da tamamen göz boyama ve propaganda savaşına malzeme çıkarma operasyonudur. Katil Beşşar bir yandan insanları hunharca katletmeye devam ederken güya Kurban bayramı münasebetiyle bir genel af ilan ettiğini söylüyor. Ama Beşşar’ın affını hak edebilmek için “teröre” bulaşmamış olmak gerekiyor. Ne var ki diktatör, halkın kendisine isyanını “terör” olarak nitelediğinden bu isyanla herhangi bir şekilde bağlantısı kurulmuş ve o yüzden zindanlara atılmış olanlar da “teröre bulaşma” ithamına maruz kalacaklar. Bugün Suriye halkının sorunu ise haklı ve meşru bir dava için meydanlara çıkmaları yahut zulme itiraz etmeleri sebebiyle kaçırılmış, nerelerde oldukları bile bilinmeyen ve sayılarının yüz bini aştığı söylenen mazlumlardır. Belli ki Baas diktasının tamamen göstermelik ve taktik amaçlı affından bu şekilde adalet ve özgürlük istemeleri sebebiyle işkence merkezlerine götürülmüş mazlumlar yararlanamayacak. Muhtemelen diktatör Beşşar bayram günlerinde ve sonrasında yapacağı operasyonlarda esir etmeyi planladığı kişiler için yer açmak amacıyla normal suçlardan mahkum edilmiş olanları serbest bırakma ihtiyacı duyuyor ve bunu da “genel af ilanı” olarak yutturmaya çalışıyor.

Lübnan’da İç Güvenlik Kuvvetleri Bilgi Dairesi Başkanı Tuğgeneral Visam el-Hasen’in karanlık bir suikast sonucu öldürülmesi ülkeyi yeni bir fitnenin içine soktu. Çünkü suikastın ardından gerek başkent Beyrut’ta ve gerekse ülkenin ikinci büyük kenti Trablus’ta ciddi eylemler, gösteriler ve çatışmalar oluyor. Hükûmetin istifası talebiyle düzenlenen gösterilerde çıkan çatışmalarda birçok kişi öldürülürken onlarca insan da yaralandı. Başbakan önce istifa edeceğini açıkladı, ama onun istifa etmesi durumunda krizin daha da çetrefil ve içinden çıkılmaz hal alacağı söylenerek beklemesi istendi.

Visam el-Hasen suikastında olayları yakından izleyenlerin şüpheleri Suriye üzerinde yoğunlaşıyor. Çünkü el-Hasen, Lübnan’ın yine bir siyasi suikastla öldürülen eski başbakanı Refik el-Hariri’nin adamlarındandı ve Lübnan emniyet teşkilatında stratejik mevkilere gelmesinde el-Hariri’nin kendisine verdiği desteğin önemli yeri var. Bunun yanı sıra el-Hasen’in Hariri cinayetiyle ilgili olarak uluslararası soruşturma komisyonuyla yardımlaştığı ve cinayetin arkasında Suriye’nin yer aldığı görüşünde olduğu, bu görüşünü destekleyen bazı belgeleri de uluslararası soruşturma komisyonuna verdiği söyleniyor. Ayrıca, Lübnan’daki Baas lobisinin Suriye iç savaşında Baas diktasına askeri ve maddi destek çalışmalarını yakın takibe alma ve sorgulama faaliyetlerinde etkin rol oynamasıyla öne çıkmıştı. Emniyet teşkilatının bilgi dairesinin genel müdürlüğünü yapması sebebiyle de söz konusu faaliyetleri izlemeye alma ve soruşturmalara belge temin etme imkânları vardı. Bu konuda üstlendiği rol ve yürüttüğü aktif faaliyetler sebebiyle daha önce de suikast tehditlerine maruz kaldığı hakkındaki haber ve yorumlarda dile getirildi. Ailesinin bir süreden beri Paris’te yaşamasının da bu tehditler nedeniyle olduğu iddia ediliyor.

Lübnan İç Güvenlik Kuvvetleri Genel Müdürlüğü’ne, şu an bu görevi yürüten Tümg. Eşref Rifi’nin 2013’te emekliye ayrılmasından sonraki en güçlü aday olarak Visam el-Hasen görülüyordu. Onun bu göreve gelmesinden sonra Suriye’nin Lübnan’daki lobisinin karanlık işlerinin üzerine daha fazla gidileceği belliydi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Ahmet Varol Arşivi