Tek kişilik mahzen
Bir baba için evladı her şeyin önünde gelir... Hazreti İbrahim için de öyleydi... Ama uzunca bir bekleyişin ardından kavuştuğu biricik oğlu ciğer paresini Allah için adamıştı... Allah ondan adağını yerine getirmesini istediğinde çetin bir imtihanla karşı karşıya kaldığını anladı... Ne yapsaydı... Bir taraftan canından çok sevdiği ciğer paresi, diğer tarafta Allah'ın rızası vardı... Bu onun kulluğunun derecesini belirleyecek ve samimiyetini ölçecek bir sınavdı aynı zamanda... Zor bir dönemden geçmekteydi, duyguları ile teslimiyeti arasında bir denge kurmalıydı... Ama verdiği sözde sadık kalmaya ve biricik oğlunu Yüce Yaratıcı'ya kurban vermeye kararlıydı ve bıçağı aldı... Oğulun boğazına dayadı... Ama doğanın kanunlarını alt üst edecek bir şey oldu ve bıçak kesmedi? Bıçak başka bir şeye dönüştü... Kesmiyordu işte... Allah isterse ateş yakmaz, bıçak kesmez, su boğmaz... Allah isterse yaprak kıpırdamaz, gök gürlemez, dünya dönmez...
Hazreti İbrahim oğlunu kurban etmeye karar verdiğinde aslında imtihanı kazanmış ve Allah'ın rızasına nail olmuştu... Allah onu sınamış sonra da biricik oğlunu bağışlamıştı. İbrahim artık Allah'ın emri ile oğlunu değil bir koçu kurban edecekti... Hazreti İbrahimle başlayan bu sorumluluğu daha sonra Müslümanlar devralacak ve her yıl kurban keserek imanlarındaki samimiyetlerini ikrar edeceklerdi... Öyle de oldu, o günden bugüne onlarca hayvan kurban edildi, onlarca mümin duaları ile Allah'ın arzında teslimiyetlerini ikrar ettiler...
Yine bir Kurban ve yine onlarca inanan insan... Ancak, görmekteyiz ki, artık pek kişi kurbanı iman ve teslimiyetimizin bir göstergesi olarak değil, sadece bir et ziyafeti olarak algılıyor ve adeta bir şölene hazırlanır gibi davranıyor... O yüzden neyi niçin kurban ettiğimizi kendimize yeniden sormalı ve bunun bir et ziyafeti olmadığını bilmeliyiz.
Hazırlıklar yapıldı, alış verişe çıkıldı peki kurban neyi hatırlattı sizlere? Ne düşündünüz kurban deyince? Neleri kurban ettiniz bugün? Neleri feda ettiniz Allah için? Feda etmeden, sevdiğiniz şeylerden Allah için vazgeçmeden Salihlerden olabilmeniz mümkün mü?
Hazreti İbrahim'in kurbanı ile bizim kurbanınız arasında ne gibi fark var ya da? Unutmayalım ki, Kurban samimiyetimizi ve teslimiyetimizi simgeler ve gerektiğinde en sevdiğimizden dahi Allah için vazgeçebilmeyi ifade eder... Yani, Kurban bize, teslim olmayı, sevdiğimiz şeylerden Allah için vermeyi, Allah için feda etmeyi ve Allah için vazgeçmeyi öğretir. Gerçekten inandığımızda samimi isek, Hazreti İbrahim gibi hareket eder, teslimiyet gösterir, iki seçenek arasında kaldığımızda hiç düşünmeden Allahın rızasına uygun olanı tercih ederiz. Eğer samimi isek, Sümeyye gibi, Hüseyin gibi gerekirse, en sevdiğimiz varlığımızı canımızı da Allah için vermeye hazır olur ve hiç tereddüt etmeyiz. Aksi taktirde bu bayramı da her bayram olduğu gibi bir ziyafet gününe indirgemiş oluruz ki, bu kurbanın bizlere karnımızı doyurmanın dışında bir faydası olmaz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.