Osmanlı Devleti’nde Rumeli Beylerbeyliği, Anadolu’dan önce gelirdi. Çünkü Anadolu kök, Rumeli ise ileriye, âtiye, Kızılelma’ya uzanan yoldu.Akıncılar Anadolu’dan, Kafkaslar’dan Maveraünnehir’den gelir, Rumeli’ye akarlardı.


Maalesef yeni nesillere Osmanlı Devleti, Osmanlı dili ve kültürü unutturulurken, şu anda insanlarıyla, eserleriyle, kültürleriyle, bugünkü sınırlarımız dışında kalan bu yerler de unutturuldu.

Bugünkü nesiller son Bosna hadiselerine kadar Rumeli’deki veya Balkan’lardaki eyaletlerden habersizdi, şimdi de çok haberdar oldukları söylenemez.

Oysa Balkan’lardaki Osmanlı eserleri, mevcut sınırlarımızdaki tarihi eserlerin iki katıdır. Osmanlı medeniyetinin doğduğu topraklar orasıdır.

Aklıma gelmişken şu ayrıntıyı da hatırlatayım. Balkan’lar üzerine yazınca benim Rumeli’den olduğum sanılıyor.

Elbet oralardan olmak isterdim lakin değilim. Ama “Kelime-i Tevhidin” gittiği ve zikredildiği her yer benimdir ve oralıyımdır.

Hatta gitmesi gereken yerler de benimdir ve oralıyımdır. Geçelim.

¥

Çabamın ve gayemin anlaşılması için dini ve milli duyarlılığa sahip insanları ilgilendirecek birkaç noktayı paylaşmak isterim.

Balkan’larda veya Rumeli’de tekkeler; İslamı tebliğde çok önemli roller oynamıştır. Bilindiği gibi önce iki uç gidermiş.

Biri “manevi” öncüler, diğiri “maddi” öncüler. Manevi öncülere; “Derviş,” maddi öncülere de “Akıncı” derlermiş.

Bu ikisi gider, ortamı hazırlarmış. Biri manevi sahada sevgi bağları uyandırır, diğerleri de maddi sahada devletin ihtişamını belirtir, ortamı sağlarlarmış.

Sonra da ordu gelir, bu hazır zemin üzerinde çok zorlanmadan sistemini kurarmış. Onun için bu tasavvuf ocakları Rumeli’de yüzyıl, Türkiye’de 90 yıl öncesine kadar tütüyordu.

¥

“İdeali olmayan milletler körleşmeye, ufalanmaya namzettir.” Balkan’ların kaybı ve şimdiki umursamazlığa güzel bir örnektir bu ifade.

Bulgaristan’daki tarihi ve kültürel değerlerin tahribini toplayıp, dünya insanlığına sunsak, öyle sanıyorum, en vahşi insanlar bile utanır ve Bulgarları kınar.

Bulgarlar Balkan Savaşları’ndan sonra hınçlarını alamamış ve köylerden şehirlere kadar, her taraftaki Müslüman mezarlarının taşlarını sökerek, kaldırım taşı yapmışlardır.

Bugün Bulgaristan’ın başkentine veya diğer şehirlere gidenlerin bastıkları her kaldırım taşı ve yola döşenmiş taşlar, Müslüman mezarlarının taşlarıdır.

¥

Balkan’lar meselesine bu kadar uzak kalınmasının sebebi, sadece bir kısım insanların ilgisizliği değil elbet.

Esas ilgisizlik; AK Parti iktidarına kadar iş başına gelen hükümetlerin, özellikle ve bile bile Rumeli’den uzak kalmalarıdır.

Bu hükümet; Bosna Hersek başta olmak üzere; Kosova, Makedonya, Karadağ, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya’daki tarihi ve milli değerlerimizi ortaya çıkarmıştır.

Özellikle TİKA’nın yaptığı restorasyon ve sosyal hizmetler, bu bölgelerde kalmış Müslümanlara birer dayanak ve güvence olmuştur.

Bölgenin hassasiyetine uygun yeni atanan büyükelçiler ve konsoloslar, Türkiye’nin gücünü ortaya koyan çalışmalar yapmaktadır.