Laikliğin son kalesi!
Beşşar Esat Doha görüşmelerini gölgelemek ve kendini gündeme getirmek için bu sefer Rus Kanalı The Russia Todayi menfez olarak kullandı. Daha önce de benzeri münasebetlerde İran kanallarını kullanmıştı. Kendisi mühim olmasa bile mühim şeyler söyledi. Daha doğrusu neyi temsil ettiğini açık etti. Konuşması çelişki yüklüydü ve Kaddafinin son konuşmalarından birini andırıyor. Beni Batılılar icat etmedi ve onların kuklası değilim ve Suriyede doğdum Suriyede öleceğim dedi. Suriyede doğdum ve Suriyede öleceğim sözleri Kaddafinin son sözlerini ve hatta son cümlelerini hatırlatıyor. Kaddafi de İngiliz üsleri bahane ederek Sunusileri devirmişti. Lakin Saddamın akıbetini gördükten sonra Ecevitin 11 Eylül karşısında titreyip kendine geldiği gibi anahtar teslimi bütün nükleer tesislerini hurdalık olarak Busha teslim etmişti. Sonra gereği kadar bu hizmetinin karşılığını alamamaktan yakındı. Baba Esat muhakkak ki Batının tezgahından geçen liderlerden birisiydi. Londrada kaldığı gizli ayların mahiyeti pek bilinmiyor. Nasırla ve Mısırla birleşmeye karşı çıkan azınlık subaylarından birisi olduğu biliniyor. Bu uğurda hapis bile yatmıştır. Kissingerle pazarlıkları malum ve Golan tepelerini sattığı ve buna mukabil mansiyon ödülü olarak Lübnana müdahale ile taltif edildiğini biliyoruz. Düşmanlara kuyruk sallarken halkına şahin kesilen bir zihniyet. Tek kutsalı ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak. Kendisi Batı üretimi değilmiş lakin bölgede laikliğin son kalesi olduğunu söylüyor. Batı üretimi olan laiklik gemisine binmiş ve hatta son kalesi olduklarını söylüyor! Peki soru şu: Bu sözün muhatabı kim? Bu sözleriyle Batıya mı kur yapıyor, mesaj veriyor yoksa İrana mı ? İran ona göre çantada keklik olduğundan Batıya kur yapıyor.
¥
Esat ve çetesinde laiklik muhabbeti ile Osmanlı alerjisi derin. Yalancıların muallimi Velit Muallim Arap Birliğini nifakla suçlarken kendilerini laik olmakla övmüştü. Laik bir zeminden dini bir dil kullanıyor! Nifak bu değilse acaba nedir? Ramazan da imamdan önce selam veren Beşşar ve çetesi kurbanda işi sağlama almışlar ve sıkı tutmuşlar ve bayram namazını önceden kayda geçirmişler. Kimse kılmadan kendi başlarına bayramı yapmışlar ve ertesinde televizyondan servis etmişler. Muallimden sonra patronu Esat da laiklik meselesine vurguda bulundu. Lakin Türk basını lal-u ebkem, ses vermiyor. Sanki Esatın gizli ortağı. Bundan dolayı Esat Türk halkını hükümetin yanında değil de kendi yanlarında gösteriyor. Türkiye-Suriye halkı bir ve berabermiş. Ona göre iki halk kendi yanında Erdoğana karşı bir ve beraber. Halbuki, Türk ve Suriye halkı kahiri ekseriyetle Türkiyedeki yandaşı PKK, Doğu Perinçek ve bizzat kendisine karşı. Başbakan Erdoğanı halife olmaya özendiğini ve Suriyede iktidara İhvanın gelmesini beklediğini ve bununla iktidarını garanti altına almak istediğini söylüyor. Elbette sözleri yine birilerine mesaj. Türkiyeye hafife almayın ben gidersek bölgesel rolü güçlenir diyor. Bu yüzden de Türkiyedeki ulusalcıları yürekleri onunla birlikte atıyor. Zira Türkiyenin bölgesel derinliğini hazmedemiyorlar. Esat sıfır sorun yerine sıfır komşu kaldı diyerekten Kılıçdaroğlunun yankısı gibi konuşuyor. Veya karşılıklı düetleşiyorlar. Lakin Esatın çelişkili sözleri şu gerçeğe parmak basıyor. Suriyede sıfır sorun politikası biterken stratejik derinlik ise derinleşerek devam ediyor. Esatın sözleri bunu gösteriyor. Geri zekalı olduğundan sözlerinin kendi kendini tekzip ettiğini göremiyor. Türkiye yüz verse ilk Osmanlı neferi olurdu. Zaten Osmanlı eri olmayanlar sonunda Safavi neferi olurlar.
¥
İran inadı yüzünden Irak-İran savaşı 8 yıl uzadığı gibi Suriyedeki mücadele de neredeyse yine İran yüzünden ikinci yılını doldurup üçüncü yılına girecek. İsrailin de istediği zaten bu uzatmalar. Irak-İran savaşının uzatılması da yine Batının ve İsrailin emellerine hizmet etmişti. Moskovada Şimon Peres Suriyeye Batılı bir müdahaleye taraftar olmadıklarını ve çözümün Araplar içinde olması ve kalması gerektiğini söyledi. Lakin o da buna mukabil ülke dışından gelen cihatçılara karşı! Araplar bölük pörçük ve dağınık olduğundan ve kendi söküğünü dikemeyeceğinden dolayı yani muhali talep babından Şimon Peres Arap çözümünde atıfta ısrar ediyor. Lakin Türkiyenin liderliğinde bir Arap çözümü olabilir. Şimon Peres tek başına bir Arap çözümü olmayacağını biliyor ve İranın son laik kale Esat ile birlikte bu savaşı Araplarla 20 yıla yayabileceğini düşlüyor! Onun için ne iyi olurdu! Lübnandaki gibi. Direniş adına İsraile hizmet etmek bu olsa gerek. Bunun için akıllı düşman akılsız dosttan evladır denmiştir. Bu yüzden İsraili acelesi yok. Neden son sıralarda İsrail ile Rusya ve Rusya ile Şam ve Rusya ile Tahran çok sıkı fıkı. Şimon Peres de bizdeki ulusalcılar gibi düşünüyor. Batı müdahalesine karşı çıkıyor! Hay maşallah! Moskova, Esatla karşıtları arasında uzlaşma hükümetini kotaramadı. Bunun yerine İsrail ile birlikte (zımni olarak İran da yanlarında) Suriyeye bölmek ve parçalamak istiyorlar. PKKcılarda onların görünmez ortakları. Beşşar, Suriye direnişi olmasaydı PYD ve PKKcılara köy ve kasabaları devreder miydi?
İsrailin kralı Esat kendi ifadesiyle ölürken de İsraile çalışıyor (http://www.haaretz.com/print-edition/opinion/israel-s-favorite-arab-dictator-of-all-is-assad-1.352468 ). Esat bütün Arap liderlerinin Esat gibi olmasını diliyor. Salman Masalha adlı Haaretz yazarına göre Esatın, İsraile gizli ve konum hizmeti Sedatın açık hizmetlerinden kat be kat daha büyük.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.