Hiçbir ideoloji, hayatı milliyetçilik kadar etkileyip, içinde olmadı. Öyle ki, milliyetçiliğin harekete geçirdiği kitleler bir olay yüzünden kedere boğulurken, başka bir grup sevinç içerisinde sokaklara dökülebiliyor.“Peki milliyetçilik ve hatta millet nedir, nasıl ortaya çıkmıştır?” “Millet idraki, sonradan üretilen bir şey midir?” “Milliyetçilik, ırkçılık ve vatanseverlik arasında ne gibi farklar mevcuttur?”


İşte bu ve benzeri sorulara Etkileşim Yayınları’ndan çıkan ve Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne’nin derlediği; “Milletler ve Milliyetçiler” adlı eserde cevap veriliyor.

Türköne yaptığı derlemede, dünya çapında tanınmış F.Gellner, M. Weber, E. Renan, F. Kedourie, B. Anderson, F. Hobsbawm ve A. Smith gibi yazarlar ile Türkiye’de milliyetçilik akımının ortaya çıkışında ve gelişmesinde katkısı bulunan; Yusuf Akçura, Ziya Gökalp ve Nurettin Topçu gibi temel düşünürlerin sözlerine yer vermiş.

..........................

Elbet her düşünce adamının bu konuda söylediği çok şeyler var ama meseleyi net ifadelerle en güzel şekilde Nurettin Topçu anlatmış.

Merhum Topçu; “Milletler ve Milliyetçilik” konusunda düşüncelerini şöyle serdetmiş.

......................

“Milliyetçilik menfaatçi ellerde merhametsizce yıpratılmaktadır. Bozulmamış Türk’ün kahraman kılıcı ile İslam’ın ebedi ruhunu bünyesinde birleştiren Osmanlılığın ruhçu milliyetçiliği, Makedonya’dan gelen bir kılıç darbesiyle yere serildikten sonra asrın başından bu yana, bizde milliyetçiliğin hazin bir tarihi başlamış oldu.

İlim ve hakikat gözüyle bakılınca, milliyetçiliğimizin 1071 Malazgirt zaferiyle başladığını görmemek, kabil olmaz.

Büyük Selçuklu devletinden sonra Anadolu Selçuklularının bu toprağa ektikleri milliyetçilik tohumları, meyvesini Osmanlılar devrinde vermeye başladı.

Merkeziyetçi bir büyük devletin denemelerini tamamlayan Osmanlılar, Anadolu coğrafyasında İslam’ın ruhuna dayanan milli bir devlet kurdular.

Bu devletin meydana getirdiği milli birlik, Anadolu’daki beylikleri merkeziyetçi varlığında birleştiren ilk Osmanlı hükümdarlarının ve özellikle Murad’ın, Yıldırım’ın, Fatih ve Yavuz’un dehasının eseri oldu.”

...................

Nurettin Topçu, Cumhuriyet dönemindeki milliyetçilik anlayışına değinerek de şunları söylüyor:

“Cumhuriyet devri yeni bir milliyetçilik iddiasını ortaya çıkardı. Siyasi tatbikatçılar tarafından ileri sürülen bu iddianın “altı oklu” teorisi yine “Ziya Gökalp’e” yaptırıldı.

Ancak maddeci olan yeni milliyetçiliğin bayrağını süsleyen “altı okun” hepsinin içi boştu. Hepsinde şema ve kalıp var, hiçbirinde fikir ve dava yoktu.

Devletçi rejim, sadece devlet kesesinden pek çoklarının cebini doldurdu. Halkçı denen idare, büyük halk çoğunluğuna ve köylüye el uzatmak şöyle dursun, ona insan haklarını bile tanımadı.

Bakanlıklarda ve başşehirde görülen köylü kolundan tutulup dışarı atılıyordu. Zaferden sonra devlet sofrasına konan kargaların yağmasına bütün halk ve bütün köylü peşkeş çekildi.

.................

Evet ilginç bir “Milletler ve Milliyetçilik” derlemesi.

Eser hakkında bilgi için; Etkileşim Yayınları 0212 551 32 25