Aile ve sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, 2014'e kadar huzurevlerini koğuş sisteminden kurtarıp, "Yaşlı yaşam Evi" modeline geçmeyi hedeflediklerini açıklıyor. Türkiye'de toplam 300 huzurevinin bulunduğunu ve yaşlılara rehabilitasyonla birlikte evde bakım hizmeti verildiğini ifade eden Baka şahin, yaşlıların, spor yapıp sağlıklı kalmalarını, kendi kuşakları ile dayanışma içinde bulunmalarını önemsediklerini de ifade ediyor.

Yaşlıların koğuş sisteminden ev ortamına geçmeleri ve burada kader arkadaşları ile dayanışma içinde olmaları içimizi rahatlatacak bir gelişmedir. Ancak bizim insanımız Batı'da doğup büyümüş kişilerden farklı bir aile algısına sahiptirler. Zira bizim toplumumuzda anne baba yaşları kaç olursa olsun çocuklarına ve akrabalarına kuvvetli bir bağ ile bağlıdırlar. Doğal olarak anne babanın çocuklarından beklentileri vardır.... Zira bu insanlar yaşamlarının en güzel yıllarını çocukları için seve seve harcamışlar ve onlara umut bağlamışlardır. Anne baba olmak kolay bir şey değildir. Onlar çoğu zaman kendi zevklerinden, taleplerinden ve vakitlerinden vazgeçmiş ve her şeylerini çocuklarına feda etmişlerdir. Bizim toplumumuzda anne babanın hayatı çocuklar ile başlar ve biter. "Keşke büyüseler de mürvetini bir görsem" sözü bizim insanımızın en büyük arzusudur. Onlar tek kişilik bir dünyada yaşamazlar ve kendilerini çocukları ile bütünleşmiş hissederler.

Anne baba uzunca süren bir maratonun ardından çocuklarını büyütür ve onların Mürvetlerini görürler. Yaşları kaç olursa olsun çocuklarına karşı ilgi ve alakalarından hiçbir şey kaybetmezler. Çocuk büyümüştür ama anne baba elinde avucunda ne varsa onlar için harcar, onlar için dua eder, onlar için fedakarlık gösterirler. Çünkü, bu çocuklar anne babanın umutlarıdır ve onlar umutlarını yaşatmak için her şeye katlanırlar. Bütün bunların karşılığında anne babanın tek bir beklentisi vardır o da, saygı ve hürmettir .

Gün gelir kervan döner, anne baba elden ayaktan düşer ve bakıma ihtiyaçlı hale gelir. Artık gençliğin verdiği o şaşalı günler geride kalmıştır. Hastalıklar başlamış ve hareket etmekte zorlanır hale gelmişlerdir. O vaziyette dahi, çocuklarından sadece hürmet ve saygı beklerler ama çocuklar için yaşlı anne babalarına hürmet etmek zor gelir ve yaşamlarının en zor günlerinde onları huzur evine terk ederler.

Koğuş sistemi yerine yaşlı bakım evleri oluşturularak, bu insanlara kısmen de olsa ev ortamını hissetmeleri konusunda yardımcı olunabilir. Ancak bizim insanımız, temin edilen imkanlar ne olursa olsun çocuklarının ve torunlarının yanında yaşamayı tercih ederler. Bu onların doğup büyüdükleri inanç ve kültürün bir yansımasıdır. Bu nedenle yaşlılarımız için yapılacak en büyük yardım onlara çocuklarının yanında ve yakınında bir ortam hazırlamak olmalıdır.