10 Kasım Edebiyatı Taqiyyeci İslamcılar
Bir yandan Kemalist ideoloji tasfiye ediliyor, öte yandan Kemalist edebiyat bütün hızıyla devam ediyor...
10 Kasımda bazılarının ah Atam diye feryat etmelerini anlamak kolay da, birilerinin onlarla beraber ah Atam diye hıçkırıp ağlamalarını anlamak zor.
M. Kemal'in büyük devrimlerinden biri şapka devrimidir. Bu 10 Kasımda ah Atam diye dövünen siyasetçilerin, bürokratların, sivillerin başlarında şapka yoktu. Bu ne yaman çelişkidir! Sen hem Atatürkçü ol, hem şapkasız gez, olacak şey midir bu...
İslamcılar arasında da ah Atam diye ağlayanları gördük.
Merhum üstad Necip Fazıl sağ olsa ve Büyük Doğu gazetesini yayınlasaydı acaba bu 10 Kasımda neler yazardı?
Niceleri ah Atam diyor ama Paşa'nın çoktan açılması, halka duyurulması ve içindeki isteklerin yerine getirilmesi gereken vasiyetnamesi hâlâ gizli tutuluyor. Niçin? Bu vasiyetnamede neler yazılıdır ki, gizlenip duruyor? 12 Eylül 1980 darbesinden sonra General Kenan vasiyetnameyi istetmiş, açıp okumuş, yayınlanamaz ve yerine getirilemez bulmuş. Bu ne biçim bir Atatürkçülüktür ki, son istekleri yerine getirilmiyor?
M. Kemal o vasiyetnamede Hilafet konusunda ne istemişti?
Hakkında şimdiye kadar on binlerce kitap, risale, sözde ilmî makale yazılmış olmasına rağmen Türkiye'nin en büyük bilinmeyeni M. Kemal'dir.
En büyük sır olarak gizlenen vasiyetnamenin TAMAMI açıklanmadan M. Kemal anlaşılamaz.
M. Kemal'in anlayabilmek için İngiltere, Fransa, İsrail, Yunanistan ve başka devletlerin gizli arşivlerine inmek gerekir.
M. Kemal ile doğrudan doğruya veya dolaylı şekilde ilgisi olan birçok belge imha edilmiştir.
M. Kemal'in Balkan harbindeki durumu ile ilgili kitaptan İstanbulda iki nüsha vardı, bunlar 12 Eylülden sonra yok edilmiştir.
Türk hükümeti, İstiklal Harbi devrine ait İngiliz gizli belgelerinin, 25 sene daha gizli tutulması için İngiltere hükümetine müracaat etmiş ve bu istek yerine getirilerek belgeler karanlıkta bırakılmıştır.
M. Kemal'in babası... M. Kemal'in doğum tarihi ve yeri... M. Kemal'in kardeşleri... M. Kemal'in akraba ve taallukatı...
Bilhassa Yunanistan'daki belgeler, yazılmış kitaplar...
İsrail'de, Türk araştırıcılara açık olmayan arşiv bölümleri...
Osmanlı hanedanı mensuplarına ait ait özel belgeler... Son Halife Abdülmecid bin Abdülaziz Han, M. Kemal hakkında neler yazmıştı? Ailenin isteği üzerine bu belgeler imha edildi ama acaba suretleri var mıdır?
M. Kemal Sultan Vahdettin'in kızı Sabiha Sultan ile evlenip Damad-ı Şehriyarî olmak istemişti... Zaten yaverdi, bir de damat olsaydı...
Son 10 Kasımda ah Atam ah Atam ah Atam diye ağlayan, bel büken İslamcılar...
Bediüzzamanlar, İskilipli Âtıf efendiler, Şeyh Erbilli Es'ad, Şeyh Abdülhakim Arvasî, Şeyh Said, Şeyhülislam M. Sabri...
Trabzon mebusu Ali Şükrü bey... Hani şu Topal Osman'a boğdurulan kahraman... Şapka isyanları... İstiklal Mahkemeleri... Asılanlar... Şapkra kanunu için olur mu böyle şey diyen bohçacı kadın Şalcı Bacı'nın İstiklal Mahkemesi kararıyla idam edilmesi...
Taqiyyeci İslamcılar...
* (İkinci yazı)
Sünnet Dinimizin ve Şeriatimizin İkinci Ana ve Temel Kaynağıdır
Biri şöyle dese: Türkiye devletinin bir anayasası vardır. Temel kaynak odur, başka kanunlara ve nizamlara lüzum yoktur... Böyle diyen ne yapmıştır? Saçmalamıştır...
İslam dininin ana ve temel kaynağı Kur'andır, başka kaynağa lüzum yoktur diyen hafif bir Müslüman da böyle saçma bir laf etmiş olur.
İslam dininin, İslam Şeraitinin dört kaynağı vardır: Ana temel kaynak Allahın Kitabı Kur'andır... İkinci ana kaynak Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) Sünnetidir... Üçüncüsü icmâ-i ümmettir... Dördüncüsü Kur'anda ve Sünnette bulunmayan bir konuda müctehidlerin, fakihlerin ve ulemanın kıyas yoluyla hüküm koymasıdır.
Son otuz yıl içinde ortaya çıkan, daha doğrusu çıkartılan İslam Protestanlığının birçok fırkaları ya Sünneti hiç kabul etmiyor, yahut hafife alıyor.
Onların amaçları nedir?.. Fıkhı ve fıkıh mezheplerini kaldırmak istiyorlar. Sünnet kabul edilmeyince veya hafife alınınca fıkıh yıkılır, fıkıh yakılınca Şeriat ortadan kalkar. Fıkıh ve Şeriat yıkılıp ortadan kalkınca bid'at fırkalarının, reformcuların, Müslüman Protestanların, BOP'çuların, dinde yenilik ve değişim isteyenlerin dedikleri olur.
Şu İslam Protestanlığı câmiasına bakınız. Ne zengin mozaik!.. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor, her biri ayrı telden çalıyor.
Reformcular, Sünneti aradan çıkartınca ne acayip ictihadlar yapıyor, ne garip görüşler ileriye sürüyor, ne hezeyanlar kusuyor.
Faize fetva verenleri var... Recmi inkar edenleri... Ehl-i Sünnet Müslümanlığını "İlmihal Müslümanlığı" diyerek aşağı görenleri... Tesettürü inkar edenleri... Teravih namazını inkar edenleri... Namaz üç vakitte kılınabilir diyenleri... Evliyaullahı müşrik ve kafir ilan edenleri...
Reformcu ilahiyatçıların bir kısmı su katılmadık Kemalisttir.
Bir kısmı laiktir.
Bir kısmı Latincidir.
Reformcular, İslamcılar, Protestanlar çeşit çeşittir ama hepsi de tek ana amaçta birleşmiştir: Ehl-i Sünnet İslamlığını yıkmak, onun yerine Siyonistlerin, Haçlıların, Dönmelerin, ABD'nin, AB'nin, beynelmilel Kapitalizmin istediği sulandırılmış Şeriatsiz ve fıkıhsız yeni bir İslam türetmek.
Bir ara Peygamberimizin hadislerini Feminizme ve AB normlarına göre ayarlamak ve ayıklamak için bir heyet bile kurmuşlardı. (BBC Turkey in Radical Revision of Islamic Texts, Robert Pigott ... Bu konudaki iki yazımı sadakat.net sitesinde bulabilirsiniz.)
İslam Protestanlığı cereyanlarının büyüklerinden biri Fazlurrahman ekolüdür. Bunlar taqiyye yapar, dıştan Sünnîymiş gibi görünür.
İslam Protestanlarının en büyük korkusu icazetli Sünnî ulema ve fukaha yetiştiren İslam Medreselerinin (Medâris-i İslamiyye) tekrar açılmasıdır. Böyle medreseler açılır ve yeni Şeyhülislam Mustafa Sabri'ler, Muhammed Zahid el-Kevserî'ler, Elmalılı Hamdi'ler, Yusuf İsmail en-Nebhanî'ler, Ahmed Zeyni Dahlan'lar ve benzeri Sünnî ulema ve fukaha yetişirse Protestanlığın, İslamcılığın, reformculuğun balonları patlayacaktır.
Bütün Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanları Resulullah Efendimizin Sünnetine sımsıkı sarılmalı, Sünneti dinimizin ve Şeriatimizin ikinci ana kaynağı olarak kabul etmeli, mütevatir ve sahih hadislerin inkarına karşı çıkmalı, İslam dininin hükümlerini dört mezhepten birine bağlı olarak hayata uygulamalı, mezhepsizlik ve telfik-i mezahib bid'atinden uzak durmalıdır.
Bugünkü İslam Protestanlığının kurucusu şu meşhur Farmason Cemaleddin Afganî'dir.
Afganî denilince onun mason tilmizi Abduh'u ve Reşid Rıza'yı hatırlamamak mümkün müdür? Üç ayaklı sacayak...