Adamı kızdırmışlar besbelli. Beni görünce heyecanla atıldı:

- İşte hocam geldi, ona soralım.

Etrafındaki cemaat gülerek:

- Hadi sor! Dediler.

- Hocam bir adam “la ilahe illallah, Muhammedün resulüllah” dedikten sonra kafir olur mu?

- Olur da olmaz da. Adamına ve durumuna göre değişir.

- Yahu hocam, öyle şey olur mu? İlim adamına göre değişir mi? Bunlar canımı sıktı zaten, sen olsun beni anla.

- Tamam, bunlar iyi etmemiş, sen şimdi boş ver onları da beni dinle. Hem suratındaki öfkeyi de can sıkıntısını da at. Şöyle bir gül bakalım.

- Hocam öfkeli öfkeli nasıl güleyim?

- Gıdıklıyayım mı?

- Yok yok, tamam, güldüm işte.

- Bak kardeşim. Bu dine senin dediğin tevhit kelimesi ile girilir. Tamam mı?

- Tamam hocam.

- Şimdi gelelim soruna. Şöyle mi sormuştun? “Hocam bir adam “la ilahe illallah, Muhammedün resulüllah” dedikten sonra kafir olur mu?”

- Evet, öyle sormuştum.

- Şimdi söyle bakalım, özgür iradesi ile bu kelimeyi söyleyen, yine özgür iradesi ile bundan vazgeçse, Allah Teâlâ’yı da Resulullahı (sav) da inkar etse, kafir olur mu?

- Elbette olur!

- Yani bir insan için bu dine girmek ne kadar mümkün ise, çıkmak da o kadar mümkündür, öyle mi?

- Elbette öyle!

- Peki, sorunun cevabını bildiğin halde niye sordun?

Etrafın gülmesine aldırmadan bir an durdu. Sonra dedi ki:

- Hocam, bu tamam, ama benim maksadım bu değildi. Benim kasdettiğim, şunların söylediği sözdür.

- Ne diyor bunlar?

- Diyorlar ki, Cemal Hocadan duyduk, “adam hem tevhid kelimesini söyler, hem de kafir olur.” Sahiden bu olur mu?

- Tamam, anladım. Buna da cevap vereyim ama vaktiniz var mı?

- Var.

- Peki öyleyse. İşe ta başından başlayalım inşallah. Müslüman olabilmek için tevhit kelimesini getirmek şarttır. Tevhid kelimesi "la ilahe illallah Muhammedün resulüllah" demektir. Bunu anlamı, “Allah'tan başka tanrı yoktur, Muhammed (sav) de onun elçisidir, yani peygamberidir” demektir.

Elbette bu cümlenin bir açılımı vardır. Bunun açılımı da İslam dinidir.

Yani insan tevhid kelimesi ile demek istiyor ki, “ben, Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin Allah Teala katından getirdiği İslam dinine iman ettim. Yaşadığım sürece İslam dininin benden istediklerine iman ve itaat edeceğim, benden istemediklerine, yani terk etmemi istediklerine, haram kıldıklarına da yaklaşmayacağım. Allah Teala benden ne istiyorsa ona itaat ederek mümkün mertebe gücüm yettiğince emirlerini yerine getireceğim. Neyi istemiyorsa da, yine ona itaat ederek, haram kıldıklarından kaçınacağım.”

Şimdi söyle bakayım, buna “tamam” diyor muyuz?

- Evet, tamamdır hocam.

- Öyleyse şimdi de şunu düşünelim: Bilindiği gibi İslam dört büyük bölümden meydana gelir. İman, ibadet, hukuk, ahlak. Bu bölümler birbirlerine kopmaz bağlarla bağlanmıştır. Onlardan birisini inkar dinin tamamını inkar gibidir. Çünkü İslam, bölünüp parçalanma kabul etmez. Allah ne verdiyse pazarlıksız alınır ve iman edilir. Bu konuda inanmış kişiye muhayyerlik, yani seçenek yoktur, Din budur; Allah ister, kul iman eder ve yapar.

Fakat yapma hususunda inkar etmeksizin bir gaflet, bir tembellik ile cahillik eder de bazı emirleri yerine getirmez, bazı yasaklardan da kaçmaz ise, dinden çıkmaz. Çünkü iman var. Yaptığının yanlış olduğunu biliyor, bundan dolayı belki de üzülüyor, ama nefsine mağlup olup tekrar günah işliyor. Buna kafir denmez, belki fasık, facir, günahkar veya gafil denir.

Amma bir Müslüman mesela “ben dinin iman esaslarını kabul ederim, ibadetlerimi kısmen de olsa yerine getiririm, Fakat bu çağda her haramdan kaçmam. Mesela içkimi içerim, faizimi yerim, tesettürü çirkin görürüm vs.” derse, işte o adam hapı yutar.

Bu adamın elinde tesbih, durmadan “La ilahe illallah… “ dese de asla kabul edilmez. Öyle diyen birisi İslam'ın bir kısmını inkar ettiği için, tamamını inkarı etmişçesine dinden çıkarak kafir olur. Çünkü farz ve haramları inkar etmek ve aşağılamak insanı kesinlikle dinden çıkarır. Var mı buna bir itirazın?

- Yok hocam. Fakat bunlar böyle anlatmıyorlar ki!

- Haklısın. İslam güzel güzel anlatılmadığı için nice insanlar dinden imandan mahrum gidiyorlar. Mesela sizin bu konunuz, herkesin bilmesi gereken temel bir gerçektir. Buna rağmen bilmeyenler varsa incitmeden, kızdırmadan anlatılmalı veya bir akait kitabından açıp okunmalı, hiç olmazsa müftülüğe telefon açıp sormalıdırlar.

Şimdi burada başka bir mevzu var. Belki de sen esas orada şaşıracaksın.

- Nedir o hocam?

- Gelecek yazıyı beklemelisin.