Bu haftaki eserimiz Ötüken Yayınları’ndan. “İlk Müslüman Türk Devletleri” adını taşıyan eserin müellifi Çağatay Uluçay.


Kitaba geçmeden önce yazar hakkında bilgi vereyim.

Eserin yazarı Çağatay Uluçay’ın esas adı Mustafa’dır. Çağatay ismini edebiyat öğretmeni vermiştir.

Mustafa Çağatay Uluçay, 1910 yılında Çankırı’nın Çerkeş İlçesi’nde doğmuş. Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü Tarih-Coğrafya Bölümü’nü bitirmiş.

“İlk Müslüman Türk Devletleri” adlı eseri, 1965 yılında, ikinci baskısı da 1975 yılında yapılmış. Şimdi ise Ötüken Yayınları tarafından yayınlanmış.

..........................

Yaz aylarından biriydi, Arnavutluk’un Elbasan şehrine gitmiştim. Elbasan’dan dönerken yüksek dağların tepesinde yiyecek satan yaşlı insanlar ile sohbet etmek istedim.

Bir teneffüslük sohbetten sonra Türkiye’den olduğumuzu anlayan oldukça yaşlı bir Arnavut, vedalaşırken tercümanım aracılığıyla şöyle demişti:

-“Siz Türkler kendi değerinizi hiç bilmiyorsunuz. Karahanlılar’dan bu yana dünya toprakları aslında size emanet edilmişti ama bakın buraları bile bırakıp gittiniz.”

Ağır bir laftı, bir zamanlar Akif Paşa’nın iki “emir eriyle” idare ettiği Elbasan’ın dağlarında elbet sözün muhatabı değildim ama ihtiyarın konuşabildiği bir Türk olduğum için, yıllardır zihninde sakladığı düşüncesini üzerime salıverdi.

Çağatay Uluçay’ın kitabına baktığımda işte bu ihtiyar Arnavut’un sözler geldi aklıma. Hakikaten de öyleydi. Yeryüzü Karahanlılar’dan itibaren Müslüman Türklere emanet edilmişti. Tarihi okuyan herkes bunu görebilir.

Mayası fitne ve fesatçılıkla yoğrulmuş, zihni kirli, beyni dumura uğramış, aklı gözünün önünde olanlar bu ifademden sonra “ırkçılık yapılıyor” gibi bir sapkınlığa sebep olabilirler diye şu sözleri de paylaşmalıyım.

Karahanlılar’dan itibaren Müslüman Türkler’de ırkçılık zinhar yasaklanmış ve Müslümanlık her zaman ırkçılığın önünde olmuştur ve dayandıkları gerekçeleri de şudur:

..................................

Yeryüzünde yaşayan insanların dilleri, renkleri farklı olduğu gibi ırkları da farklıdır.

Kitabımız Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır:

-“Ey İnsanlar! Şüphe yok ki; biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık…”

Bununla birlikte İslam, kavmiyetçiliği ve kabileciliği yasaklamış, “mü’minlerin ancak kardeş” olduğunu belirtmiştir.

Soy ve nesebe dayalı üstünlüğü reddeden dinimiz; takvada, yani Allah’a kullukta üstünlüğü esas almıştır.

Bütün insanlığa gönderilen Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Veda Hutbesi’nde şöyle demiştir:

-“Ey insanlar! Rabbiniz birdir, babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Arap’ın Arap olmayana takva dışında bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır. Allah yanında en makbul olanınız en muttaki olanınızdır.”

Evet İlk Müslüman Türk Devletleri üzerine yazacakken, çıkması muhtemel bir fitne üzerine köşenin sonuna geldik.

Kısacası; bugünü anlamak için bu kitabın okunması kanaatindeyim. Eser hakkında bilgi için; Ötüken Yayınları: 0212-251 03 50