İsrail Gazzeye saldırırken İran zor durumda!
Hareketli günler yaşıyoruz.
Önce iyi bir haber: Açlık grevleri sona erdi. Suriyede rehin tutulan gazeteci CHP-TFC işbirliği ile kurtarıldı.
Bu arada ne terör bitti, ne de Suriyede akan kan durdu..
Bu arada Gazzeye yönelik İsrail saldırısı ile başlayan gerilim tırmanıyor.. İsrail birkaç günlük bir operasyonla Gazzeyi ortadan kaldırmayı planlarken, Mısır restini çekti. Erdoğanın Mısır ziyareti de tam zamanında gerçekleşti.. Türkiye de İsraile karşı net bir tavır ortaya koydu.. İran ise suskun..
İran gelişmeler karşısında zor durumda.. Suriyenin İsrail sınırındaki Golan Tepeleri muhalefet güçlerinin eline geçti.. Gazze İhvanın kontrolünde. Mısır da öyle. Filistin davasını artık İhvan temsil ediyor. Ürdündeki Filistinliler de Filistin diasporası da artık İhvanın liderliğinde bir araya geliyor..
İsrail tam anlamı ile bir İhvan kuşatması altında. Ve tabii ki, Filistin davasının kalbi Kudüs davasıdır..
İran, şimdi, bir yandan Esadın Nuseyri çeteleri ile İhvana karşı savaşırken, Filistin ve Kudüs müdafasında nasıl İhvanın yanında yer alacak?.. İhvanın yanında yer almadan Kudüs davasını nasıl savunacak? Ahmedinejad, Müslüman Kardeşlere karşı, Esadın yanında yer aldı. Eli kanlı bir diktatörlük rejimine destek verdi. Bu kanlı işbirliğine Lübnan Hizbullahını da alet etti!
Ahmedinejad Esad için Filistin ve Kudüs davasından da vazgeçecek mi? İsrailin Gazzeye yönelik saldırıları karşısında sessiz mi kalacak!
İran, devrimden bu yana ilk defa bu kadar büyük ve yaman bir çelişki içinde yalnız ve çaresiz bir duruma düştü. Sünni dünyadaki devrimin tüm kredisini hoyratça tüketti ve İsrailin en büyük umudu olan Sünni-Şii ayrışması konusunda tarihi bir hata yaparak, bu günahın vebalini üslendi..
Ahmedinejad Iraktaki Şii-Sünni ayrışmasının da sorumluluğunu taşıyor, Türkiyeye yönelik PKK terörünün de..
Bu arada Gazze-Özgür Suriye Ordusu arasında ilginç bir dayanışma söz konusu. Gazzede direnişçiler, bir yandan İsraile karşı öz savunma çabasında iken, öte yandan Suriye direnişine destek veriyorlar. Özgür Suriye Ordusu da Cuma namazı sonrası Halepte Gazzeye Selam gönderirken, Gazze için toplu dualar ettiler.
Aslında bu insanların gözünde İsrail ve Suriye iki ayrı cephe değil.. İkisi de tek cephe! İslam dünyası bunu öyle görüyor. İran bu algının dışında başka yerlere savruluyor uyguladığı siyasetle..
Geçen gün İstanbulda Ali Şeriatiyi anma toplantısı vardı. Şeriatinin eşi, eğer Şeriati yaşasaydı, onun ÖSOnun yanında Esad rejimine karşı savaşmak için tereddüt etmeyeceğini söylüyordu forumda.. Sayıları giderek artan Şii mollalar ve İranlı vicdan sahibi münevverler de Ahmedinejadın uyguladığı politikaya karşı seslerini yükseltiyorlar..
İran ve İranın etki alanı içinde hareket eden Irak başbakanı siyaseten yanlış yerde duruyorlar. Lübnan Hizbullahı olup bitenler karşısında sesini çıkarmamakla bu yanlışa ortak oluyor.. Kum sessiz kalarak artık İran siyasetinde etkin olma iddiasını kaybediyor.. Artık kimse Kumun görüşünü sormuyor, merak da etmiyor..
Geçen gün yazdım. Yine yazıyorum: İsrailin bu saldırıları, korku ve panik içinde, ne yaptığını bilmeden yaptığı bir şey. ABDyi ve batıyı tavır almaya zorluyor. Dünyayı ateşe vermekle tehdit ediyor. Her yeni doğan günün kendisi için daha büyük bir tehlikeyi beraberinde getirdiğini görüyor.. Korkusu umudundan büyük olduğu için böyle davranıyor.
Korkunun ecele faydası olmadığını bilmiyor..
Bize hayır gibi gelen şeylerde Allah bizim için hayır murat etmiş olabilir. Bunu bir kenara not edelim.
Onların bir planı varsa, bizim için bir tuzak kazmışlarsa, Allahın da bir planı vardır ve galib olacak olan Odur. O, tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirendir. Mekerallhu!..
İsrail, esbabı cefasın toplasın gelsin, Müslümanlar yollarından dönmeyecekler.. İsrailin zulmümün şiddeti, kendini kahredecek ateşin şiddetini belirleyecektir. İsrail yönetimi, bu saldırgan politikası ile aslında İsrail halkını gömecek kadar büyük bir mezar kazmaktadır.
İsrail yönetimi saldırgan politikaları ile aslında kendi cehennemlerine kendi sırtlarında odun taşıyorlar.. Gazzeliler, Suriyeli mücahidler ise, kendi sırtlarında kendi cennetlerine tuğla taşıyorlar..
ABD ve batı eğer İslama karşı İsrailin tarafını tutacaksa, buyursun o da safını belli etsin.. İsrailin akıbetine ortak olsun..
Bu durumda batının durumu, Suriye konusunda Esadın tarafını tutan İrandan daha iyi olmayacaktır..
Tamam, Çini de alsınlar yanlarına, Rusyayı da.. Bu adamlara söyleyecek tek sözümüz olmalı: Tak işbirlikçilerini koluna, herkes kendi yoluna.
Bu süreçte herkesin çok dikkatli olması gerek. Unutmayalım ki, Allah cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmeyecektir. Fasıklar bize bir haber getirdiklerinde dikkatli olmamız gerek.
Bakmayın İranın laik, sosyalist/Şurevi, Esadın diktatörlük rejimine destek verdiğine, rahmetli Yazıcıoğlu, Türkiye İran olmayacaktır diye sokağa dökülen CHP yandaşı, Ergenekonculara karşı Türkiye Suriye de olmayacaktır diyordu. Gel gör ki bugün İran yönetimi CHPnin tek parti zihniyetinin Arap dünyasındaki karşılığı olan Esad rejimi ile yan yana duruyor.. Bir bakıma AK Partiye karşı, CHPyi destekliyor..
Her şeye rağmen sabırlı olmalıyız. Merhametimiz gazabımızdan büyük olmalı. Sevgimiz nefretimizden büyük olmalı. Affedici olmalıyız.
Bu dünyada tartışıp durduğumuz şeylerin hakikati öbür dünyada bize gösterilecek. Önemli olan o gün başları önlerine eğik olmamak..
Bugünlerde çokça dua etmemiz lazım.. Saflarımızı sıklaştırmamız gerek..
Selâm ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.