Dünyanın en yanlış işi
Bütün dünyanın barış ve huzura muhtaç olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Görünüşe göre barışı herkes istiyor, ama buna rağmen arzu edilen barış bir türlü sağlanamıyor.
Dünya savaşları ile ağır bedeller ödeyen insanlık, bir daha savaşların yaşanmaması için çeşitli birlikler, kurumlar ve kuruluşlar meydana getirmiş. Ancak bakıldığında, bu noktada samimiyet olmadığı anlaşılıyor. Güya savaş istenmiyor, ama savaşsız bir gün de yok. En büyük yanlış, güya barışı temin için kurulan Birleşmiş Milletlerin (BM) barışı değil de 5 daimî üyesinin menfaatlerini korumak için çalışmasıdır.
Dünyayı ilgilendiren her kavgada bu mesele gündeme geliyor. Herkesin bildiğini bir defa daha hatırlamak ve hatırlatmakta fayda var:
Birleşmiş Milletler Örgütü ya da kısaca Birleşmiş Milletler (BM), 24 Ekim 1945te kurulmuş bir teşkilât. Hedefi de dünya barışını, güvenliğini korumak. BM kendini adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslar arasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluş olarak tanımlıyor. BM anlaşması ile uluslar arası ilişkilerde, kuvvet kullanılması güya yasaklanmış. Ancak baktığımızda güçlü olan güçsüz olanı yemenin peşinde. Kendi menfaatlerine zarar vermediği sürece de BM buna seyirci kalıyor. Daha doğrusu MByi işgal eden 5 daimî üye bu vesileyle dünyayı da sarıp sarmalamış, büyük balıkların küçük balıkları yemesini akvaryumda izler gibi izliyor.
BM, 24 Ekim 1945de kurulmuş bir teşkilât. Kurulduğu yıllarda 51 olan üye sayısı son yıllar itibariyle 193e ulaşmış. Bu teşkilâtın çeşitli kurulları vardır. Genel Kurul, Güvenlik Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey, Yönetim Konseyi gibi.
BM Güvenlik Konseyi on beş ülkeden oluşuyor ve bu üyelerden beşi daimî üye statüsündedir ve mutlak veto yetkisine sahiptir. İşte meselenin püf noktası buradadır. Dünya yıkılsa, uzay yarılsa bu 5 daimî üyenin dediğinden başka bir iş, başka bir karar burada alınamaz ve alınsa da uygulanamaz! Kimdir bu 5 daimî üye?
Bu ülkeler ABD, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Birleşik Krallık [yani İngiltere] ve Fransadır. BM Güvenlik Konseyi ne karar alırsa alsın, saydığımız bu 5 daimî üyeden biri buna itiraz ederse o karar alınmamış sayılır! Dünyada bundan daha yanlış, bundan daha hatalı, bundan da anti demokrat bir uygulama olabilir mi? Sayı ise sayı, nüfus ise nüfus, dünyanın bütünü bir yana, meselâ ABD ya da Rusya veya İngiltere bir yana! Bu yanlışa itiraz edilmez mi?
Ne hikmetse yarım asrı aşan sürede bu yanlışa ciddî manada itiraz eden olmamış. Olsa da bu itirazı yine bu büyük ülkeler dikkate almamış. Türkiye son yıllarda BMnin bu yapısına itiraz ediyor. Ediyor etmesine, ama küçüklerden yine de destek alamıyor. Dünyayı ilgilendiren her büyük iş için BMnin karar vermesi bekleniyor. Meselâ komşumuz Suriyedeki kargaşa sonrası gözler bir anda BMye döndü. Ya da son günlerde Gazzeyi bombalayan İsarili durdurmak için de yine gözler BMde. Sistem doğru şekilde işlese, dünya ülkelerinin bir araya gelmesi ve meşveret ederek işlerine karar vermesi kadar doğru bir davranış olamaz. Ne var ki BMnin bu günkü yapısını meşveretin msiyle bile izah etmek mümkün değildir.
Ülkelere tek tek sorulduğunda ekseriyetle BMnin bu yapısına karşı çıkanlar olacaktır. Ancak karşı çıkan devletler bir araya gelip bu sistemi değiştirmek için bir adım atmıyor ya da atamıyor. İş yine gelip İslâm ülkelerinin bu hususta da önemli bir sorumluluğa sahip olduğunu anlamasına dayanıyor. İslâm ülkelerini temsil eden İslâm İşbirliği Teşkilâtı üye ülkeleri bu hususta ikna edip, 5 daimî üye saltanatına son vermek için adımlar atmalıdır.
Dünyaya adaletsizlik yayan bu 5li yapı bir şekilde sona ermeli, ülkeler meşveret ederek karar vermeli vesselâm.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.