M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Can ve Bedeni Muzmahil Etmemek

Can ve Bedeni Muzmahil Etmemek

Bu can ve bedenin bize emanet olduğunun bilincindeyiz hamdolsun.

Ruh’a gelince, bunu ne olup olmadığı hususu bizim meçhulümüz.

İnsan mı, vahiy mi, melek mi?

Yoksa, can mı, nefes mi, güç mü?

Soyut bir varlık mı?

Yoksa, latif bir cisim mi?

Bilmiyoruz.

Belki, her birine işaret eden ayet ve hadisler bulmak mümkün!

İlgili lafızların işaretinden farklı tahminler de yürütülebilir.

Ancak, kesin bir bilgiye sahip olmamız oldukça zor!

En iyisi, “Allahü a’lem” deyip işi asıl sahibine bırakmaktır.

***

Meraklılar, İsra/85.ayetin tefsirine bakabilir, diyelim ve maksudumuza gelelim.

Evet, bu can bu tende oldukça, bunları bize emanet edene borcumuz var.

Nasıl ki, her nefes alış-verişimizden sorumluyuz!

Bu can ve bedeni en verimli kullanmaktan da sorumluyuz.

Bu sorumluluğun bir başka adı, “kulluk bilinci”dir.

İnsan, “kul” olduğunu her an düşünmesi ve bilmesi gerek!

Şüphesiz, bu tefekkür ve bilinçte “süreklilik” esastır.

Bu da, zihni ve kalbi daima diri tutmakla mümkün olabilir.

***

Can ve bedeni Yaratan’dan alıkoyan, zihin ve kalbi tefekkürden/tezekkürden uzak tutan her şey; insanı helake götürür, felakete sürükler.

Onun için insana düşen en mühim görev, o engelleri kaldırmaktır.

İnsanla Allah arasına konan engeller!

Kur’an, bu engellerden detaylı olarak bahseder.

Bu engeller, bazen nefsin tul-i emelleri, arzu ve hevesleri olarak karşımıza çıkar.

Bazen de, Şeytanın tuzakları olarak!

Bunları bilmek için “kahin” olmak gerekmez!

Kur’an ayetlerine ve Hadis bilgisine sahip olmak, bunları keşfetmeye yeter!

***

Tehlikeli olan, bu bilgilerden mahrum kalıp toplum kültürünü yeterli görmektir.

İnsanımızın az okuduğu bilinen bir gerçek!

Daha çok, duymaya ve görmeye dayalı bir kültür geleneğimiz var!

Bu da bizi, Necip Fazıl’ın deyimiyle “marka müslümanı” konumuna sürüklüyor!

“Ben babamdan böyle gördüm”, “ben dedemden böyle işittim”den öteye geçmiyor.

Böyle olunca da, engelleri ortadan kaldırmak, oldukça zorlaşıyor!

Hele bir de insan’a kendi ameli süslü gösterilmeye görsün!

Allah’la insan arasına konan engele bile, ibadet diye sarılabiliyor!

O zaman, bu can da bu beden de “muzmahil” hale geliyor!

Bundan kurtulmanın tek yolu; kesinlikle “Vahiy Kültürü”ne sarılmaktan geçiyor.


Not: Ailevi bir zaruret gereği bir hafta yazılarıma ara vermek durumundayım, bağışlayın.

twitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
M. Emin Parlaktürk Arşivi