Aile ve Şiddet
Türkiyenin en esaslı problemi aile meselesidir.
Aile içinde şiddet olmasa; insanlar bu kadar hırslı, öfkeli, kavgacı, hırsız, tatminsiz, yalancı, bencil, v.s. olmaz.
Velhasıl bu mesele, öyle derin ki, henüz aileden sorumlu bakanlık bile konuyu kıyıdan köşeden takip etmekte ve bataklığı kurutmak yerine sivrisineklerle boğuşmakta.
Devlet memuru zihniyetiyle (bakan hariç) aile ya da kadına şiddet çözülmez. Devlet memur zihniyetinde düşünmek yasaktır, konuşmak yasaktır.
Sadece rol yapmak vardır ve beklenti içerisinde olmak vardır. Bu alışkanlığın olduğu yerde çözüm değil, kördüğümler oluşur.
Bakan Fatma Şahin hanımefendinin etrafında da zaten aile kavramından uzak feminist bir örgünün varlığı, bu işin çözülmeyeceğine işarettir.
Devlet sivil bir beyinle düşünebilen uzmanları her bakımdan destekleyerek, aile meselesinin üzerine gitmelidir.
¥
Hafta sonu İstanbulda Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının düzenlediği üç gün süren uluslararası Aile ve Şiddet konulu sempozyum vardı.
Bu sempozyumun olduğu günlerde aile bakanlığı da başka bir resepsiyon verdi.
Gönül isterdi ki, aileden sorumlu bakanlık, kadın ve şiddet konusunu aile kavramından uzak artist ve aktristlerle beş yıldızlı otellerde resepsiyon verip, masraf edeceğine, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının organize ettiği ve 15 ülkeden 50 konuşmacının katıldığı sempozyuma destek verebilseydi.
Söylenecek çok şey var lakin geçelim. Aile ve Şiddet sempozyumu bitti ve sonucu açıklandı. Sözü oraya bırakalım.
¥
-Aile birliğinin korunması ve beklenen fonksiyonu yerine getirmesi için şiddet konusunda devletin aktif görev üstlenerek her türlü tedbiri ivedilikle alması,
-Bu tedbirler arasında şiddet uygulayan failin psikolojik destek görmesi, özel ya da devlet çatısı altında danışmanlık ve terapi merkezlerinin açılması,
-Aile ombudsmanlık sisteminin yaygınlaştırılması; ilk müracaat yeri olan polis ve jandarma karakollarında aile ve şiddet konularında eğitim almış, tercihen bayan uzman personel görevlendirilmesi,
-Aileyi bir bütün olarak kabul etmekle birlikte, ailedeki her bir bireyin hakları olduğu ve korunması,
-Aile içi şiddetin örtülü yapısı içerisinde, bireylerin üzerindeki yıkıcı etkisinden ötürü, fertlerin özel olarak ele alınması,
-Şiddetin yaygınlaşmasında ve sıradanlaşmasında medyanın büyük etkisi olduğu ve toplumu en çok etkileyen medyanın, şiddetin önlenmesinde aktif rol alması,
-Erken dönem dahil, eğitimin her aşamasında, barışçıl çözüm alışkanlıklarının kazandırılması ve müfredat programlarına konulması,
-Töre cinayetlerinin cinayet olduğu, örf, adet ve dini inançların şiddetin gerekçesi olmadığı; aksine örf, adet ve dinî inançların, toplumsal barışı sağlamada esas olduğunun kabulü ve ön plana çıkarılması,
-Bir insan hakları ihlali ve haysiyet sorunu olan şiddet ve istismar konusunda, toplumun duyarlı olup bu yapılacak çalışmalara destek vermesi gerektiğine inanmaktayız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.