Serdar Arseven

Serdar Arseven

Sayın Gül’ün çıkışları…

Sayın Gül’ün çıkışları…

Bazı art niyetlilerin “Gül ile Erdoğan arasında dokunulmazlık çatlağı” yollu haber ve yorumlarını görünce böyle bir yazı kaleme alma ihtiyacı hissettim… • Kıymetli Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, AK Parti’nin kuruluş günlerinde birçok “biçimsiz”, “çirkin”, “asılsız” iddiaya muhatap olmuştu.

O günlerde, uzun uzun konuşmuş ve bu biçimsiz iddiaları nasıl etkisiz ya da “en az etkili” hale getirebileceğimiz konusunda “beyin fırtınaları” estirmiştik… Kendileri, Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olmasını canı gönülden arzu ettiğimiz ve arzu etmekle de kalmayıp karınca kararınca, elimizden geldiğince destek verdiğimiz bir Büyük Devlet Adamı’dır.

•

Sayın Gül, aslında “duygusal” bir devlet adamı, az etkilenir gibi görünüyor ama bence öyle değil. Kendilerini daha ziyade “doğal muhalifleri” etkiliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, “cesaret” kelimesini sıkça kullanıyorlar ama “cesaret”lerini kullandıkları yer ve alanların ne kadar isabetli olduğu konusunda endişelerim var.

Mesela, kendi dünya görüşünün amansız muarızı olan çevrelerle ilişkilerinde alabildiğince “müsamahakâr”dır ama “inançta ortak” olduğu bazı dostlarının rahatsız olabileceği adımları atmak konusunda “cesaret” gösterdiğini söyler… Sayın Gül’ü severiz ama bazı tavırlarına anlam veremeyiz…

Mesela…

Hatırlayacaktır Sayın Gül; “Katar”da bir “Saat Krizi” meydana gelmişti. Katar Emiri, Cumhurbaşkanımız Sayın Gül’e refakat eden Türk heyeti mensuplarına birer saat hediye etmişti hani. Otel paralarının Emir tarafından ödenmiş olmasına ses çıkartmayan – Harcırahları olduğu gibi cebe indiriyorlar çünkü-

Ergenekon medyası, hediye saatlerin aslında birer “rüşvet” olduğunu iddia ediyordu… Muhafazakar medyaya “O saatleri bir protesto eylemiyle iade edeceğiz… Bu eyleme katılmazsanız hepinizi rüşvetçi ilan edeceğiz!!!” tehdidinde bulunan Ergenekon medyası, Sayın Gül’ün Türkiye adına çok yararlı bağlantılar kurduğu o geziyi dinamitliyordu.

Ezik muhafazakar medya da, bu sabotaja “korku” belasına destek veriyordu. Ve hatta, Sayın Gül’ün “Katar’a gidiş yolunda” dakikalar boyunca övgüler düzdüğü medya organının mensupları da Ergenekon’a destek veriyordu!..

O gün, Ergenekon tehdidine bir biz boyun eğmedik… Ve işin “oybirliği” ile Katar Emiri’ni ve Abdullah Gül’ü protesto eylemine dökülmesini biz engelledik!..

(Nasıl engellediğimizi en iyi bilen de Sayın Gül’dür.)

•

Gönlümüzde müstesna bir yeri bulunan Sayın Gül, kimin, hangi durumda nasıl davranacağını, kimin iyi ve kimin kötü gün dostu olduğunu bildiği halde, “tabii tabanında” burukluğa yol açan tavırlar içine girebiliyor…

Mesela…

Bent Deresi- Ulus-Anıtkabir hattındaki “İşçi Partisi artı CHP” eyleminde “barikatların” kaldırılması noktasında müdahalede bulunduğunu düşündüren “tavır” bence çok da uygun kaçmadı.

“Sever-Çakır” diyaloğu ile oluşturulan “Sayın Cumhurbaşkanı Rahatsız ve Üzgün” gündemi de iyi değildi.

Son olarak, PKK terör örgütüne açık destek verenlerin, milletin kahir ekseriyeti tarafından kaldırılması istenen dokunulmazlıkları konusundaki Erdoğan tavrına “zıt” açıklamaları da bence şık olmadı.

Bu tavır bazılarının hoşuna gidebilir, ben pek hoşlanmadım. Ben, sonuçta Sayın Gül’ün inanç dünyasının adamıyım. Hoşlananlar ise kimlerin adamları malûm!..

Yani… Demem o ki… “Gül ile Erdoğan arasında dokunulmazlık çatlağı” yollu ve de art niyetli haberler için malzeme vermenin ne anlamı var?..

•

Bu tavırlar, “Cumhurbaşkanlığı seçimi de uzak değil!” cümlesinden hareket edenlerin bolca “tezvirât” üretmesine sebep olacak türden.

Bu konuların o konuyla alâkalı olmadığını art niyetlilere gel de anlat.

•

Sayın Gül, dokunulmazlıklar konusundaki çıkışıyla bence iyi yapmadı. Kendisine ve makamına saygımız sonsuz. Dostluğumuz bâki…

Eleştirilerimiz de dostluğumuzun eseri… Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için “birlik ve beraberlik” atmosferinin devamına ihtiyacı var.

Birileri “Sayın Gül ile Sayın Erdoğan’ın arasını bozabilir miyiz?” arayışındayken, farklı sesler vermenin faydası yok. Korkarım ki zararı çok.

•

Sayın Gül’ün ve Sayın Erdoğan’ın bu milletin gönlünde ayrı ayrı yerleri var. Bugüne kadar kimin o gönlün neresinde hep gösterdi bu aziz millet… Herkes yerinde güzel.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi