Bir ideolojiyi , bir düşünceyi herhangi bir toplumun yaşam biçimi haline dönüştürmenin en etkin ve kalıcı yolu: O toplumun dilini ve o dile ait olan değerler bütününü kapsayan kavramlarını, anlam ve muhteva yönünden bozup, yoksullaştırmak ve içini boşaltmaktır. Maksadının dışına yönelterek tasavvur dünyalarını, medeni anlayışlarını ve yaşam kültürlerini özleriyle yabancılaştıran yeni bir formasyona sokmaktır.

Bu yöntemle, toplum mühendisliğine soyunan bir kısım yerli ve küresel güçler hedefteki toplumun kendine has tarih, bilinç, tefekkür ve hayata bakışının yanında yaşam biçimini de dejenere ederek basma kalıp sloganların ardında yitik yürekler ve topluluklar oluştururlar.

Cerahate dönüşmüş düşüncelerini nede güzel (!) ambalajlar bir de değil mi? Mesela, günümüz Türkiye'sinden örnekler verecek olursak: İrtica, çağdaşlık, gericilik, aydınlanma, demokrasi, laiklik, adalet ve hürriyet gibi eski ve yeni kalıpsal kavramlara giydirilen anlamlar kişiden kişiye, kurumdan kuruma, belli toplumsal yapıdan, farklı toplumsal yapılara göre değişebilmektedir. Farklı anlamlar yüklenen bir çok kavram, toplumun tasavvurunda ve eylemlerinde yönlendirici etken rol oynamaktadır.

Kavramlar ve anlamlar birbirlerinin ikiz kardeşleridir. İnsanoğlu maddenin ve evrenin derin esrarengiz anlamlarına, semavi başlayan daha sonra da kendi tarihi sürecinde ilerleyen kavramlarla ulaşır.

Bu faktörler aynı zamanda toplumların duygu, düşünce ve inanç dünyasındaki reaktif bilincini hayata geçiren dinamik olgulardır. Ne zaman bu olgular ölürse o toplum hem içerden, hem de dışardan çökertilmeye mahkum olur. Her ne kadar tarih ve varlık alemi önünde dimdik ayakta durmanın kaideleri, yok olma - silinme ve pasifize edilmeye çalışılıyorsa ve toplumun değerleri yazılı ve görsel arşivlere gömülse de; yaradılış ve varoluş bilincine dayalı düşünce ve kavramlardan ibaret hayat felsefeleri insanlığın ortak değerlerini teşkil etmeye devam edecektir.

Semadan inan ve derin anlamlar içeren değerler yeryüzünde kavramlardan müteşekkil bir giysi veya orijinal kabuğu içersinde insanlığın benliğine sunulmuştur. Bunlar arasında öncelikle gelenler isi şunlardır: Tevhid, adalet, kulluk, hürriyet, erdem, fazilet ve sevgi... Anlamların gizlediği bu kavramlar insanlığa verilmiş birer emanettir.