Ehli Sünnet Câmiasının Temsilcilerine Açık Mektup
Günlük gazete, haftalık veya aylık dergi yayınlayan Ehlisünnet mezhebine mensup muhteremler... Dernek, vakıf, cemaat başkanları... Muhterem tarikat mensupları... Ziyalı Müslümanlar... Hürmet ve selamlarımı sunarak ve affınıza sığınarak sizlere hitap etmek istiyorum. Cesaret ve cüretimden dolayı beni bağışlamanızı istirham ederim.
Üzerimize vacib olan besmele, hamdele ve salvele vazifesini yerine getirdikten sonra...
KONU: Dinî konularda mutlaka yapılması gereken birtakım uyarılar aydınlatmalar bilgilendirmeler düzeltmeler doğrultmalar hakkındadır.
1. Müslümanların birbirinden kopuk irili ufaklı yüzlerce gruba hizbe fırkaya sekt'e parçaya cemaate ayrılmış ve ümmet birliğinin elden gitmiş olması... Çok açık Kur'an ayetleri ve hadis-i şerifler, bizim dosdoğru iman eden namazı dosdoğru kılan maruf ile emr ve münkerden nehyeden bir ümmet olmamızı emir ve tavsiye buyurmuşken bugünkü parçalanmışlığımız, bölünmüşlüğümüz yürekler acısıdır.
2. Müslümanların tek bir ümmet olabilmesi ehliyetli ve muktedir bir İmam-ı Kebire biat ve itaat etmeleriyle mümkün olabilir. İmam-Emîr olmazsa ümmet olmaz, ümmet olmazsa birlik ve izzet olmaz.
3. Dinimiz içten yıkılmak ve çökertilmek isteniyor. Bütün şer güçleri bu konuda ittifak halindedir. Allahın inzal etmiş olduğu münzel (indirilmiş) İslam'ı kaldırmak, yerine uydurulmuş bir İslam türetmek istiyorlar... Müslümanlar bu konuda dönen dolaplara vakıf olamazlarsa İslam'ı gereği gibi savunamazlar.
4. Halkımız hemen hemen bütünüyle ve bu arada çoğunluğu oluşturan Müslümanlar medeni ve yazılı bir toplum olmaktan çıkartılmış ve şifâhî bir toplum haline getirilmiştir. Bu, çok vahim bir durumdur. Şifahilikten medeniliğe geçmek için çareler ve çözümler aranmalıdır.
5. İlmihalini, kendisine yetecek ve kendisini kurtaracak derecede bilmek erkek kadın her müslümana farzdır. İlmihal inançla, taharetle, ibadetlerle, İslam'ın dünya hükümleriyle, Kur'an ve Sünnet ahlakı ile, islamî görgü ve terbiye ile ilgili bilgilerdir. Müslümanların ilmihallerini bilmeleri konusunda ülkemizde çok büyük bir eksiklik ve boşluk vardır.
6. Kur'an-ı Kerimde beyan edildiği üzere Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) insanlara en güzel bir örnek ve model olarak gönderilmiştir. İslam'ı onun anladığı gibi anlamalıyız. Hayatımızı onun Sünnetine göre düzenlemeliyiz. Bu konuda da eksikliklerimiz çoktur.
7. Camiler Müslümanların, öncelikle Allaha ibadet etmek için günde beş kez, haftada daha büyük çapta bir kez toplanma yerleridir. Zamanımızda Müslümanların büyük bir kısmı camiden ve cemaatten kopmuştur. İmamlar namaz kıldırma memuru haline düşürülmüştür. Camileri Müslümanların toplantı merkezleri, imamları cemaatin önderi haline getirilebilmek için çareler ve çözümler araştırılması ve bunların hayata geçirilmesi gerekir.
8. Dinsizler, Müslüman halk yığınlarını sekülerleştirmeye, din ile hayatı birbirinden ayırmaya var gücüyle çalışıyor. Müslüman kesimin sorumluları bu kötü gidişi frenlemek, din dünya birliğini sağlamak için çareler ve çözümler bulmalıdır.
9. Kur'an-ı Kerim'de, onun yorumu ve uygulaması olan sünnette, fıkıh ve Şeriatta zekâtın kimlere nasıl verileceği anlatılmaktadır. Zamanımızda Müslümanların bir kısmının zekâtları Kur'an ve Sünnete aykırı olarak toplanmakta ve sarf edilmektedir. Bu konunun gündeme konulması, mutlaka çare ve çözüme kavuşturulması gerekir.
10. Kesin farzları ihmal eden bazı Müslümanlar, umre gibi nafile ibadetlere yönelmiş olup, umreyi bazılarımız Kur'ana ve Sünnete aykırı 'lüks ve ihtişamlı' turistik umre seyahatlerine dönüştürmüştür. Müslüman toplum bu konuda da uyarılmalıdır.
Bu saydığım işler vazifeler halkın yapabileceği şeyler değildir. İcazetli ulemanın icazetli fukahanın, ziyalı Müslümanların, sorumluların bu konularda halkı uyarmak, bilgilendirmek, aydınlatmak için harekete geçmesi ve üzerlerine düşen vazife ve hizmetleri yapması şarttır.
Yukarıda saydığım hizmetler bir şahıs, bir grup, bir cemaat tarafından yapılamaz. Ancak birlik halinde yapılabilir. Müslümanlar nasıl birleşebilir? Bu da gündemimizin çok önemli ve çok hayati bir maddesidir.
Müslümanların birleşip başlarına bir İmam-ı Kebir seçmeleri nasıl, hangi yolla mümkün olacaktır? İmam seçme işi elbette küçük esnafın, çiftçilerin i avamın işi ve vazifesi değildir. Bunu beş on kişilik bir İslam Şûrası yapabilir. Bugünkü, birbirleriyle buluşmaz ve birleşmez cemaatlerin her biri kendi başındaki zatı İmam-ı Kebir yapmak ister. Başka bir imama biat ve itaat etmez. Bu engel nasıl aşılacaktır? Ülkemizde, Müslümanların başına geçecek cemaatler ve hizipler üstü ehliyetli bir zat var mıdır?
Bazıları küafre yol açabilecek çok vahim bid'atler zuhur etmiştir. Bunlar nasıl izale edilecektir?
Küfür güçleri Müslüman halkı ve bilhassa dindar gençliği yüzlerce İslamcılık cereyanını bölerek Protestanlaştırmıştır. Bu İslam Protestanlığı çığırı nasıl durdurulacaktır.
Müslümanların uyarılması, aydınlatılması, bilgilendirilmesi, birleştirilmesi, Ümmetleştirilmesi, itikadın tashihi, beş vakit namazın ikamesi, farz namazların cemaatle kılınması, Müslüman kadın ve kızların Şeriata uygun tesettür kıyafetlerine bürünmesi, zekatın Kur'ana ve Sünnete uygun olarak verilmesi, Müslüman halk yığınlarının İslam-Kur'an yazısıyla okuyup yazması ve daha bunlar gibi son derece önemli ve hayatî konuları Müslüman yayıncıların, Müslüman ziyalıların, Müslüman önderlerin gündeme almaları ve bu sahada propaganda yapmaları, bir "İslamî Aydınlatma Çığırı" açmaları beklenir.
Yukarıda arz ettiğim konuların ve hususların olumlu şekilde tartışılması ve müzakere edilmesi konusunda haddim olmayarak dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Selam ve hürmetlerimle.