Padişah anneleri yabancı mı?
Ben bu işin gerçeğini yazmaktan sıkıldım, fakat bazıları Osmanlı padişahlarına ve annelerine aynı iftiraları atmakta sıkılmadılar
Hâlâ Padişah anneleri yabancıydı diye saldırıyor, hakaret yağdırıyorlar. Gerçi Ahmağa verilecek en güzel cevap sükûttur, ama serde lâzlık var, dayanamıyorum.
Devrim kaçmış kulaklara da girsin diye, bir kez daha bağırıyorum: Osmanlı bir ırk devleti değildir. Osmanlının ortak paydası İslâmdır. Osmanlı lisanında, yabancı demek, Avrupalı gayr-i Müslim demektir. Binaenaleyh, Padişah anneleri yabancıydı demek, gerçeği yansıtmaz, çünkü tamamı Müslümandır ve bu kimlikleriyle anne oldular.
Yetiştirdikleri çocuklara bakın: 36 padişahın 30a yakını ileri derecede âlim: Aralarında kurra hafızlar, şairler, günde beş-altı saat aralıksız Kuran okuyanlar, ramazanda itikâfa girenler, şeyhe abdest suyu dökenler, Hırka-i Saadet Dairesinde sabahlayanlar var...
Bu padişahları, yabancı uyruklu diye küçümsenmek istenen cariye-anneler doğurup yetiştirdi. Cariyenin yetiştiği yer ise Harem Okuludur.
Cariyenin yetişme süreci uzun ve zor bir süreçtir. Padişah hasekisi (zaman zaman hatun, kadın, kadın efendi, ikbal diye de anıldılar) olabilmesi ise büsbütün zordur. Bunun için Haremde üst düzey öğrenim görmüş olması yetmiyor, ayrıca gizli-açık tüm sınavlardan başarıyla geçmesi ve dini/ insani mükellefiyetlerini eksiksiz yerine getirmesi gerekiyor.
O kadar ince elenip sık dokunuyor ki, bir kerecik sabah namazını kazaya bırakan cariyenin üstü çiziliyor. Padişaha eş olarak seçilmesi ihtimali ortadan kalkıyor. Sadece hizmetçi olarak değerlendiriliyor. Bu yüzden Haremdeki cariyeler inanç ve ibadet konusuna müthiş özen gösteriyorlar.
Hem kalfalar cariyeleri izliyor, hem de cariyeler bir birlerini
Her davranışları Valide Sultana (padişahın annesi ve haremin komutanı) anında rapor ediliyor.
Cariyenin eğitimi sekiz yıl kadar sürüyor. Bu süre içinde gece-gündüz çalışıyorlar. Hem dinin, hem dünyanın tüm incelikleri öğretiliyor. Musikiden nezakete, temizlikten çocuk yetiştirmeye kadar gerekli bilgilerle donatılıyorlar.
Zaten çocuk yaşta Hareme alınıp eğitildikleri için, eski dünyalarından ve eski inançlarından üzerlerinde hiç bir iz kalmıyor.
Ya kalmışsa? diye sorulabilir. Mümkündür. Ama bunu bilmemize imkân yok. Bunu ne biz bilebiliriz, ne de Hürrem Sultanı gizli Hıristiyan gösteren romancılarla dizi filmciler...
Ancak eski dininde kalmak isteyen cariye padişaha takdim edilmez. Sadece saray hizmetçisi olarak hayatına devam edebilir. Baskı filan görmez.
Osmanlı Padişahlarının tamamının annesi cariye değildir. Yüzde 40ı kadarı Türk anneden, kalan yüzde 60ın yüzde 30 kadarı Arap ve Boşnak gibi Müslüman annelerden, yüzde 30 kadarı da sonradan Müslüman olmuş cariyelerden dünyaya gelmiştir.
Siyasi evlilikler yapan Orhan Gazi (Bizans Prensesi Asporça Hatun ve Theodora), Yıldırım Bayezit (Sırp Kralı Lazarın kızı Olivera Despina) ve II. Murad (Sırbistan despotu Brankoviçin kızı Mara Hatun) dışında Hıristiyan bir kadınla evlenen padişah yoktur. Olsa da fark etmezdi: Din cevaz veriyor, ama padişahlar bu konuda titizlik gösterdiler.
Yabancı dediğiniz annenin oğlu Sultan I. Murad, Kosova Meydanında Haçlıları yendikten sonra şehit oldu
Sultan Yıldırım Bayezid, annesinin soyundan gelenleri Niğboluda perişan etti
Aynı Padişah, namazlarını cemaatle kılmadığı için Molla Fenari tarafından azarlandığında sustu, hukukun üstünlüğü karşısında eğildi.
Sultan Çelebi Mehmed, bir başka Türk Sultanının (Timur) param parça ettiği ülkesini derleyip toparlayarak, âdeta yeniden kurdu
Sultan II. Murad, Varnayı Haçlılara dar etti. Ayrıca Fatih gibi bir evlat yetiştirdi. İstanbulu fethedeceğine inandığı oğlunun önünü açmak için de en verimli çağında tahttan feragat etme faziletini gösterdi.
Yavuz Sultan Selim, İstanbulu Dar-ül Hilafe (Hilafet Merkezi) yaptı
Marifet Türk olmaksa, son devir padişahlarının anneleri tamamen Türk: Peki, Türk annelerin yetiştirdiği padişahlar ne varlık gösterdiler, hangi zaferlere imza attılar, gösterebilir misiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.