Evli biri olarak anne-babalarımıza karşı sorumluluklarımız
Evlilik hayatı ile ailemiz büyüdüğü gibi sorumluklarımız büyüyor. Hem bizi yetiştiren ailemiz hem de eşimizi yetiştiren ailemize karşı mesuliyetlerimiz var.
Onlarla ilgilenmemiz, sık sık arayıp hâl hatır sormamız gerekir. Zamanımız müsaitse ev işlerinde yardım edebilir, ya da maddî imkânımız varsa temizlikçi tutarak evlerini temizletebiliriz. Zira güçten düşen yaşlılar eskisi gibi evleriyle ilgilenemeyebilir.
Ayrıca Anne-babaya öf bile demeyiniz âyetini hatırlayarak, onlara iyilikte bulunmamız saadet-i dareyni kazanmada bize yardımcı olacaktır. Ve herkese karşı görev ve mesuliyetlerimizi yerine getirirken dengeli olmalıyız. Ne sadece anne-babamıza iyilik ile sınırlı kalmalı, ne çocuklarımızda fani olmalıyız. İfrat ve tefrit sınırını aşmaksızın, vasat olanı sağlayarak dengeyi kurmaya çalışmalıyız.
AİLE İÇİN HARCAMALAR SADAKADIR
Kişinin ailesi için harcadığı sadakadır.
Evet, Resûlullah (asm) böyle söylemiş. Ne büyük kârda bilhassa erkekler! Zaten sorumlusu olduğunuz bir görevi yapıyor, üstüne üstlük sadaka vermiş, hayır yapmış oluyor ve bolca sevap kazanıyorsunuz.
Maddî imkânlarınız el verdiği ölçüde ailenizin giyecek, yiyecek, ev harcamaları ve gezme masraflarını üstlenmeniz gerekiyor.
Ne var ki, bazı kadınlar, zengin hayatların gösterildiği dizi ve filmlere bakıp eşlerinden akıl almaz isteklerde bulunabiliyorlar. Süslü, gösterişli hayat fantezileri onların başını döndürüyor. Gerçek hayatıyla yüzleşen kadın, durumunun televizyondakinden farklı olduğunu görünce de hayal kırıklığı yaşıyor. Oysa eşinin geliri bellidir. Kimi kadınlar bu hakikati kabul etmeyip isyana sürükleniyor, eşini sıkıntıya sokabiliyor.
Bazı erkekler de mal biriktirme arzusuyla, asıl temel ihtiyaçlarını kısıtlıyor. Ev alalım, araba alalım, arsa satın alalım gibi hiç bitmeyen isteklerle daha az harcama yapıyor.
Bazı aileler ise parayı hiç bitmeyecekmiş gibi harcamaktan çekinmez. Yarına dair hiçbir planları yoktur. O anki isteklerinin gerçekleşmesi için dilediği gibi sarfiyat yaparlar.
Oysa, ne biriktirdiğimiz mal mülk, ne geçen zaman, ne de kaybettiğimiz sağlık bize geri verilecek. Şu ölümlü dünyada neyin senedi var ki, böylesine hırsla, inatla, ısrarla çalışıyoruz ve israfa dayanan harcamalar yapıyoruz? Geçici keyifleri tatmin ve sefa sürmek için mi? Peki değer mi?
Not: Muhterem kardeşim, Gazetemiz Yayın Koordinatörü Abdullah Eraçıkbaş'ın halasının vefatını teessürle öğrendim. Merhumeye Allah'tan rahmet; kederli ailesi ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.