Kıyametten önce son çıkış…!!!
Son dört gün içinde, her nerede bulunuyor, yaşıyorsanız oradan kaçmanız gerek.
Kıyametten kaçanlar! İlk hedefiniz Şirince! İleri!
Bavul hazırlamaya bile gerek yok. Çünkü; Şirince’de kalacak yer yok.
Yanınıza sadece tulum, çadır ve yiyecek, içecek alın.
Haberlere göre koca köyde 2 tuvalet varmış bunun için de tedbirli olun.
Doktorunuza, eczacınıza danışın. Belki size anti depresan tavsiye eder. Kıyametin kopmasını beklerken strese girmezsiniz, kafanız biraz hoş olur, cümbür cemaat eğlenirsiniz.

Bizler tepe taklak giderken Şirince’dekiler de kıyametten kurtulmanın şerefine çeşitli etkinlik düzenlerler herhalde. Cem Yılmaz da orada olacakmış. O, “kıyamet geyikleri” üzerine stand-up yapar, Messi top sektirir, film yıldızları Hollywood hatıralarını anlatırlar, birkaç şarkıcı da gelirse yılbaşı eğlencesi gibi olur.

Dikkatinizi sınıf farklılığına da çekmek isterim. Kıyamet bile fakir üzerine kopuyor. Zengin, ağalardan paşalardan daha rahat bir durumda kıyameti atlatacak. Onlar gülüp eğlenirken biz öleceğiz. Ne hazin bir son bizler için.

Paşa deyince; Cumhurbaşkanı Gül’den bir isteğim olacak. Madem ki kıyamet kopacak. Başta Silivri’dekiler olmak üzere tüm mahkumları salıverin, son dört günü sevdikleriyle doya doya geçirsinler.

Elin gavurunu saymazsak bu toprakların çocuklarının ne işi var orada?
Hiç mi duymadınız kıyametin dünyanın sonu olduğunu?
Hiç mi okumadınız kıyamette yer ve göğün birbirine karışacağını?
Yoksa sizin okullarda zorunlu din dersi yok muydu?
Zorunlusunda kıyamet kopacağına bu kadar inanıyorlar, ya zorunlu olmasaydı….?

Zor saatlerde, zorunlu din dersinde ezberletilen duaları, sureleri de okur bunlar. Kıyamet kopmaz, bizler yaşıyor olursak belki Hilal Kaplan’a tepki gösterirler “zorunlu din dersi de, dua ezberlemek de olsun” diye. Aziz Nesin yaşasaydı da “kıyamet kopacak, sadece Şirince ayakta kalacak ne dersin?” diye sorsaydık; O da o meşhur lafını yine de söyler miydi ki?
O söylemese de, söyleyemese de sizin aklınızdan geçmiştir.