Serdar Arseven

Serdar Arseven

Başbakan Erdoğan, Hak iş ve 12 Eylül!..

Başbakan Erdoğan, Hak iş ve 12 Eylül!..

Siz siz olun Büyük Resme bakın ve Ergenekon çevrelerinin tezvirâtından etkilenmeyin. Onlar, millet için iyi olana karşı çıkarlar.

İyi şeyler oluyor ve milletin olan bitene müdahale alanı gittikçe genişliyor. Buna yeni misal: Geçtiğimiz dönemin yakından takip ettiğimiz konularından “Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu”ydu.

Konunun taraflarından biri AK Parti hükümetiydi diğerleri ise büyük çaplı işverenler, Hak İş ve diğer sendikalar. Hak İş Başkanı Sayın Mahmut Arslan, süreç boyunca bir takım odakların Türkiye’nin 12 Eylül “hukuk”(!)unun bir tezahüründen daha kurtulmasını sağlayacak olan “işçi” yararına bir düzenlemeyi sabote etmeye çalıştıklarını söyledi.

Biz de zaman zaman “Evet böyle bir baskı var; yeni düzenlemeden rahatsızlık duyan çevreler, statüko temsilcileri ya da statükonun bir uzantısı olan PKK yandaşları baskı yapıyorlar ama Sayın Erdoğan bu baskılara boyun eğmez!” dedik. Sonuç?.. Evet; gündemin tozu bulutu arasında Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hayata geçti.

Türkiye, 12 Eylül hukukunun bir ürünü olan eski yasadan çalışanlar kurtulmuştur. Emek mücadelesinde kazanımlar belli oldu… Sendikaların önündeki yüzde on barajı iyice yumuşatıldı. Ne demek bu baraj?.. Şu demek: Diyelim ki, “Basın” alanında Sendika olarak toplu iş sözleşmesi yapmak istiyorsunuz...

Ama önünüzde bir yüzde 10’luk baraj engeli var. Basın sektöründe, farz edelim ki yüzbin kişi çalışıyor… Bunun yüzde onunu yani 10 bin’ini örgütleyebildiğin takdirde “Toplu iş Sözleşmesi için yetki” alabiliyorsun. Bu durumda, 28 Şubatvâri organizasyonlar sayesinde alana yerleşmiş olan “sendika”lar, rakipsiz kılınmış, kollanmış oluyor. Hak –İş ise “yeni girişimlerinde” baraja takılıyor.

Yani 12 Eylül düzeni devam ediyor!... İşte; Yeni düzenleme ile bu baraj yumuşatıldı. Hak İş’in yoğun presi ve Başbakan Sayın Erdoğan’ın baskılara pabuç bırakmaması sayesinde baraj şu hale geldi: 15 Ocak 2013’e kadar sıfır, Bu tarihten sonraki 3,5 yıl %1, Sonraki 2 yıl %2, Sonrasında ise %3.

•

Yazıyı teknik ayrıntılara boğmak istemem…Meselenin özü şu: Hak-İş bundan böyle daha fazla alanda söz sahibi olabilecek ve arkasında millet desteği olmayan 28 Şubat’ın beşli çetesindeki yapılar bundan sonra istedikleri gibi at koşturamayacak…

•

Hak İş bu mücadeleyi verirken, son derece profesyonel yöntemler kullandı. Milletin taleplerinin yukarıya sağlıklı bir şekilde iletilmesini engelleyen “parazit sesleri” aştı ve mesajların net bir şekilde ulaşmasını sağladı. Hak İş Başkanı Mahmut Arslan’ın konuya ilişkin değerlendirmelerini takip ettik…

Dediklerinin özeti şu: “Evet ama yetmez!.. Başbakanımız Sayın Erdoğan ve Bakanımız Sayın Faruk Çelik’e konuya gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkür ediyoruz. Hak-İş’in milleti, emeği, insan haklarını merkez alan sendikacılık anlayışının daha da etkin bir şekilde temsili için gece gündüz çalışıyoruz.

Yeni düzenleme yetersiz de olsa, 12 Eylül ürünü bir düzenlemenin daha ortadan kalkmış olması bakımından önem taşımaktadır. Yüzde 10’luk barajın tarih olması bakımından önem taşımaktadır.”

SUÇLU GENEL BAŞKAN DEĞİL, 12 EYLÜL REJİMİ!..

Evet gelişmeler böyle…Yazının finaline yaklaşırken, Hak-İş’in istediğini bir ölçüde de almış olmasının “diğer yapılardaki” muhalif seslerin daha da yükselmesine sebep olduğunu belirtmiş olalım… Burada ince bir nokta var; “Sendikalardan birinin” Genel Başkanı düzgün bir arkadaş.

Hak-İş karşısında “mağlup” olmak da onun suçu değildi. İş başından yanlıştı ve 12 Eylül düzenlemesinin günün birinde “yok olması” kaçınılmazdı. Bu böyle olduğu halde, “Sendikadan” birileri Genel Başkan’a “Hak-İş’e yenildin, seni alaşağı edeceğiz!” diye baskı yapıyor.

Yerine getirmek istedikleri de “Ergenekon zihniyetli” bir yapı!..

•

Mesaj gerekli yerlere “umarım” ulaşmıştır... “Doğru” düzenleme umarım “yanlış” bir sonuca yol açmayacaktır. “Çelik” yürekli “dostumuz” tezgâhı fark edecektir. • Yazıyı şöyle bağlayalım mı: “Sayın Başbakan’a, Sayın Bakan’a ve Sayın Arslan’a tebrikler…

Milletin hakkını savundukları ve 12 Eylül’ün bir düzenlemesini daha tarihe gömdükleri için…”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi