Üzgün Paşa!..
Post modern darbe döneminin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ifadeye çağrılmaya bile dayanamıyormuş
Avukatının açıklaması:
Sayın Karadayı fevkalade üzgündür!..
Biz de üzgünüz!..
Emekli Paşa hakkında harekete geçenler de üzgün olmalı ki, Yaşını göz önünde bulundurarak farklı bir muamele uygulamışlar!..
Gözaltı yokmuymuş neymiş!..
Ne yaman bir durum;
Sayın Karadayı, Bir Genelkurmay Başkanı olarak karargahımda meydana gelen illegal yapılanmalardan haberdar değildim! diyecek durumda değil...
Belki O günleri hatırlamıyorum, üzerinden çok zaman geçti, malûm yaş da var! der!..
Belki de, olan biteni Çevik Birin üzerine atmaya çalışır!..
Ya da Biz yapmadık ki bütün bunları, MGK kararları var hem zaten dönemin Başbakanı Necmettin Erbakanın da imzası var! der.
Yaptıysak yaptık
Tehdit var diye düşündük, milletin emanet ettiği silahları milli iradeye doğrutttuk
Yine doğrulturuz suç olsa da demez!..
Ne hazin bir durum!..
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin durumu değerlendirirken Dün yediğin hurmalar işte böyle tırmalar! yollu ifadeler kullandı.
Doğru
O dönemin hesabı inceden inceye sorulmalı.
Mesela
Zamanın TSK yönetiminden birileri, dönemin Başbakanı Rahmetli Erbakan Hocaya Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı olan kalemlerin nereden alınması, alınmaması gerektiği konusuna niçin kafa yoruyorsunuz, bu işleri biz hallederiz, para pul işlerini de biz çözeriz!.. anlamına gelecek laflar etmiş midir etmemiş midir?..
Burası çok önemli; 28 Şubat sürecinde, askeri malzemelerin alımı ve tamiri noktasında hem de fahiş fiyatlarla İsrailin tercih edilmesinin sebebi üzerinde inceden inceye durulmalıdır!..
Darbeyi işbirliği ile gerçekleştirdikleri batık bankaların yönetim kurullarında yer alan bütün paşalar sorguya çekilmelidir
O günlerde bazı paşaların darbeye açık destek veren, bu tavrını da Topyekûn Savaş manşetiyle gözler önüne seren medya grubuna hangi özelliklerinden dolayı fevkalade yüksek maaşlarla danışman oldukları sorgulanmalıdır.
Dönem paşalarının Yargıya talimat niteliğindeki yazıları ve zamanın yargı mensuplarının meslek onuruyla asla bağdaştırılamayacak Emriniz yerine getirilmiştir komutanım yollu cevabi yazıları didiklenmelidir
Rezalete bak; zamanın en parlak paşalarından biri savcıya yazı yazarak, Akit için ne yaptınız? diye soruyor
O savcı da aynen şu cevabı gönderiyor:
27 Ekim 1997 gün ve Ad. Müş. 7501-1106-97 sayılı yazınız ile gönderilen 02.10.1997 günlü Akit Gazetesinde... Onbaşı davasında skandal başlıklı yazı ve haber için Akit gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü Murat Balıbey ve Necati Ceylan hakkında devletin askeri kuvvetlerini neşren/tahkir ve tezyif etmek suçundan fezleke düzenlenip Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Fezlekenin bir sureti ilişikte gönderilmiş olup, durum bilginize arz olunur Y. A. yetkili Cumhuriyet savcısı.
Hale bak; Savcının kendisine telkin ve talimatta bulunarak alenen suç işleyen zat hakkında gerekli yasal işlemi yapmak yerine, tam da Avukat Hüsnü Tunanın kitabında belirtildiği üzere Yargı Emir Ve Görüşlerinize Hazırdır Komutanım! muamelesi yapıyor.
Suç oğlu suç!..
Bu iş sadece Paşalarla bitmez, zamanın yargı mensupları da teker teker ele alınmalıdır!..
Mesela
Bir zamanların Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Yılmaz Poyrazın hazırladığı bir Yargıda ekonomik ve cinsel taciz raporu vardı!..
Böyle bir rapor hazırladı diye anasından emdiği sütü fitil fitil burnundan getirdiler Yılmaz Poyrazın
Sayın Yılmaz Poyraz, talep edildiği takdirde Adalet Bakanımız Sayın Sadullah Ergine gerekli bilgi ve belgeleri sunacaktır zannederim.
Bu bir şebeke
Darbeye destek veren medya dinazorları ne olacak?..
Beşli çete ne olacak?..
Zamanın Sivil toplum örgütlerini yönetenler, filan
Kimileri Meseleyi o kadar uzatmamak lazım! diyor ama
Hukuk, Ya o zaman bu iş çok uzar! yaklaşımını kabul etmez!..
Ha bu arada
Ne güzel değil mi;
Vajina tartışmasının yıldızlarından CHP yöneticisi Aylin Nazlıaka, 28 Şubat sürecinin intikamının alınmasına karşıyız! dedi
Bu da güzel!..
Yıl güzel başladı yani!..