Yakın Tarihimizdeki Hıyanetler
Kolay anlaşılsın, bilinsin, olumlu şekilde tartışılsın, gündeme alınsın, üzerinde ciddî olarak müzakereler yapılsın, çare ve çözümler bulunsun diye bazı konuları maddeler halinde, çok açık ve seçik yazıyorum.
*Birinci ve ölümcül hıyanet: Yakın tarihte zengin ve sofu Müslümanların yeterli sayıda kabiliyetli, zeki, düzgün ve istidatlı çocuklarını askerî mekteplere verip subay yetiştirmemeleridir. 1950lilerde bu konuda çok fırsat ve hürriyet vardı ama Hacı Beyler camiası oğullarını öncelikle doktor ve mühendis yetiştirdiler. Çünkü bu iki meslekte para, itibar vardı!
*İkinci gaflet ve hıyanet: Zengin Müslüman tabakanın genel eğitim işlerine önem vermemesi, çocuklarının bir kısmını öğretmen yetiştirmemesi, dar dinî eğitime saplanıp kalmasıdır.
*Üçüncüsü: Dinî hizmetlere gereken önemin verilmemesi (önem verilmemesi demedim, gereken önemin verilmemesi dedim), bütün dikkatin ve enerjinin süslü cami binalarına yöneltilmesi, mihraplara icazetli ehliyetli kudretli hocalar geçirilmemesi, imamlığın, istisnalar dışında namaz kıldırma memurluğu seviyesine düşürülmesi.
*Dördüncüsü: Ümmet birliğinin parçalanması, Sünnî Müslümanların binlerce irili ufaklı ve birbirinden kopuk fırka, hizip, cemaat, dernek ve vakfa bölünmesi ve dehşet verici bir kaos ve anarşi meydana gelmesi.
*Beşincisi: Son on küsur sene içinde büyük bir hürriyet, imkan ve serbestlik olmasına rağmen Sünnî Müslüman çoğunluğun, kendisine itaat ve biat edilecek bir İmam-ı Kebir seçmemesi, bulmaması ve tek bir Ümmet olmaması.
*Altıncısı: Müslümanların bayi satışı (yapay abone ve zorlama satış değil!) iki milyon olan güçlü bir günlük gazete, yine bayi satışı en az bir milyon olan haftalık etkili bir dergi çıkartamaması.
*Yedincisi: Din, iman, İslam, mukaddesat hizmet ve faaliyetlerinin büyük kısmının paraya endeksli olması. (Allah için, yaratıklardan ücret istemeden ihlasla hizmet edenlerin ellerini öperim
)
*Sekizincisi: Müslüman tvsi kuracağız diye saf dindar halktan büyük paralar, altın ve mücevher toplanıp, sonunda büyük kısmı bozuk ve çağdaş yayınlar yapılması.
*Dokuzuncusu: Sünnet-i seniyyeyi yıkmaya, tahrife, ayıklamaya, AB standartlarına ve Feminizme uydurmaya çalışan modernist ve reformcularla gereği ve yeteri kadar mücadele edilmemesi, Ehl-i Sünnetin savunulmaması.
*Onuncusu: Birtakım fanatiklerin ve holiganların, cemaatlerini dinle özdeşleştirmeleri ve hattâ bazen dinin üzerinde görmeleri ve bunların uyarılmaması.
*On birincisi: Kuranın yasaklamış olmasına rağmen bazı ruhbanların erbab haline getirilip putlaştırılması, böylece gizli şirke düşülmesi.
*On ikincisi: Vaktiyle bu düzen bozuktur, onun yerine hak ve âdil bir düzen getireceğiz diyen bir kısım sahte İslamcıların, ellerine fırsat geçince dün bozuk dedikleri düzenin haram rantlarına saldırıp zenginleşmeleri, mücahidlik postunu atıp müteahhit olmaları.
*On üçüncüsü: Emanetlerin ehliyetli ve liyakatli kimselere verilmemesi, ehliyetsiz bizdenlere, yandaşlara verilmesi. (Emanetlere hıyanetin yaygın hale gelmesi âhir zaman alametlerindendir.)
*On dördüncüsü: Tesettür konusumda Kuranî, Nebevî, Şerî normlara ve hükümlere aykırı şeytanî yollara gidilmesi, İslamî olmayan bir tesettür endüstrisinin kurulması.
*On beşincisi: İmandan sonra İslamın en önemli emri ve şartı olan cemaatle namaz kılmanın büyük ölçüde ihmal ve terk edilmesi.
*On yedincisi: Halka dinini öğretecek icazetli ve ehliyetli ulema ve fukaha yetirilmemesi.
*On sekizincisi: Müslüman kesimin büyük ölçüde İstanbul İslam kültürünü, medeniyetini, terbiye ve görgüsünü yitirmesi.
*On dokuzuncusu: İslamî kesimde birtakım arivistlerin (ikbal avcısı) büyük tahribat ve dolandırıcılık yapmaları ve halkı aldatmaları.
*Yirmincisi: Ümmetin tamamı için dört başı mamur bir kurtuluş plan ve programı yapılmaması ve hayata geçirilmemesi. Bölük pörçük ucuz reçetelerle yetinilmesi.
Vicdanlı, izanlı, şuurlu Müslümanların bu konuları olumlu şekilde tartışmaları ve müzakere etmeleri gerekir.
Bazı sekter düşünceli holiganlar, özeleştiri yaptığım için bendenize münafık diyecek kadar düşmanlık ediyor.
Müslümanlar tek bir ümmet olsun demek münafıklık mıdır?
Müslümanlar bir İmam-ı Kebire biat ve itaat etsinler demek münafıklık mıdır?
Zekatlar Kurana, Sünnete ve Şeriata uygun olarak verilsin ve sarf edilsin demek münafıklık mıdır?
Ehl-i Sünneti savunmak münafıklık mıdır?
Şeytanî tesettürü tenkit etmek ve yermek münafıklık mıdır?
Beş vakit namazın terkinin büyük felaketlere sebep olacağını söylemek münafıklık mıdır?
Sabah namazlarında camilerin boş kaldığını söylemek ve bu konuda Müslümanları tenkit etmek ve uyarmak münafıklık mıdır?
Allahü Tealayı iki çehreli bir Roma putuna benzeten kimseye zındık demek münafıklık mıdır?
İslam Protestanlığı çığırının Müslümanları böldüğünü söylemek münafıklık mıdır?
Sünnet düşmanlarını, reformcuları, mezhepsizleri tenkit edip uyarmak münafıklık mıdır?
Müslümanları sapıtmak, parçalamak, yanlış yollara sokmak isteyen Kriptoların aleyhinde yazmak münafıklık mıdır?
Fikirlerim, görüşlerim, tenkitlerim, tekliflerim, temennilerim, çare ve çözümlerim içinde yanlış ve isabetsiz olanlar var ise, gerekçe gösterilerek red ve cerh edilip çürütülmelidir.
Bendeniz İslam dininin iki kere iki dört eder temel gerçeklerini yazıyorum.
Dinî konularda kendi kafama, rey ve hevama göre yazmıyorum.
Sahih itikat, beş vakit namaz kılmak, cemaat, şerî tesettür, zekatı dosdoğru vermek, bir İmam-ı Kebire biat ve itaat etmek, Ümmet şuuruna sahip olmak, dört hak fıkıh mezhebinden birini bütünüyle uygulamak gibi konular iki kere iki eder gibi doğru konulardır.
Kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh Allahü Tealayı bir Roma putuna teşbih eden, Allah gerçek bir Janustur (Hoda Janus-i hakikî est) diyen bir adamı baş tacı eden kimselerin bendenize münafık demelerine, hakaret etmelerine, saldırmalarına şaşmamak gerekir.
Ehl-i Sünnet Müslümanlarının 1924ten beri başsız olmaları çok büyük fitnedir.
Ümmet birliğinin parçalanmış olması çok büyük bir fitnedir.
Bilenlerin ve imkanı olanların halka İslam ilmihalini öğretmemeleri büyük fitnedir.
Müslüman halkın birbirinden kopuk ve irtibatsız yüzlerce, belki de binlerce cemaate, hizbe, fırkaya, sekte ayrılmış olması büyük fitnedir.
Yeterli derecede emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılmaması büyük fitnedir.
Zekatların Kurana, Sünnete, Şeriata, fıkha aykırı olarak toplanması ve sarf edilmesi büyük fitnedir.
Din sömürüsü, dinin siyasete alet edilmesi en büyük fitnedir.
Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) mütevatir ve sahih hadislerinin AB ve Feminizm norm ve standartlarına göre ayıklanması korkunç bir fitnedir.
Sevgili Müslümanlar!..
Bilhassa Ümmet birliği ve İmamet meselesi konusunda tesirli=etkili propaganda yapınız.
Biz Türkiye Müslümanları önce kendi vatanımızda Ümmet olamazsak, ehliyetli bir İmama biat ve itaat etmezsek zilletten ve esaretten kurtulamayız, hür ve aziz Müslümanlar olamayız.
(Önemli rica: Sağlığım, yaşım ve imkanlarım ziyaretçi kabul etmeme izin vermiyor. Tanışmak ve sohbet etmek isteyen kardeşlerimin bu durumumu anlayışla karşılamalarını dilerim.)