İtirazlara Cevaplar 2
Geçen yazımızda “Müslüman olduktan sonra dinden çıkılmaz diye bir kural yoktur. Peki, hangi durumlarda bu gerçekleşir? Akaid kitaplarımız “İmanın sağlıklı ve geçerli olasının şartlarını” genellikle üç maddede özetlerler” demiş ve o maddeleri yazmıştık.
Şimdi o maddeleri gözümüzün önüne getirerek bir kere daha tefekkür edelim.
Sözüm Birand’a değil, kapsamı içine kim giriyorsa onlar için söylüyorum. Adam ömür boyu sosyalizmi, kömünizmi, kapitalizmi, liberalizmi, faşizmi veya başka bir beşeri inanç, ilke veya sistemi savunacak, laikliğin yılmaz savaşçısı olarak şeriata çatacak, ümmetçiliği reddederek ulusalcılığa inanacak, derin devletin ne olduğunu bildiği halde tutup bir kısım cinayetleri delilsiz, mesnetsiz olarak “İslamcı Terör Örgütleri”, “Siyasal İslamcılar” diyerek masum Müslümanlara yıkmaya çalışacak, ömür boyu “dinciler” diyerek dindarlarla mücadele edecek, öyle de ölüp gidecek, biz de onu Müslüman sayacağız, öyle mi?
Beyler, hadis ile sabittir ki “bu din Allah için sevmek, Allah için buğzetmektir.” “Ne olursan ol, seni severim” akılsızlığı, beyinsizliği yoktur dinimizde çok şükür. Hümanizm, insancıllık saçmalığına kimse inanmıyor. “Laik olmayan adam olamaz” diyenlerin cenazesini laik olmayan Müslümanların kılması adamlıktan mı sayılacak? Allah aklımızı ve imanımızı korusun!
“Ne olursan ol, gel tövbe et, küfür ve isyandan dön, iyi bir Müslüman ol, o takdir de seni severim” vardır dinimizde. Mevlana da böyle demiştir. Hoş “gel, gene gel, gene gel…” sözü ona ait değildir ya. Özünde yanlış olmayınca pek itiraz edilmemiştir. Bunu da yazmıştık seneler öncesi burada, tekrar etmeyelim şimdi…
Bu açıdan bakıldığında çağın en büyük meselesi, iman meselesidir. Yani imanı koruma ve kurtarma meselesi. Bir çok insanın cehaletine kurban gittiği açıktır. Küfür ateşinin çağdaş kültür ve kavramlarla alemi cayır cayır yaktığı bir zamanda inananların bir itfaiyeci gibi İslam’la insanları kurtarmaya çabalamaları, Peygamberlerin görevini yüklenmeleri demektir ve ücretleri de, ahirette onlarla beraber olmaları hasebiyle –Allah bilir ya- onlara çok yakın olacaktır. İnşallah!
Biz burada beş kuruş ücret almadan bunun için yazıyoruz. Cahillerin sataşmasına bunun için katlanıyoruz. Bu arada teşekkür edip dua edenlerden de hem moral buluyor, hem de manen sevap alıp mutlu oluyoruz.
Şimdi Mehmet Ali Birand için yazdıklarımızı cehline kurban giderek yanlış bulan ve bize hakaret edenlere mukabil, onlara cevap verenlere de örnek üç yorumu buraya alıyorum:
1- “selimcanlı haddini bilsen iyi olur basriy”
"ölülerinizi hayırla yad edin" diyor hadis. "Budistlik mi, Müslümanlık mı, Hıristiyanlık mı daha iyi diye sorarsanız, benim için fark etmez" diyen bizim ölümüz değil, seninkisi ise al hayrını gör. Beraber haşrolmak istermisin? Hem Cemal Hocaya bu ne saygısızlık? Sen mi ona dinini öğreteceksin. Ayıpsın kendine gel.
18 Ocak 2013 Cuma 23:47
2- “Cahillere aldırmayın siz, biz çok takdir ediyoruz milcan”
“Sevgili hocam sizin ferasetinizi bilmeyeb cahiller sitemizde okusun Birant ne diyor: "Budistlik mi, Müslümanlık mı, Hıristiyanlık mı daha iyi diye sorarsanız, benim için fark etmez". Bu mu müslüman ve bunu mu hayırla yad edeceğiz. Bunları daha önceden öğrettiğiniz için teşekkürler hocam. Cahillere aldırmayın siz, biz çok takdir ediyoruz.”
18 Ocak 2013 Cuma 23:42
3- “0406”
\"Ama âyetlerimizi inkar etmiş ve kâfir olarak can vermiş olanlara gelince, işte Allah\'ın laneti, meleklerin laneti ve insanların laneti hep onların üzerine olsun.\"
18 Ocak 2013 Cuma 20:11
Bu üç kardeşimin yorumu başka bir şey yazmaya gerek bırakmayacak kadar açık ve anlaşılır. Kendilerine ve benzerlerine teşekkür ediyorum.
Burda bu mevzuyu kapatsak iyi olur ama bir itiraz var ki o konu çoktan kafamda idi. Gelecek yazıya kadar fikrimi değiştirmezsem, ona da cevap vereyim inşallah.