CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in “mililyetçilik” anlayışı, aslında Atatürk’ün ve tabii “eski CHP”nin “milliyetçilik” anlayışıdır…
 

Şöyle demiştir: “Kürt milliyetçiliğini bana ‘ilericilik’ ve ‘bağımsızcılık’ diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eşdeğerde gördüremezsiniz.”

Son kelimeyi “gösteremezsiniz” şekline getirip hakiki “Türkçe” ile değiştirdikten sonra, söylediklerini, Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, CHP’ye karakterini veren eski CHP ideologlarının söyledikleriyle karşılaştırırsak, anlam olarak tümünün aynı olduğunu görebiliriz.
 

Atatürk diyor ki: “Bugünkü Türk milleti siyasal ve sosyal topluluğu içinde, kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve millettaşlarımız vardır. Fakat geçmişin istibdat devirlerinin ürünü olan bu yanlış adlandırmalar, düşmana âlet olmuş birkaç gerici ve beyinsizden başka, hiçbir millet ferdi üzerinde, kederlenmekten başka bir etki meydana getirmemiştir.”

Şimdi gelin, Atatürk tarafından, devrin CHP Genel Sekreteri Recep Peker’e yazdırılan ve Üniversitelerde okutulan “İnkılâp Dersleri” isimli kitabın “Kan” başlıklı bölümüne bakalım: “Tek bir şey, Türk kanı, bütün bu gürültüler içinde temiz kalmıştır. Batı Türkleri bu çöküntü içinde kanının arılığını korudu, sakladı.”
 

Konuya girmişken, bari Atatürk’ün tashihinden geçen Mahmut Esat Bozkurt’un, yine üniversitelerde okutulan “Atatürk İhtilâlı” adlı eserine de bir göz atalım: “Bir ihtilâl, hangi millet hesabına yapılırsa, mutlaka o milletin öz evlâdının eliyle yapılmalı ve onun elinde kalmalıdır. Meselâ, Türk ihtilâlı öz Türklerin elinde kalmalıdır. Hem de kayıtsız şartsız… Türk’ün en kötüsü, Türk olmayanın en iyisinden iyidir! (S. 228).

“Türk Devleti işlerinde Türklerden başkasına inanmayalım… Türk devlet işlerinin başına öz Türk’ten başkası geçmemelidir… Yeni Türk Cumhuriyeti’nin devlet işleri başında mutlaka Türkler bulunacaktır. Türk’ten başkasına inanmayacağız. Türk İhtilâlı’nın farikası Türk milliyetçiliğidir. Türk olmaktır!.. Bütün Türk ihtilâli bütün eserleriyle bu prensibe dayanıyor. Bundan en küçük bir inhiraf (ayrılma-sapma) geriliğe davettir. Ve ölümdür.” ( S. 446-447).
 

Ne tesadüftür ki, tıpkı Birgül Ayman Güler gibi CHP İzmir Milletvekili olan ve Adalet İktisat Bakanlıklarında bulunan Mahmut Esat Bozkurt, 1930’da TBB’sinde yaptığı konuşmada, “Türk, bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. Dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler” demiştir.

“Milli Şef” İsmet İnönü’nün emriyle yapılan “CHP’ye konferanslar” dizisi, bütün olarak, CHP’nin ırkçılığı konusunda inkârı imkânsız ipuçları veriyor. 1940’da CHP tarafından kitaplaştırılan konferanslar arasında meşhur ve malum Agop Dilaçar’ın Hatay konferansı da yer alıyor (19. kitap). Özetle Agop Bey şöyle diyor:

Tükçülük ırkçı olmadığı için noksandır. Kemalizm ona ırkçılığı ilave etmiştir.”

Yani?..
 

“Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”

Ve yani, Birgül Ayman Güler bunlardan ayrı, bunlardan farklı, bunlara zıt bir şey söylememiştir…
 

Eğer ortada bir “sapma” varsa, sapan Birgül Ayman Güler değil, “Biz ırkçı değiliz” diyen bugünkü CHP’li yöneticilerdir!